..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Alican Doğar




6 Haziran 2007
Kendime Ne Kadar Düşman Olabilirim ki  
Alican Doğar
Bana doğrultulan bu hayatı ve hayatsızlığı anlatmaya kalkışmasan.


:BAJJ:
Kendime ne kadar düşman olabilirim ki? Böyle basit mi insanın kendini bir anda silip, boşluğundan, yüz yıllık korkularından aşağı atması. Kendine bir intihar havası katması bu kadar kolay mı oluverdi. Bir gün uyandık ve bütün bu acıları kucağımızda bulduk. Biri nasıl olmuşsa unutmuştu. İnsanlar hep bizi yoldan çıkarmanın telaşı içinde biliyoruz, ama yok ne ettiysek kendimiz ettik kendimize.

Kendime düşmanlığımla arama gelip girmesen. O kısık gözlerinle beni anlamaya çalışır gibi bakmasan yüzüme, bana doğrultulan bu hayatı ve hayatsızlığı anlatmaya kalkışmasan. Anlamasan da olur önemli değil inan, sadece anlıyor gibi davranma yeter. Mutluluğu aramaktan dönmedik biz, mutluluğun orda olmadığını bilenlerdendik çünkü. Bir yerlerde saklandığını sandığımız şeyin mutluluk olmadığını bilenlerdendik biz. Ölümden dönmeyi seçmiştik, en büyük yaramazlığımızdı sevmek. Kendimizden nefret ederek uyandık bir gün, o gün kendimize nefretimizle tanıştık. Kendimizden nefret etmeye de o dönemde alıştık.

Ölümden dönenleri düşündüm, bir çoğu kendiyle barıştığını sanmıştı. Hayat ne kadar da güzelmiş, görememiş önceden. Hem ölümden dönmüş hem de gözleri açılmış. Güzel yalanlara inanma mevsimi gelmiş. Bizim kendimize nefretimiz bu denli sıradan değildi. Bir gün uyandığımızda, aniden her şeyin yoluna girmesini bekleyemezdik biz. Oturup kendimiz olmayı bekleyemezdik. Ölümden döndüm, hayat doluyum artık diyemezdik.

Belki ödünç alınmış birkaç kitap, belki satın alınmış gençlikler, belki de veresiye özlemlerimiz. Kim giderse çıkarıp yanına yolluk diye verdiğimiz ümitlerimiz. Hâla bitmedik mi? Bitip de, tükenmedik mi?

Kendimi düşman bellediğim gün kendimden çok sana kızgındım. Senin diğer tarafta yer alan o büyük cesaretine. Cesur kalbine ve şüphesiz tertemiz oluşuna kırgındım. Hayrandım hayatın ortasında durup, ne oluyor ulan demelerine. Sürekli bu hayatın bizi anlamadığından yakınmalarına, bizim yanlış kahramanlar olduğumuzu bilmene ve yine de aynı kahramanlık öykülerine getirip bizi koymana bayılıyordum. Büyük öyküler çıkardık birbirimizden, büyük kahramanlıklar… Saklı kalmasına özen gösterdiklerimizi, küfür gibi savurduk birbirimize. Kırıldık her hesaplaşmanın sonunda. Biz gidip birbirimizin hayatları hakkında hesap sorduk tanrıdan. Ne olacaksa olsun dediğimiz bir öğleden sonra…

Şubat 2002

Alican Doğar



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Öylece Çıkıp Gitmek İstedin
Sustum...
Çok Uzun Gecelere Bölünce Hayatı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yüzümü Uyuyan Yüzüne Çevirdim
Şehir Sormaz Ölürsen
Ruhun da Yırtılır Hayallerin de
Hiç Bir Yere Ait Olamayan Yazı
Anlamını Çürütmüşsün Bir Kere Tutunduklarımın
Çok Zor Sesindeki Yabancıyı Tanımak
Binlerce Parçasın Sen İçimizin Bulmacasında

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zor Kadın [Şiir]
Bir Kesikten Bir Felakate Doğru Pusulamız [Şiir]
Hiçbir Kadını Sevemeyeceğiz Sevgili [Şiir]
Yüzünü Döküp Gitme Kal... [Şiir]
Eller Değmesin [Şiir]
Ara Geçiş Formu / Kimileri [Şiir]
Geceler Uzundur Korkularsa İçinde Sahipsiz [Şiir]
Deli Gömleğimi Giyindim, Hangi Mitinge Çağırsan Gelirim Artık [Şiir]
Şimdi Susup Yargılayın Beni [Şiir]
Ah Sen! [Şiir]


Alican Doğar kimdir?

Bir delinin duvarda açtığı izi takip eden, diğer deliyim ben. Nereye ve ne kadar derine gittiğinin hiç önemi yok. Gidilecek işte o yol… Her delinin kendi ibadethanesinde kaybolması icap eder. Kafa kağıdına takılmamaktır delilik. İzahı yoktur çoğunlukla, gidilen yoldur, gidilir…


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Alican Doğar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.