Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Öğle üzeri vatandaşlık görevimi yapmak üzere köyün yolunu tuttum. Eşim, ben, abim ve 90 yaşında olan annem. 16 No’lu Sandıkta oyumuzu kullanacağız. Sandıklar, her zamanki gibi Güvercinlik Köyü İlkokulu’na kurulmuştu. Köyde seçim için 3 sandık bulunuyor. Çünkü köyün hatırı sayılır bir oy potansiyeli var. Sandık başına geldik. Daha içeri girmeden seçmenlerin tartışmasıyla karşılaştık. Okulun önü oldukça kalabalık. Polisler olaya müdahale ettiler. Ve büyümeden olay kapandı. Oyumuzu kullanmak için sandık başkanına gittik. Genç bir kız. Sandık kuruluna baktım. Tanıdık simalar var. İçlerinde bir tanesi oldukça tecrübeli. O da ne yazık ki sadece parti gözlemcisi. Yani pek fazla etkisi yok. Sandık başkanı, çok tecrübesiz. Neredeyse hiçbir şey bilmiyor. İnisiyatif kullanamıyor. Belki beş dakika önünde oy pusulalarımı almak için bekliyorum. Elimi uzatıyorum. Ama nedense o, bir türlü vermiyor. Oy kullanılan yere bakıyorum. Acaba birileri mi var? Dolu da ondan mı vermiyor. Ama değil. O bölümler de boş. Artık yumuşak bir dille “Şu oy pusulalarımı verseniz de oyumu kullansam” diyorum. Ve ikazım üzerine alıyorum. Geçip oyumu kullanıyorum. Sandık şeffaf. Bakıldığında görülüyor. Özellikle pusulayı sandığa atarken meraklı gözler takip ediyor. Ya oyum görülürse ne olacak? Oy gizli ortamda veriliyor ne de olsa. Onun kavgasını yapmıyoruz. Asıl kavga geride… Dedim ya annem 90 yaşında. 3 Tane gözlük kullanıyor. Ve gözlüklerin camları en kalın cinsten. Sandık başkanına “Kızım, benim gözüm görmüyor. Oğlum, yanımda bulunsun” diyor. Sandık başkanı bayan “Olmaz. Gözlüğünüz var” diyor. “Sandığa yalnız gideceksiniz” diyor. “Ben okuyamam kızım” diyor. Bayan ısrarla “Olmaz” diyor. Ben müdahale etmek istiyorum. “Bakın, seçmen hastayım diyorsa onu hasta kabul etmek zorundasınız. Siz doktor değilsiniz. Gözünün görüp görmediğine karar veremezsiniz. İnisiyatifinizi kullanıp izin verebilirsiniz. O da olmadı sandık kuruluna oylamaya sunarsınız. Sandık kurulunun alacağı karara göre hareket edersiniz” diyorum. Ama sandık başkanı bayan çok inat çıkıyor. “Olmaz!” diyor. “Gözünde gözlük var” Sandıkta bulunan siyasi parti gözlemcisi “Hocam, doğru söylüyor. Yıllardır sandık başkanlığı yaptı. Tecrübeli. Ben, size söyledim. 90 yaşında insanlar var. Onlar gelince ne yapacaksınız? Bu gibi durumlarda seçmenin en güvendiği kişi yanında girip ona yardım edebilir. Ama siz dinlemiyorsunuz” diyor. Bayan, ısrarla “Olmaz! Kullanamaz.” diyor. Sakin bir dille son kez “Bak canım, önemli olan seçmenin iradesini sandığa yansıtmaktır. Amaç mümkün mertebe seçmene oy kullandırmaktır. Sizin bu yaptığınız ise seçmeni engellemektir.” diyorum. Ama kime söylüyorum belli değil. Tecrübesiz bayan, hiç oralı olmuyor. Dinlemiyor bile… Annem pusulaları alıp oy vermeye çalışıyor. “Kim, nerde bilmiyorum ki” diyor. Bayana bu sefer “O zaman hangi partinin, hangi adayın nerde olduğunu anlatıp göstermek zorundasınız” diyorum. Bayan, pusulaları alıyor. Aynen “Şurada UBP, şurada CTP, şurada DP… istediğine ver” diyor. “Peki, meclis üyelerini, azaları nasıl seçecek?” diye sorunca bayan “İstediğine versin” deyip kapatıyor. Annem de çaresiz oyunu kullanamıyor. Sadece bir pusulaya rast gele mühürü basıyor. Ama kime verdi, nereye verdi kendi de bilmiyor. Mühür vurduğu pusula artık belediye için miydi, muhtarlık için miydi, yoksa aza veya meclis üyeleri için miydi Allah bilir… Annem gibi daha kaç tane yaşlı kişi, oyunu yaktı böyle. Çünkü 16 nolu sandıkta hiç birine izin verilmedi. Oysa diğer iki sandıkta bu gibi yaşlılara refakatçi verildi. Peki, 16 nolu sandıktaki yanan oylar ne oldu? İrade sandığa yansımadıktan sonra yapılan seçim neye yaradı? Diğer taraftan da yaşlı insanlara öncelik tanınması gerekir. Bu, yasa da var. Ama maalesef, sandık başkanı bayan bunu da yapmadı… Yaşlıları da sıraya koyup dakikalarca ayakta bekletti… Tansiyonu olan var, şekeri olan var, kalp hastası olan var… Yüksek Seçim Kurullarının sandık kurullarını atarken seçilen kişilere dikkat etmesi gerekmez mi? Özellikle sandık başkanlarının deneyimli olması, daha önceden bu işi yapmış kişilere görev vermesi daha doğru olmaz mı? Deneyimli sandık başkanları tecrübeleriyle iradenin sandığa en doğru ve en güzel biçimde yansımasını sağlar. Hata en aza iner… Yine de vatandaşlık görevimizi yerine getirmenin sevinciyle evimize döndük. Ama annem, “Oyum yandı!” diye çok üzüldü… Ne diyelim… Sağlık olsun… Belki de böylesi hayırlıymış…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |