|
Ayrıntıya düştüm onulmaz hallerdeyim… aşka gelecekken yollarında yandım kavruldum… derinlemesine yaşayan , derin düşünen hallerin erbabı olmak istiyorum… eriyen kayaların sulara kavuştuğu noktadayım… eriyen kayalara yürüyen adımlarım , soğuk suya yönelen fikrim var… lakin biraz daha bekleyip rüzgar olarak kayaları yontup bünyeme mi alsam bilemiyorum… yine kararım kararsızlıkta kaldı… kuru bir yaprak misali rüzgarında yine savruluyorum… Ey Rabbim Beni Affet!...
Tohum toprağa düştü ve süre işliyor… aşka düşen bir benim bir de sevimli düşlerim… aşık olduğum bana gülümsemesini sunuyor… fakat ızdıraplar yine benimle , niye?... acaba çekilmesi gereken bir çile mi?... yoksa benim vesvesem mi?... yine onulmaz hallere girdim bak çıkamıyorum… Rabbim Beni Affet!...
Kayzer’in kızgın suları akıyor fakat Fatih coşuyor… Kayzer tarafından bakınca canhıraş yaşıyorum… Fatih tarafından bakınca hacı leylek misali mutluluktan , yukseklerden uçuyorum… yani göçmen kuşlar gibiyim… sıcak yerlerin tenha iklimlerine yöneliyorum… hak vaki olduğunda biliyorum ki masivadan temelli göçeceğim… sorgu meleklerinin o mühim soruyu sormazdan evvel , sıcak yerlerin tenha insanı seninle var olan ve senin yaşamından parçalar olmak istiyorum…
Mehmet KELEBEK
|
|