Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
en yeni elbisem üstümde, kulaklarım ise kapıda seni bekledim. Aşkı özledim Gülbahar. Kurtulabilseydim keşke, kurtulmak isterken senden. Sen teşhir ederken mezatta, yürekten yüreğe, yüreğini ve en yüksek fiyatı ödeyene. Ödeyebilseydim keşke bedelini. Dile getirdiğim şiirlerde, elemde sonsuzlukta, mutlulukta bir an, ama hep çaresizlikle ağlamaklı, kanadı kalbim damla damla; ızdıraplar öyle döllendi. Mecnun’u hatırla Gülbahar, ızdırap içindeyken, ya da Kerem’i, Ferhat’ı tüm sevda masallarını hatırla bir. Hatırladığın her hikayeyle yak yüreğini acı içinde. Hatırla ki, o sevda masallarını aşkla yazan şair ruhlar konsun kollarına. Ben seni tanıdığım günden beri, Sarhoş meyhanelerin balık ızgaralarında ısınmak varken, Oturup yıldız ördüm bulutların üstüne üşümesinler diye… Ne kadar soğuk şeydir üşümek! Seni öperken bacaklarımın titreyişi geliyor aklıma her üşüyüşümde. Ben çıkarken gurbete, hiçbir sebebi yokken yarını karanlık bir aralık kaldı kapıda. Bir sebep bulabilirdin dönmek için, Bir bahanen olabilirdi, Ya da pişmanlık kokusunda bir çift lafın… O zaman ben de, belki affederdim seni Gülbahar. Belki de bırakırdım kıskançlık huylarımı, tam da o an, ayak altında… Kıskançlığım sevmektendi oysa. Sadece bana dokun, Sadece bana bak, Benim göğsüme yaslansın başın, saçlarını tararken parmaklarımla ben koklayayım istedim. Sadece benim ömrüme sığınması içindi ömrünün. Hem kendiminkini, hem seninkini taşıyacaktım boynumda. Böylesine bir fedakarlık yapmak isteğim ağır geldi sana. Oysa nasıl da yaşardık bir gülücük sıcaklığıyla! Ayrılık ne acı şeymiş Gülbahar Şiirlere bağımlılıklarından kurtarıp sözcükleri Bir kurşun kalemin ağırlığında Yazmak isterdim alnına aşkı. Sonra da Gülbahar Telli duvaklı almak… Yüreğim bir vazo, seni koymuşum Susuz kalmaktan korkma, her damla kanımı akıtırım sana Yani Gülbahar Baharda açmış bir çiçek gibisin solmayacak Özlemimde koklanacak bir hasret … Özlemek ne acı şeymiş Gülbahar Ömrün her anına bir sözcük sığdırarak Sana olan özlemimi yazacağım şiir şiir, Dirseğimi masaya dayayıp avucuma koyacağım başımı gözlerimi yumarak Gözlerimin içine bakacağım Gözlerim karanlığa alışıncaya kadar Karanlığın içinde bir silüet farkedeceğim sen sanarak… Başımı kaldırıp bakamayacağım bir başka aşka. Böyle aşık olmak ne zormuş Gülbahar!… Uçurumlar kazdın aramızda kazma kürek İnatla, öfkeyle… Ben geçmek istedim hep karşı tarafa. Sen kestin iplerini asma köprülerimin. Her seferinde öldürdün biraz daha… Senin elinden her gün biraz ölmek çok berbatmış Gülbahar! Bunca gayretim fayda etmiyorsa yapılacak bir şey kalmamıştır demek… Vaz geçiyorum, aşmaktan uçurumları! Beni bekleme artık Gülbahar! Bir daha gelmeyerceğim senden yana. İşte, uzaklaşıyorum…. Pişmanlıklarını sürüyerek sen gelirsen, dizersen onları kapımın önüne, boş bir zahmet olur, onca yorulman, bugün de evde yokum, yokum Gülbahar. Zilimi çalma! Arayıp durma! Gözlerinde güneş doğmuş, kapat Gülbahar, bakıp durma…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kemal Yavuz Paracıkoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |