Dilerim, tüm yaşamınız boyunca yaşarsınız. -Swift |
|
||||||||||
|
Sınıftaki herkesin aklının havada olduğu, cümlelerin sonu gelmediği, heyecanın tavan bulduğu günlerdi. Onlardan birinde, okula varmadan önceki son köşeyi dönerken Siyaset Bilimi hocam ile burun buruna geldim. Aile dostu edasıyla gülümsedi önce sonra resmi tavrına döndü. Bir öğrenci için dost-akraba ilişkileri arasında kalmak tatsız bir durum(en azından benim için öyleydi). Öyle kayırılmak, desteklenmek gibi nimetlere dokunmak değil hatta daha da yokuşa sürülürdü her şey. Ailem yetmezmiş gibi öğretmenlerim (ilk okul öğretmenim dahil) de bana sert birer veliydi. Biliyordum, hepsi iyiliğim içindi... "Nasıl gidiyor?" diye sordu ve hemen ekledi: "Ne yapmayı düşünüyorsun, edebiyata devam mı yoksa?.." Daha cevap vermeden kestirip attı: "Bence sen hiçbirini yapamazsın" , yutkunmamı hiç bu kadar gürültülü duymamıştım. "Neden öyle dediniz ki hocam, şimdi?" derken yokuşu tırmanan eski bir otomobil gibi hararet bastığını hatırlıyorum. "Çünkü, evladım, sen her şeyi, ama her şeyi öğrenmişsin, biliyorsun. Tarağının olmadığı bez yok, korkarım bu yüzden belli bir meslek sahibi olmazsın..." diye tespitini lanet gibi savurdu, sırtımı sevgiyle sıvazlayıp yoluna devam etti. Her şey birkaç dakikada olup bitse de anısı hayatım boyunca peşimi bırakmadı. Filolojiyi idealize ettiğim, yoluna düştüğüm ışıktı benim için. Diğer yandan da sayesinde ideolojilerin hayra alamet olmadığını öğrendim. Meslek sahibi olmak elle tutulur bir eylemin sonuçlarına götürür insanı; idealler ise insandan alıp götürür. Yine de hayat her iki şekilde de geçip gider... Ebeveynler, koşulların etkisiyle de, çocuklarını yoğurup, biçim vermeye çalışırlar. Kimi sadece bakıp gözeterek, kimi saf sevgiyle, kimi lafta, kimi disiplinle canından olanına yol belirleme derdinde. Ömürleri geçer böylece, Kader ise saatini bekler, hep olduğu gibi... Herkes bir gün bir şekilde kaderine kavuşur, her ne kadar zorlasa da şartları, yolunu ne kadar değiştirdim dese de içten içe bilir kaderinin askeri olduğunu. İnsanın ne istediği değil neye kavuştuğu önemli. Belki dünyanın en talihsiz, en yoksul insanı olabilir fakat en huzurlu, kendisiyle barışık, mutlu biridir. Belki dünyanın en varlıklısı, sınırsız olanaklara sahiptir lakin gözüne uyku girmeyen, kuşkucu, ikiyüzlü, bencilliğinde kaybolmuş, gizliden gizliye mutsuz biridir. Kimin ne olacağı kim bilebilir ki?.. İnsan kendinden, özünden uzaklaştıkça maneviyatı fakirleşir, bilgisiz kaldıkça ise medeniyetsizleşir. Ne tek başına yürek ne de tek başına bilgi yetmez. Bence, kader yolumuzu bu kodları girerek yazıyor olmalı. Şimdi, bunca yıl sonra geriye dönüp baktığımda ne çok olduğumu görüyorum hocam. Bazen göz çukurlarımı ağrıtan isyanlarıma rağmen, çıkmazlarıma ve çaresizliklere rağmen kaderime kavuştum hocam. Hayatın soğuk, duygusuz çarkına dahil olmamak hiçbir şey olmaksa iyi ki öyle olmuş be hocam!.. Hırsların, kaygıların, anlamsız sidik yarışlarının hengamesinde insanlığın manzarasına dışarıdan bakıp acınası hali görüyorsam, vallahi olmuşum ben hocam. eylül
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eylül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |