"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Ne susan oldu geçmiş, ne de iz bıraktı mazide bir sevgili. Olmayanı düşler gibi bir acıydı durmadan yazmak seni… Günler eskiyecek. Mevsimler, seneler, dakikalar yitecek suya bırakılan bir kâğıt gibi. Ve yüzün, yüzümden içte kalacak, bakmış olanın bakıp göremeyeceği bir gölge gibi. “Acı zamanla tesirini yitirir” tesellisi verilse de, hatırda kalan her acı tazedir. Acı uyur kuytularda, ateşten nehire dönen bir isyanla başı çekecek kadar zalimdir. Ehlileşebilir mi bu yürek? Sana ağıtlar yakan diyarımda, hasret ateşinde yanarken kalbim. Asmışım yeryüzüne sığmayan canımı, semada bir buluta. Gökyüzüme vuruldu sorma hançerli gecelerim. Nasıl özledim seni bir bilsen, nasıl çırpındı koca bedende ufacık yüreğim, çalan her zile, gelen ayak seslerine bir görsen. Susmak, susuyor olabilmek zehrini damıtıyorum dilimde. Her sabah başlayan günle umut edip düşünmek, günü yolcularken seni beklemiş, gaz lambasının fitilini söndürmek kadar yakıcı. Habersizdim, sevda türkülerini yakan yüreğimi istila edişinden. Göğüs kafesimin iç kanamasında anladım, ancak sen tarafından vurulduğumu. Yeryüzüne eğilen gökyüzü, hilalde bağıran bir geceydi kendime ezberlettiğim. İstenince olmayan yanı başında, kalan sana ait olmuş ne yazar? Sesin sende kalır, duyan olmaz ve yaşanan her şey düne dayanır. Belirsiz bir zamanla bırakılıyor aklıma, aşkın tılsımı. Bazı zaman “çok sevdim” demek bile kısa kalıyor. Aşk masal, sevdaya kahraman gerekiyor. Çekilen acıda yitirilen bir umutta, ulaşılmayan, fethi imkânsız bir kalede kahraman olmaz sevdiğim. Sensiz. Sen olmadan yapamam, yaşayamam, nefes alamam. Keşke bırakabilsem her şeyi…Keşke hiç hatırlanmamasına unutsam her şeyi. Ve unutsam kendimi. Geçip gidebilsem acıların ayak bastığı gecelerimin orta yerinden. Diyorum. Diyorum ki“Bir nefeslik ömürde tüketiyorum, yaşadığım renklerin anlamını”soranlara. Sakın ha inanma. Sahip olabildiğim, elimde tek kalan rengim siyahım. Katran karası bize düşen yazgıda boyuyorum, azar azar yalnızlığımın çıplak kalan omuzlarını. Gözlerin gözbebeğime düştüğünde, donup kalıyorum ve içimde bir sesle arıyorum kendimi, ben,ben nerede kayboldum? diye…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © AYFER TAHANCI, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |