Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Kemal Düz Dillerden düşmeyen, sık sık duyduğumuz bir söz var: " Yaylanın imar projesi hazırlandı, onay için gönderildi, gelecek." Aybastılı olup da yetkili yetkisiz pek çok kişiden bu ve benzeri cümleleri duymak mümkün. Bugün Perşembe Yaylasında tam bir belirsizlik, tam bir karışıklık var. Alt yapı yok. Kaçak yapılaşma var. Kimi yapılara göz yumma var, bazılarına yıkım. Böyle nereye kadar sürecek bu kaos. Süren bu belirsizlik, kimlerin işine yarıyor. Kirlenen derelere ait birşey sorulsa, imar planı bahanesine sığınılıyor, şimdilik yapacak birşey yok deniyor, tuvalet sorunu deseniz, yine önünüze imar meselesini çıkarıyorlar. Yaylayla ilgili her sorunun anahtarı temeli imar meselesine bağlanmış. Ancak bazı problemler var ki, imar olmadan, çözülmeden de sorunlar çözülebilir. Ancak bunlarda çözülmeden bekletiliyor. Yaylada organik br pazar yeri de mi imar planına bağlı. Yaylada gelen konukların kalacağı uygun bir otel yok. Aybastı ile Yayla arasında Belediye tarafından hizmete sunulan bir ulaşım aracı yok. Perşembe Yaylasına gitmek isteyen bir kişi özel aracı yoksa, saatlerce arabanın içinde bekleyebilir. Yaylada nüfusun arttığı günlerde gezici bir sağlık ünitesi hizmete sunulabilir, o da yok. Emniyet ve asayiş hizmetleri son derece zayıf. Yaşlı insanlar akşamları evlerinin kapısını sıkı sıkı kapatıyor. hatta bahçer kapılarını bile kilitliyorlar. Yayla turizm cennet olmaya aday bir yer, yabancı turist yok denecek kadar az geliyor. Buraya hzmet gelse, reklamı tanıtımı yapılsa, turizm şirketleriyle görüşülür, buraya turistlerin gelmesi sağlanabilir. Tarım yıllar önce bitirildi. Hayvancılık ise büyük teşviklere rağmen istenilen düzeyin çok altında. Bütün bunlar ne gibi bir sonuç yaratmış: Yaylada genç nüfus yok denecek kadar az. Hem gençler niye gelsin buraya ki, genç ve üretici olmayan bir yerde nasıl gelişme sağlanabilir ki. Bu topraklar iyi değerlendirilir iyi hizmet üretilirse ülkemizin gözbebeği olur. Bundan en iyi faydayı burada yaşayan insanlar ve yöre insanı sağlar. Aşağı yukarı her yıl bazen kısa süreli, bazen uzun süreli olmak üzere Perşembe Yaylasına geliyorum, burada yaşıyorum. Burası benim memleketim; derdiyle sevinciyle hemhal olmuşum.Gözlemim şu; Perşembe Yaylasının canlılığı ekonomisi geri gidiyor, zayıflıyor. İlerleme yok, gelişme yok. Festival zamanında bir haftalık canlılık yetmiyor. Burada; yaz kış, güz bahar her mevsim etkinllik yapılmalı. Buraya insanlar gelsin, tanısın bu güzellikleri yaşasın. Buralar canlansın, zenginleşsin..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kemal düz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |