Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton |
|
||||||||||
|
Alabildiğine rüzgâra doğru bağırmaya başladım... ‘’’Lan Gesualdo’nun piç parmakları daha hızlı vur tuşlara, piyanonun tuşlarına, onu öldürmeden yaşayamam …’’ Sevgilimi seviyordum. Aynı zamanda onu öldürmek istiyordum. Ölürken gözbebeklerim daha çok büyüyecek ve zevkten dört köşe olacaktım. Kılıcı çekmiştim bir kere. Onu suya atıp öldürecektim. Birçok insandan farklıydı. Bunun farkındaydım. Büyü dolunayda değildi. Büyü benim gözlerimden akan irisin lacivert rengiydi. Fark ediyordu gecenin gölgelerini… Daha çok bağırdım rüzgâra daha çok bağırdım… ‘’ Lan sen bana aitsin.Tenimi, ruhumu ısıtıyorsun.Aniden kaybolmaların canımı sıkıyor. Çek kılıcını geç karşıma,her yanımı çiz kopar başımı ki sabahlar olmasın beynimin odalarında.Çürüsün tenim, ay ışığı da çürüsün..’’ Vücudumun kanamasını istiyordum. Her masalda eriyen pamuk şekerlerini de seviyordum. Sevgilim onlara dokunuyordu ve eriyordu şekerler. Onu suya atıp öldürecektim. Öldürmek istiyordum… ‘’ Daha hızlı vur tuşlara daha hızlı, kırılsın aynalar yüzümde çizik kalsın, cehennemse yandıklarım, sen de yanacaksın sonsuz boşlukta benim gibi …’’ Bayırlardan aşağıya bakıyordum. Yanımdan nehir büyük bir gürültüyle akıp geçiyordu. Kulaklarımda tren çığlıkları Gesualdo,nun piç parmakları su yatağımı makaslıyordu.Do re mi fa la la la. Onu suya atıp öldürecektim.. ‘’ Daha hızlı lan daha hızlı çek kılıcını, daha hızlı tren çığlıklarına yasla beni. Her yanımı örümcekler sarsın. Ah sevgilim senin gözlerin cehennem, seni seviyorum ama öldüreceğim…’’ Sevgilim bu aryalarımı duymuştu. Oturduğu kayalıktan inip karşıma geçti.Gürültülü bir nehrin yanında keskin bakışlarımız birleşmişti. Kılıçlar sessizce çekilmişti. Rüzgâr durdu. Fırtına kılıçlarımızın ucunda kopuyordu. ‘’ Daha hızlı, daha hızlı piyanonun tuşları çıldırmalı, kılıçların ucu keskin olmalı. Kılıçlar ve Gesualdo’nun piç parmakları, daha hızlı lan daha hızlı…’’ Öyle durduk, elimizde kılıçlar birbirimize baktık. Onu suya atıp öldürecektim. Tuşlar kanamıştı. Gesualdo’nun parmakları da. Elimdeki kılıcı altı kez dairesel çevirerek havaya fırlattım. Kılıç ağaçların üstünde uçuyordu. Toprağa saplanmadan koştum. Şah damarımı kesmesi için boynumu arkaya devirdim. Ölümüm benim ,gidiyor şeftali ağaçlarının arasında, çıldırmış bir nehrin koynunda upuzun.. ‘’ Daha hızlı lan, daha hızlı, onu suya attım ve öldürdüm…’’ lacivertiğnedenlik
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © lacivertiğnedenlik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |