Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Hitler'in İmamları: '' Kudüs Müftüsü olarak anılanMuhammed Emin el Hüseyni (1895-1974) Kahire'de El-Ezher üniversitesinde bir yıl kadar İslam Hukuku okumuş; 1913 'te 18 yaşlarında Mekke'ye gidip hacı olmuş, İstanbul'da öğrenimini sürdürürken I. Dünya Savaşı patlak verince topçu subayı olarak İzmir'de görev yapmıştı. Kasım 1916'da, savaş sürerken '"hastalık" bahanesiyle Osmanlı ordusundaki görevini bırakıp Kudüs'e yerleşen Hüseyni, birden bire "iyileşerek", İngiliz uydusu Şerif Hüseyin'in Osmanlı'ya karşı ilan ettiği Cihad'a katılarak İngiliz ordusuna hizmet etmeye başlamış, İngiliz işbirlikçisi Emir Faysal'ın ordusuna asker toplamış ve İngilizlerin safında Osmanlı'ya karşı savaşmıştı. 1917'de Filistin'i ellerine geçirip orada bir Manda yönetimi kuran İngilizler, Hacı Emin El-Hüseyni'yi İngiliz işgal ordusunda görevlendirmişlerdi. 1921'de Kudüs'te İngiliz yönetimi altında yapılan müftülük seçimlerine aday olarak katılan Hüseyni en az oyu almasına karşın, İngiliz yönetimi bu seçimi geçersiz sayıp kendi adamları olan Hüseyni'yi Kudüs Müftüsü olarak atamışlardı. 1931'de Kudüs'te İngilizlerin güdümünde bir "İslam Kongresi" toplayan Hüseyni, yazışmalarda "Yüksek İslam Konseyi Başkanı" ve İngiliz yönetimin kendisine verdiği "Kutsal Toprakların Müftüsü" Unvanlarını kullanıyordu. Irak, Suriye ve Filistin bölgesinde İngilizlerle Fransızlar arasında egemenlik çekişmesi doruğa tırmanmış, Yahudilerin Filistin'de İsrail devleti kurma çalışmaları hızlanmış ve Hüseyni İngilizlerden uzaklaşıp Fransızlarla işbirliğine yönelmişti. 1939'da etkinliklerini Fransız yetkililerin kollaması altında yürütmekteyken II. Dünya Savaşı patlamış ve Hüseyni, Fransızlardan uzaklaşarak Yahudi karşıtı bir çizgi izleyen Almanya'yla bağlantı kurmuştu. Mayıs 1941'de Müslüman Arapları eski efendileri İngiltere'ye karşı Almanya'nın safında savaşa çağırarak Cihad ilan eden Hüseyni, dört gün sonra İngiliz ordusu Irak'ı işgal edince, önce İran ve Türkiye üzerinden İtalya'ya gidecek, Hitler'in faşist yoldaşı Mussolini ile görüşmeler yapacak ve oradan Almanya'ya geçecekti. Müslümanlar arasında Hitler yandaşlığı uyandırmak üzere yayınlara başlayan Hüseyni, her gün Alman radyosunda konuşarak Balkanlarda yaşayan Müslümanları Hitler'in komutası altında İslam Cihadı'na çağırıyordu. Çağırılanın Kudüs Müftüsü olarak yapan Hüseyni'nin yayınları Balkanlardaki Müslümanlar üzerinde oldukça etkili olmuş, genç Müslümanlar silah altına girerek Müslüman Nazi Bölükleri oluşturmuşlardı. Hitler ordusunda "Hancar" (Hançer) adıyla anılan Bosnalı Müslüman askerlerden oluşan birliklerin Hüseyni tarafından çizilen bir de bayrağı vardı. Bu bayrakta bir Gamalı Haç ve kılıç sallayan bir el yer alıyordu. Hitler'in Rusya'ya karşı açtığı savaş, kendi topraklarında hiç petrol bulunmayan Almanya'nın Kafkas / Hazar petrollerine ulaşmasını amaçlıyordu. En az Hitler ölçüsünde Rusya'nın yıkılmasını isteyen İngiltere, Fransa ve Amerika da "Ortadoğu petrollerine el uzatmaması ve Ortadoğu'yu işgale yeltenmemesi koşuluyla" Almanya'yı gizli diplomasiyle Rusya'ya saldırmaya kışkırtıp onu gizlice destekliyorlardı. Tıpkı I. Dünya Savaşı'nda Almanya ile işbirliği yapan Osmanlı, Alman İmparatoru II. Willhelm'i müslüman dünyaya "Gizli Müslüman Hacı Willhelm" diye tanıttığı gibi; II. Dünya Savaşı'nda bu kez de Hitler'in gizli Müslüman olduğu yayılmaya başlamıştı İslam dünyasında. Nasıl 1920'lerde hatasını anlayan Mehmet Akif 1910'lu yıllarda dünya Müslümanlarını Alman İmparatoru'nun buyruğuna sokmak için çabalamışsa, 1930'lu,1940'lı yıllarda da Kudüs Müftüsü Hacı Emin El Hüseyni de Hitler başarılı olursa Filistin'de Yahudi sorunu kalmaz düşüncesiyle Hitler'le buluşmuş, görüşmüş, düşünce birliğine varmış, desteklemiş; Nazi propaganda takımına katılmış, Alman radyolarından Müslümanlara seslenerek tüm Arap dünyasına Hitler'in komutasında savaşa katılmaları çağırısında bulunmuştu. Hacı Emin El-Hüseyni'nin propaganda çalışmaları sonucu ilk adımda Bosna, Kosova, Makedonya, Bulgaristan, Romanya, Batı Trakya, vb. gibi Avrupa topraklarında yaşayan Müslümanlardan yaklaşık yüzbin kişi Hitler'i İslam'ın kurtarıcısı sayarak Nazi birliklerine katılmıştı. Hüseyni'nin Ortadoğu Arapları'na yönelik propaganda çalışması, "Hitler gelecek, Araplar İngiliz ve Yahudi boyunduruğundan kurtulacak" savına dayanmış, Hitler'in Müslüman dostu ve kurtarıcısı olduğu yargısı beyinlere kazınmıştı. Dünya Savaşı'nda Almanların Türk Müslümanları, İngilizlerinse Arap Müslümanları kendi dünya egemenliği amaçları doğrultusunda cepheye sürüp savaştırma yöntemi, 20 yıl sonra Adolf Hitler tarafından kullanılırken, II. Wilhelm'le Adolf Hitler arasındaki tek ayırım, Hitler'in Hazar ve Sibirya petrollerini birincil önemde, Ortadoğu petrollerini ikincil önemde görerek, tüm gücüyle Sovyetlere saldırıp, öncelikle Hazar ve Sibirya petrollerini ele geçirmeye yönelmesiydi. Bu durum, Ortadoğu petrollerine bulaşmaması koşuluyla, Rusya'ya yönelik işgal girişiminin Amerika, İngiltere ve Fransa tarafından desteklendiği anlamına geliyordu. Hitler'in Ortadoğu'da Müslüman Araplar'dan önce Balkanlar ve Kafkasya'da Müslüman Türkleri kendi yanma çekme çabasının özü buydu. Tıpkı 1914'te Osmanlı'yı Almanya'nın yanında savaşa sokmak için 5 milyon altın verildiği gibi, 5 Aralık 1942'de Alman Dışişleri Bakanlığı'ndan Türkiye Büyükelçisi Von Papen'e Türkiye'deki Alman dostlarına dağıtılmak üzere 5 milyon altın Alman markı gönderilmiş ve bu para Türkiye'de Alman yandaşlığını örgütlemekte kullanılmıştı. Hitler'i besleyip, palazlandırıp, Rusya'ya karşı savaşa süren Amerika'nın daha sonra onu diktatör ilan ederek Almanya'ya saldırması ve işgal etmesi, günümüz insanı için anlaşılmaz bir durum değil; bunun örneklerini içerisinde yaşadığımız dönemde gördük. Humeyni devrimiyle İran'dan kovulan Amerika, her türlü silahla donattığı Saddam'ı tam sekiz yıl boyunca İran'a saldırttı, sonra da onu diktatör ilan ederek Irak'ı işgal etti. Rusya'ya karşı Usame Bin Ladin'i yıllarca destekleyen Amerika, sonra onu en büyük terörist ilan ederek yok etmeye yöneldi. Hitler'in başına gelen neyse, Saddam'ın ve Usame Bin Ladin'in başına gelen de oydu. Tarih, dış güçlerin kışkırtmasıyla dünyanın ya da herhangi bir bölgenin egemenliğine soyunacaklar için derslerle dolu. Hitler'in Dünya İmparatorluğu düşlerini önce kışkırtıp sonra öldüren Amerika, hemen ardından Osmanlı İmparatorluğu'nu diriltme düşlerikurduracaktı Türkiye'ye... Hitler'in Müftüsü Hacı Emin El Hüseyni, Hitler yok edildikten sonra, Rusya'ya karşı Amerikan hizmetine girip, "Müslüman Kardeşler" örgütünün temellerini atacak ve "İslam Birliği Konferansları" örgütlemekle meşgul olacaktı.'' Karışıklık bu gün burnumuzun dibine kadar geldi. Suriye'ye müdahale söz konusu. Başbakan bu akşam dış işleri bakanıyla görüştüğünü Esat'ın baskı rejimine son vereceğini açıkladı. Irak'a müdahale konusu da önemli idi. Meclisimizden Irak'a müdahale konusunda karar çıkmasa da bir şekilde limanlarımız kullanıldı. İskenderun limanında tır şoförleri ellerindeki anahtarlar alınarak yüklenen 50 tır içinde ne vardı ve kimlere ulaştırıldı? 1990 daki birinci körfez krizinde amerikanın terk ettiği silahlar kimler eliyle kimlere ulaştırıldı? Müdahaleden sonra Kürt milliyetçi hareketi niye güç kazandı. Hangi nato silahlarına ulaştı? İkinci Irak müdahalesinde İncirlik üssünden bazı iddialara göre beş bin sorti yapıldı. Bu izinler nasıl alındı? Sonuçta A ya da B planıyla egemen güçler istedikleri sonuca ulaştılar. bir buçuk milyon müslüman Türk katledildi. Onur kırıcı davranışlar ve hakaretler de cabası. Konuyu dağıtmadan şimdi hata yapmamak adına doğru tespitler yapılması gerektiğini düşünüyorum. Irak işgali hususunda izlediğimiz politika bize her yönden itibar kaybettirdi. Ne iç işlerinde ne dış işlerinde doğru bir politika belirleyemiyor iktidar. Bu arada belirtelim ki ülkemizde gelmiş geçmiş tüm dış işleri bakanlarını araştırırsanız Yahudi bağlantılarına ulaşırsınız. Irak işgali sonucunda 'kürdistan' hayalinde bir adım atıldı. dolayısıyla bu taşeron hayalin gerçek sahibi büyük israil hayali konusunda bir adım atıldı. Tamamlanması gereken aradaki parça Suriye hedefte. Emperyalizm savaşlar ile nefes alır. savaş anlık bir tüketim ve yıkım oladuğundan yakılıp yıkılan bölgelerde ihaleleri yine uluslar ötesi şirketler alır ve bazı yalaka köpeklerine çok küçük rakamlarla verir. Bizde bunlardan çok var. Bu taşeronluğu kimin yaptığını bilen biliyor. Hem burası madalyonun bir yüzü. Peki, emperyalist ekonomi niye krize girer bunu kimler tetikler? Federal rezervi kuran bu uğurda amerikan başkanlarından Kenedi'yi öldüren aileler. Amerika'da merkez bankası yoktur, doları bu aileler basıp abd ye satar. Abd dünyaya satar. Başkan Kenedi'nin amacı para basma yetkisini tekrar devletin denetimine kazandırmaktı. Bu uluslar ötesi tröstlerin kontrolünde kriz yaratılıyor. Uzatmayalım işte bu güçler geçmişte Yukarıda Cengiz Özakıncı'nın yazısına konu ettiği Hitleri finanse etmiştir. Gelelim esas konuya. Geçmişte Muhammet El hüseyni'yi kullanan güçler bu gün Arap devletlerini karıştırmak ve de denetimi altına almak için kimleri kullanıyor? El hüseyni'nin temellerini attığı Müslüman kardeşler örgütü bu gün kimin kontrolündedir? Suriye konusunda hata yapma lüksümüz yok. Irak müdahalesinin bize kaybettirdiklerinden daha fazlasını kaybettirebilir. Amerika'nın Irak'a ilk müdahalesinin dayanağı ne idi? Irak'ın Kuveyt'e Asker sokması. Peki neden asker soktu. Irak, İran ile savaşırken Kuveyt sınırı aşıp Irak'ın İki Petrol kuyusunu çalıştırır. Bunu tazmini için Saddam Uluslararası mahkemeye gider. Sonunda Ağabeyinden gelen sinyalden sonra Kuveyt'e girip Parasını alıp çıkar. Yani bir hesabı var. Peki bizim Suriye ile ne hesabımız var? Yıllarca bizi Parçalama eylemleri yapanlara yataklık yaptı. Yani Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık. Bir zamanlar Saddam da Amerikanın adamıydı. Ne güzel İran ile savaşıyordu. Misyonunu tamamladı ve... Kuveyt bir zamanlar emperyalistlerin eli ile Irak'tan cetvelle ayrıldı. Hani bir zamanlar Saddam'ın iç işi olan Kuveyt...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Taner SARGIN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |