Şehir, Dağ ve Çocuk…
(Hardal Biber) 25 Haziran 2006 |
Kent |
| |
Kaldırım boyunca uzanan demir parmaklıklara dayanan insanlar parmaklıkların
sallanışına ayak uydurmuş; titreşiyorlardı. |
|
Obur Öküzler
(Hardal Biber) 5 Eylül 2006 |
Fantastik |
| |
Önce kafamıza garip bir tabanca dayıyorlar sonra elektrikli testerelerle vücudumuz ikiye ayrılıyordu. |
|
Bankamı Boynuzladılar
(Hardal Biber) 30 Kasım 2006 |
Anı |
| |
Gagasında kundağa sarılmış bir bebek taşıyan; konacak baca arayan bir leyleğin kabarma resmi işli, tahtadan, dört köşe kumbarayı babam bir iş dönüşü evrak çantasından çıkarıp önüme koymuştu. |
|
Bu Şehir
(Hardal Biber) 19 Mart 2007 |
Kent |
| |
Bizden daha biz kalmış bir yabancı kent. |
|
Karşılıksız Aşk
(Hardal Biber) 13 Eylül 2007 |
Erotik |
| |
Onun, beni tanımaktan ne kadar uzak olduğuna bir kez daha şahit olmuştum. Üstelik bu seferinde kimsenin aklına da uymuş değildi. Kocaman bir kabın içine su doldurmuştu. Üstünde baloncuklar uçuşan suya beni soktuğunda canhavliyle elini tırmaladım. |
|
|
İlkokul sıralarında, insanoğlunun aya ilk kez
ayak bastığını gören biri olarak 2000'li yılları
bambaşka hayal etmiştim.
Hayal gücüm sınırlı olduğundan olacak
insanların açlıktan öldüğü, bir avuç petrol için savaşların sürdüğü bir dünya hayal etmemiştim.
Bizler çocuklarımıza yoksulluğun yok olacağı bir dünya bırakacaktık.
Kısmet. Olmadı işte.
Büyük ikramiyeyi ıskaladık. Teselli ikramiyesi elimizde...
Hakkını veremediklerimizin hakkını belirlemeyi huy edindik.
İnsan hakları, kadın hakları, eşcinsel hakları, hasta hakları, hayvan hakları...
İşte, ortadan kaldırmaya niyetlendiğimiz yoksulluğu daha da beter azdıran bir neslin
sorumlu bir bireyi olarak 'Yoksul Hakları Eylemsel Bildirgesi Taslağını ' İzedebiyat
müdavimlerinin tartışmasına açıyorum.
Hardal Biber.
|
|