Sustum...
(Alican Doğar) 28 Mayıs 2007 |
Yüzleşme |
| |
Süresiz saçmalamalara eğildim, sustum… İşte ne olduysa o anda oldu.
|
|
|
Acımız aynı,sevdalarımız aynı,ölümlerimiz aynı ama,
Ayrı tuzaklara düşüp aynı bedenlerle sevişiyoruz.
Dudaklarımızın acı tadı aynı,hüznümüz aynı ama,
Ayrı şehirleri ucundan tutuşturup aynı yangının içinde ölü bulunuyoruz.
Bizim bu düşten her uyanışımız aynı...
Konuşuyoruz aynı,susuyoruz aynı...
Yazıyoruz yine aynı...
Haydi kalk söndür ışıklarını. Son terbiyesizliğin sevmek olsun!
|
21.04.2007 21:19:06
|
Uzun zamandır yakmıyorum ışıkları, kendim için yaşamıyorum... |
| |
Koyu bir kahvenin karanlığı gibidir kimsesiz, öyle dipsiz ve belirsiz. Hep kendine düşmektir, hep kendi kendine ağlamak zamanın orta yerinde. Yalın ayak koşuşturmaktır şehrin tahammülsüz caddelerinde. Boyanmalara gerek olmadan çıkmaktır evinden. Saydam yaban bir ağrıdır aslında, boyuna içini kemiren. Süresiz bir iç karanlığıdır, asla yüzüne yansıtamadığın. Sözcüklere damlayan ıslak bir yalnızlık girdabıdır kimsesiz, Kimsesizdir... |
|
|