Herşeye imgelem karar verir. -Pascal |
|
||||||||||
|
İkisi birlikte talih kuyusuna gitmişler. Hanımı talih kuyusundan “Talihim” diye talihini çağırmış. “Talihim, talihim benim için ne yapıyorsun” diye seslenmiş. Talihi ise “Efendim, sizin için inci mercan diziyorum” demiş. Hanım genç kıza dönüp, “Hadi yavrum, şimdide sen çağır talihini” demiş. Kız bunun üzerine kuyuya seslenmiş, “Talihim” demiş, ses yok, “Talihim” demiş, ses yok. Hanımı “Bağır evladım, talihin duysun seni” demiş. Bunun üzerine kızcağız “Talihimmmm” diye bağırmış. “Benim için ne yapıyorsun” demiş. Cılız mı cılız bir ses “Senin için uyuz köpeğin üzerinde bit sıkıyorum” demiş. Kız üzülmüş yine seslenmiş, “Sen neden benim için uğraşmıyorsun? Sen de benim için inci mercan dizsen” demiş. Talihi “Peki bundan sonra inci mercan dizeceğim” demiş. Hanımı bunun üzerine “Seslen de gerçekten dizip dizmeyeceğine dair bir işaret versin” demiş. Talihi bunun üzerine kıza bir çile ipek ibrişim vermiş. O günlerde ülkede padişahın hanımı doğum yapacakmış. Bebek için çok özel ipek ibrişimlerden takım yapılıyormuş. Takım hazırlanırken yarım kalmış, ipek ibrişim bitince tüm ülkede aramaya başlamışlar. Bunun üzerine kız talihinden aldığı ipek ibrişimi saraya götürüp “Bu olur mu?” diye sormuş. Kızın götürdüğü ibrişim tam da aranan ibrişimmiş. Padişah kıza “Bu ibrişim için ne istersin, dile benden ne dilersen” demiş. Kız ise “Ağırlığınca altın isterim sultanım” demiş. Padişah bunun üzerine gülmüş, ipek ibrişimi terazinin bir kefesine, altını diğer kefeye koymuşlar, terazi tartmamış. Altını artırsalar da terazi bir türlü tartmıyormuş. Neredeyse hazinenin tamamını getirmişler, terazi tartmamış. Padişahın bunun üzerine canı sıkılmaya başlamış. Tam o sırada padişah dönünce teraziye çarpmış tartı aynı hizada oluvermiş. Padişah bunun üzerine, kıza “Anlaşılan sen beni istiyorsun?” deyip kızı kendine eş ilan etmiş. Evinde hanımlık ettiği kadınla tekrar talih kuyusuna gidip seslenmişler. Kız “Talihim ne yapıyorsun?” diye yine seslenmiş. Talihi “Senin için altın ve inci diziyorum” demiş. Kadın kıza dönüp “Talihin ne zaman insanın yüzüne güleceği belli olmaz, talihini arayan, bekleyen kazanır evladım” demiş. Şefika ÜNAL (14 Nisan 2014)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şefika Ünal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |