Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
Babamın bir akşam ansızın kalp krizinden vefat etmesinden sonra annem,ben ve ablam kalmıştık. Dedemle birlikte oturmuyorsakta yinede dedemin koltuğu altında gidiyorduk. Babam bize hatırı sayılır bir servet bırakmıştı. 3-4 adet işyeri,3 adet daire ve bir otomobil. Ben evin tek oğlu olduğumdan hoppa ve şımarık büyütülmüştüm. Dükkana evden yemek geldiği halde dedem beni lokantaya gönderiyordu. Babam öldüğünde 13 yaşlarındaydım. İş kuracağım diye dükkanları sattım. Evlerin ikisini sattım bir dairemiz kaldı. Ne bir işi becerebildim nede para kazanabildim. Telefoncu dükkanı açtım veresiyeden battım. Nakliye için araba aldım,kendim nakliye işini gidip sanayide bekleyeceğim yerde esnafa dağıtığım kartlarla evde iş bekledim,o da olmadı, arabayı zararına sattım. Evlenmek için baskıyla babamdan kalan evlerin ikisinide sattım ve evlendim. Ama işim yoktu. Annemin babamdan kalan aylığı ile geçinmeye çalışıyorduk ama epeyi zorlanıyordu annem. Bir zaman sonra ablamda çalışmaya başladı ben hala çalışmayı beceremiyordum. Bir zamanlar evinde badanacı,temizlikci çalıştıran zavallı annem başkalarının evlerine badanaya , temizliğe gidiyordu. Bu arada ablamda evlendi ama bir müddet sonra enişte beyde benim gibi;yazı,kışı ve birde işi sevmiyordu,ayrıldılar. Ablam küçük kızı ile Avrupaya çalışmaya gitti. Giderkende elimizde kalan ve benim oturduğum evi onun üstüne yaptık. Annem genç yaşında dul kalmıştı. İsteyenleri oldu ama o hep istemedi.Yada benden çekindi.Babamın vefatından 13 sene sonra bir gece annem kendisini bir emeklilinin istediğini,komşuda görüştüklerini ve beğendiği bu kişiyle evlenmek istediğini söyleyince tepem attı. Bağırdım çağırdım ama nafile sonunda zorda olsa ikna oldum. Annem komşu ilçeye gelin gitti. Annemin gideceği gece babamdan kalan emekli aylıklarını aldığı maaşa ait banka kartını zorlayarak elinden aldım. Ablamın Avrupa ya gitmesinden sonra onun maaşıda anneme eklenecek ve bir yıllık bir fark gelecekti. Hem sonra annem babamdan kalan maaşı kestirinceye kadar ben o maaşı alacaktım. İşte o paranın geldiğine dair ihbarname anneme geldiğinde annem üvey babamla maaş aldığı bankaya gidiyor ve bir bakıyorlarki para çekilmiş. Benim aldığımı anlıyorlar. Annem o zaman üvey babama maaş kartını benim zorla aldığımı söylüyor. Üvey babamda bana telefon edip ya kartı getir yada yasal takibata geçeceğiz deyince ister istemez ben annemin maaş kartını anneme iade ettim. Parayı öderim desemde çalışmıyorumki nereden ödeyeceğim. Yavaşça paranın üzerine yattım. O kadar pişkindimki anneme maaş kartını vermesini , hala bankaya onun adına maaşın yattığını ve benim bunu çekmek istediğimi söylediğimde üvey babam çok kızmış ve kartı yakmış. Bir arkadaşımın annesi ikinci defa evlendi evlendiği adam üvey oğlunada bakıyordu. Bunu anneme söylediğimde annem kızdı. Ama zaman içinde benim kışlık kömürümü,yiyecek ihtiyacımı hep annem vasıtasıyla üvey babam temin ediyordu. Ama ben, madem bir veriyorlar neden iki vermesinler düşüncesindeydim. Derken annem ve üvey babamla aramızdaki ipler kotu. Oturduğum evde ablamın üzerine olduğundan ablamdan da çalışmadığımdan devamlı para istemem yüzünden aramız bozuldu. Sonunda ablam evi satılığa çıkardı. Satarsın satamazsın derken ben” 4.000.-YTL ver evi boşaltayım “ dedim. Ablamda parayı üvey babama yollamış. Üvey babamda bu parayı bana noterden şu aya kadar çıkacağım diye taahütname alarak verdi. Ben çalışmıyordum ki nerden evden çıkacaktım. Sadece parayı almak için imza attım. Kafamca dayılık yapacaktım ve evden çıkmayacaktım. Belirtilen ay gelince ben evden çıkmayacağımı söyledim. Bu sefer üvey babam ablamın yolladığı vekaletle avukat tuttu ve bana ihtarname gönderdi. Bir ay içinde evden çık çıkmazsan yasal işlem yapılacak diye avukat noterden ihtarname göndermezmi ? Avukatla görüşmeye gittiğimde avukatın söylediği ”ben sana ihtarname gönderdim.Ozamana kadar bekliyeceğim ondan sonra yasal işleme başlıyacağım” dedi. Sordum soruşturdum eninde sonunda beni kapı önüne koyacaktı üvey babam.Birde 5 yaşında kızım vardı. Çalışmıyordumki nereye kiraya çıkacaktım.Kredi kartı borcum da epey yükselmişti. Baktım kaçak tarafım yok dedemin evine taşınıp dedemle birlikte oturmaya başladık. Ben çalışmadığımdan bu seferde dedemin emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorduk. Bir müddet sonra iyi mevkide ki dedemin evini kıyıda kalan bir evle değişip üste para aldım.Bir müddet öyle idare ettim. Aldığım paraylada kendime bir de otomobil almıştım. Al takke ver külah derken sonunda iş tıkandı ve kaçacak yerim kalmadı. Şimdi iş arıyorsamda bulduğum işte emir almıya alışık olmadığımdan en fazla 6 ay çalışıp bir bahane bularak işten ayrılıyordum. Bu sıkışık günlerden birinde babam sağken anneme aldığı hisseli arsa aklıma geldi. Üvey babamla konuşmuyorsakta ben yine anneme gidip o arsayı bana vermesini borçlarımı arsayı satıp ödeyeceğimi söyliyecektim,ama üvey babam bana evine gelmememi,annemle evin dışında görüşmemizi söylemişti. Bir gece bir arkadaşımın arabasıyla annemin evine gittim. Hava soğuktu kapıyı çaldım annem açtı. Dış balkonda konuşmaya başladık. Üvey babam bizi balkonun penceresinden izlemiş ve benim arsayı almak için baskı yaptığımı görünce kapıyı açtyı”Dışarı çık ben sana bu eve gelme demedimmi” dedi. Annem araya girmeye çalıştı ama ben üvey babama,üvey babam bana derken nasıl olduysa arkadaşımdan emanet olarak aldığım tabancayı belimden çıkardım. Maksadım korkutmaktı. Araya annem girdi. Üvey babam hala çık dışarı diyordu. Hatta bana doğru atılıp elimden tabancayı almak isterken tabanca üst üste 3 defa patladı. O kargaşa ile ben hem annemi hemde üvey babamı vurmuşum. Annem ve üvey babam öldü. Anne katilide olmuştum. Aslında üvey babam de iyi adamdı. “Çayını tazeliyeyimmi abi” dedi koğuşun çaycısı Çakır. Ayağa kalktım şöyle bir koğuşa göz gezdirdip ranzama doğru yürürken”çok uzun seneler buradayım Çakır , senin çayını çok içeçeğiz, daha sonra” dedim ve kendimi sırt üstü karyolama bırakarak iki elimi başımın altına koyup gözlerimi kapadım. İçimden kendi kendime “Kendin ettin kendin buldun ,Allah kurtarsın oğlum seni,Allah kurtarsın” dedim…. Mustafa Arif Razgartlı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Arif Razgartlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |