Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Amerika Türkiye’nin başına nasıl bir çorap geçirmeyi tasarlıyor? Anlamak olası değil. Kuzey Irak’a taşıdığı bu malzemeleri kendi askerlerine mi, yoksa Peşmergeler mi kullandıracak? Yoksa Türkiye’yi istediği çizgiye getirebilmek için bir tehdit aracı olarak mı kullanacak? Amerika Türkiye’nin neredeyse tüm askeri hava alanlarının kendi kullanımına verilmesini istiyor. Yalnızca bununla yetinmiyor. Yüz bin askerinin de konuşlandırılmasını istiyor. Aklı başında olan her kes için çok tehlikeli bir oyun bu. Akla çeşitli olasılıklar geliyor. Amerika neredeyse tamamına yakın hava alanının kullanmak istemesi ne gibi sonuçlar doğurur. Hava alanlarının kullanımı sırasında Kürt devletini bir oldu bittiye getirmeyi mi amaçlıyor? İsrail’in Araplarla savaşında Arap ülkelerinin hava alanlarını nasıl kullanılmaz duruma getirdiğinin belleklerden silinmesi olası mı? Savaşlarda en önemli vurucu güç hava kuvvetleridir. Hava alanlarımızın her olasılığa karşı ülkemizin kullanımında olması ulusal çıkarımız için gereklidir. Amerika Irak’la yaptığı savaş sonrasında, Peşmergelere Saddam rejimine karşı kullanılması için verdiği silahları nasıl geri toplayacak? Toplayabilmesi olasılığı var mı? O silahların askerlerimize karşı kullanılmayacağını kim garanti eder? Türkiye başına bu çorabın geçirilmesine hiçbir şekilde izin vermemelidir. Amerika’nın Türkiye’de konuşlandırılmak istediği, her biri Rambo olarak yetiştirilmiş olan çok iyi eğitilmiş askerleriyle neyi amaçladığını anlamak olası değil. Irak’ın işi bitirildikten sonra askerlerini diğer Türk ülkelerine karşı mı kullanacak? Ya o askerleri çekmem derse ne olacak? Kıbrıs bir anda elde patlayan bir bombaya dönüştü. Dış işleri bakanımıza göre en geç 28 şubat 2003 e kadar mutlaka çözüme ulaşması gerekiyor. Bakan eğer o güne kadar çözemezsek Türk askeri adada işgalci duruma düşer diyor. Evet sayın bakan biz o adaya, tarih boyunca hiçbir zaman Yunanistan’ın olmadığı halde, ada benim diyen işgalci palikaryalara karşı çıktık. Adada uygulanmak istenen soykırımını sonsuza dek önlemek için çıktık. Varsın tüm dünya bize işgalci desin. Eğer ada Türkleri geleceklerini garantiye almak için Anavatana ilhak kararı alırlarsa, Anavatan o öz evlatlarını mutlaka bağrına basacaktır. Kıbrıs’taki bir mitingde, ben ne Türk’üm ne de Rum. Ben Kıbrıslıyım diyen bayana sormak gerekir. Eğer Türkiye garantör haklarını kullanarak adaya çıkmasaydı, Rumlar tasarladıkları korkunç soy kırımını gerçekleştirebilselerdi Kıbrıslı olabilecek miydin? Dahası doğabilecek miydin? Çok acı ama gerçek. İçişleri bakanının o akıl almaz sözleri hemen meyvesini verdi. Yunan parlamentosu bu sözler üzerine kenetlenmiş durumda. Çok yakındır bu sözleri dünya gündemine getirmeleri. Bilinen bir deyimle dağın kuşunu dağın taşıyla vurabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Bu durumdan kurtulmanın tek umarı, sayın Baykal’ın dediği gibi içişleri bakanının istifası. Hem de hiç beklemeden, vakit kaybetmeden. Yine bu günkü televizyon haberlerinde ilginç haberler var. Bize Irak’a mal satamazsınız diyen Amerika Irak ile müthiş bir alışverişin içinde. Irak petrolünün baş alıcısı Amerika. Yetmedi. Irak’a sözüm ona ambargo uygulayan Amerika ile Almanya, 2001 yılına kadar Irak’a her türlü silah ve silah üretimi için teknoloji satmışlar. Bu durumda Amerika’ya nasıl güvenilir? Nasıl Amerika’ya üs verilir ve asker konuşlanmasına izin verilir. Görünen Türkiye’yi çok kritik günlerin beklediği. Ohhhh. Gözümüz aydın. Nereden buldun yasasının uygulanmasına hükümet tarafından bir yıl ara verildi. Bu kararın alınmasıyla çooook rahatladım. Zira günlerdir ayağıma yeni aldığım bir çift ayakkabıyı nereden buldun da aldın diye sorguya çekecekleri korkusuyla uykularım kaçıyordu. Seçim öncesi her türlü yolsuzluğun üzerine gideceklerini söyleyenlerin ilk icraatına şaşmamak gerekir. Boşuna dememişler böyle gelmiş böyle gider. Sayın Baykal, yasanın bir yıl ertelenmesine karşı çıkarak, balayı bitti. Artık sertleşeceğiz demesi doğrusu beni çok şaşırttı. Baykal’ın şunu unutmaması gerekir. Seçim yasasının sakatlığının neden olduğu parlamentoda temsil edilememenin yarattığı sonuçlar yüzünden partisine muhalefet görevi her ne kadar yüzde on sekizle verilmiş olsa da, partisi, dışarıda kalanların da sözcüsü ve hak arayıcısı olmak zorundadır. Bu da küçümsenmeyecek bir güçtür. Özcan Nevres
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |