"İşimden büyük tat aldığımı söylemeliyim." -John Steinbeck |
|
||||||||||
|
Verilen sözler bazen önemsenmez, oluyor işte, ya unutulurlar veya zaten öylesine verilmiştirler. Sonuçta, gerekçeler masum olsa da etki ve tepkiler doğaldır. Bir çocuğa verilen sözler genellikle hafife alınır, çocuktur nihayetinde...diye. Acıtır, anlaşılmayan ertelemeler, bir anlık da olsa yaralar oysa. Ne hayaller kururlur, ne düşler hikaye olur... Çocukluk öyle bir şey ki, insanın peşini hayatı boyunca bırakmaz. Ne kadar itilse de, ne kadar unutuldu dense de, ortada insanların kendilerine söylediği kocaman bir yalan var. Hiçbir yaşam mevsimi öylesine taze, öylesine canlı kalmaz. Söz vermek, bir kapıyı aralamak gibidir, bence. Sözü veren üstünde durmayabilir, ancak kapının yanında beklemek var ya... işte asıl olan. Bu yüzden, dikkat etmişimdir verdiğim sözlere. "Ah, gönül neleri neleri ister" palavrasına sadece gülmek düşer, bence. Bırak gönlü, yapabildiklerine bak, ve gecikmeden yap!.. Ne hayat felsefesi, ne hayat endişesi, ne hayat safsatası, hiç biri senden önemli olamaz, ey insan!.. Bu an'ı yaşamak için yaratılmışsın, hakkı ile. Yarınlar hep meçhul kalacak... Sözler, atılmış bir taş gibidir, ağırlıklarınca hedefi bulurlar. Biraz da bu sebep ile başıboş bırakılmamalı, öylesine atılmamalı, bir gün hepsi geriye döner... Evet, farkındayım, gıcık özlü sözlerdir, görmezden gelinenler. Susturmak için mırıldansak da, haykırsak da en afili cümlelerimizi, tanımlayamadığımız bir ses gelip kulağımıza onları fısıldar. Ya, boşver, hadi oradan diye sırtımızı dönsek de, gözkapaklarımızın altında, benliğimizin paspası olurlar. Sözler... cennete götüren kanat veya cehennemin dibine gönderen alevler olurlar... İnsan, hatırlanmak ister, önemsenmek ister, bencilliğini beslemek isterken sözler bir köprü olur bu yolda. Her iyi öğretmen bilir; öğrencilerinin hepsini bir potada tutmasının önemini. Ancak bu yol ile ruhlarına ulaşabilir çünkü. Hep merak edilir, hayatın sırrı, aç parantez: başarılı, mutlu olmak. Kitaplar okunur, seminerlere katılınır, tavsiyeler edilir, yoga yapılır, hidayete erilir?!. Hayat, işte... Eninde sonunda son bulur... Bütün sırları içimizden çıkarmadan özümüze döneriz, değil mi?.. Sözler... Aşk ile yemin olur sözler... Hayat'a dair Sessizlik, burada başlar... eylül
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eylül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |