Güzel birşeyin fazlası harika olabilir -Mae West |
|
||||||||||
|
Okul yıllarında eğlenmek için bahane çok; bir doğum günü, harçlığın gelmesi, bursun yatması, sınavların bitmesi, sıfırcı hocanın başka okula gitmesi, yeni bir filmin gösterime girmesi, haftanın son günü olması, öylesine... Sorumluluk sahibi olunca insan, yine bahaneler su serper içine: bayram tatilleri, hafta sonları, dost toplantıları, yılbaşı... Çocukken böyle günler beklenmedik bir hediye gibi ve panayır tadında olur. Büyüklerin yüzü güldüğünde, mutfakta telaşlı koşturmaca başladığında kendini tutmadan abur cubur yiyebileceğini anlarsın. Kızacak, seni uyaracak, çeki düzen verecek kimseler olmadan hoplayıp zıplayacağını anlarsın. Yanaklarından makas alan, öpücükler konduran aile büyüklerinin armağanlarını merak edersin. Küçük kardeşinin yeni oyuncağını kırsan da ceza almayacağını bilirsin. Ve büyüdükçe, büyüdükçe "keşke her gün böyle geçse..." diye içinden geçirirsin. Çocuk olmak sihirli bir dünyaya bakmak gibi; gördüklerine büyükleri inandıramazsın, o dünyanın penceresi sadece sana açılır. Hep şenlik olsun istersin; hep gülümseyen, gülümseten günler olsun istersin, Hayat'a rağmen... Çocukluk acıtır bazen. Talihsiz yaşanmışlıklar kazınır aklına ve inatla, izin verdiğin sürece, güzel anları yok ederler. Büyüdükçe kalp kırıklığını yine aynı kalbin sevgisiyle iyi edersin ve olgunlaşırsın, hakkını verirsin yüreğinin. Asıl marifet bunu yapabilmek. Büyüdükçe anlamaya başlarsın: hayat hiç de eğlenceli değil aslında, şenlik eğer sen istersen başlayabilir. Anlarsın, lakin asla itiraf etmezsin ki büyümek de hiç eğlenceli değilmiş, oysa bunun için çok ama çok acelen vardı. Ve aslında eğlenmek için uydurduğun her bahanede o sihirli dünyanın penceresinden tekrar bakabilme arzusu var. Kimbilir, belki "eski bayramlar", "eski günler" hep bu yüzden dudaklarda... Çocukluğun seni terk etmediği tek haldir Aşk. Büyümeden kapılırsın ona, belki öyle bir şenlikte bulaşır ruhuna, bir melodiyle, bir kelebeğin kanat çırpışıyla, bir yağmur damlasıyla veya sadece gökkuşağın renkleriyle... Zaman sonra, bir an için bile mucizelere inanmaktan vaz geçersen, Hayat'ın içine daldığın an onun esiri olursun, eğer kalbin hala sıcacık kaldıysa her uykuya düştüğünde sihirli dünyanın penceresinden sana seslenen Aşk'ı görürsün. Aldığın her nefes ona gitmek için attığın adım olur ve içindeki çocuk seni iyileştirir. Bir gün onun aslında Sen olduğunu fark edersin... Her yeni yıl bir yılın daha eskidiğinin kanıtı. Her yeni yılın gelişi heyecanla beklenen Bayramların yaklaşması. Takvimin her sayfası mevsimlerin değişmesi. Günlerden her biri iyi olmak için yeniden başlamak için yeni bir fırsat. Yüreğinle yüzleşmek için bir fırsat. Hayat'ın tuzaklarını fark etmek için, aklını her nevi zincirlerden özgür kılmak için, gerçekten hür olmak için her nefes bir fırsattır insana. Her yeni yıl zamandan bir hediyedir insana. eylül
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eylül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |