..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Alican Doğar
Alican Doğar - Yüzümde Öldürülen Çocuk
Site İçi Arama:


Son Eklenenler
  Ara Geçiş Formu / Kimileri (Alican Doğar) 27 Ağustos 2009 Yeraltı 

birkaç afacan hipopotam, meczup gettosunda bahtiyar

  Hiçbir Kadını Sevemeyeceğiz Sevgili (Alican Doğar) 25 Ağustos 2009 Aşk ve Romantizm 

iyimser bir sandala doluşup çektiğimiz kürekler / sen dursan da, kanatarak ezberletecek yokluğunu / ağzı bozuk yalnızlıklarımıza

  Eller Değmesin (Alican Doğar) 24 Ağustos 2009 Deneysel 

tenimin seferberliğine sal seni / eller bilmesin

  Yüzünü Döküp Gitme Kal... (Alican Doğar) 24 Ağustos 2009 Bireysel 

yüzünü döküp giderken adın aşk / dudakların lâl

  Zor Kadın (Alican Doğar) 24 Ağustos 2009 Deneysel 

iştahla kanarım kendime, kabuk bağlarım - çözülür, dualar yetmez, çaputlar tumaz

  Bir Kesikten Bir Felakate Doğru Pusulamız (Alican Doğar) 15 Mart 2009 Bireysel 

susadık gece yarısı sana

  Yüzümü Uyuyan Yüzüne Çevirdim (Alican Doğar) 25 Şubat 2008 Anılar 

hayat yüzünde sadeleşiyordu

  Geceler Uzundur Korkularsa İçinde Sahipsiz (Alican Doğar) 25 Şubat 2008 Yeraltı 

bulutlar ülkesinde kayıp adındır canlandırdığı düşlerin

  Ah Sen! (Alican Doğar) 25 Şubat 2008 Anı 

adını ne koysam da sana benzemese

  Sarhoş Egzersizi Pratikte Dönüşür Göz Yaşına (Alican Doğar) 28 Eylül 2007 Deneysel 

yırtılan paraşütündür yalnızlığın / düşersin er geç kendine

 

 



Acımız aynı,sevdalarımız aynı,ölümlerimiz aynı ama,
Ayrı tuzaklara düşüp aynı bedenlerle sevişiyoruz.
Dudaklarımızın acı tadı aynı,hüznümüz aynı ama,
Ayrı şehirleri ucundan tutuşturup aynı yangının içinde ölü bulunuyoruz.
Bizim bu düşten her uyanışımız aynı...
Konuşuyoruz aynı,susuyoruz aynı...
Yazıyoruz yine aynı...

Haydi kalk söndür ışıklarını. Son terbiyesizliğin sevmek olsun!


  10.05.2007 00:51:08 Uzun zamandır yakmıyorum ışıkları, kendim için yaşamıyorum... 

Yedi renk gülücük saçıp üstüne bir de sevmeyi öğrensem / kaçınızın donmuş ruhunu bir gecede odama çağırabilirim? Hayat denen çığlık çığlığa çırpıntının içinde bu gün / kaçınızın ölümünü sözcüklere katabilirim!


  21.04.2007 21:19:06 Uzun zamandır yakmıyorum ışıkları, kendim için yaşamıyorum... 

Koyu bir kahvenin karanlığı gibidir kimsesiz, öyle dipsiz ve belirsiz. Hep kendine düşmektir, hep kendi kendine ağlamak zamanın orta yerinde. Yalın ayak koşuşturmaktır şehrin tahammülsüz caddelerinde. Boyanmalara gerek olmadan çıkmaktır evinden. Saydam yaban bir ağrıdır aslında, boyuna içini kemiren. Süresiz bir iç karanlığıdır, asla yüzüne yansıtamadığın. Sözcüklere damlayan ıslak bir yalnızlık girdabıdır kimsesiz, Kimsesizdir...


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Alican Doğar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 03.12.2024 20:05:32