..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - sedat Yalçın
sedat Yalçın - Gönülden nağmeler
Site İçi Arama:


Son Eklenenler
  Mektubu Bitirmek (sedat Yalçın) 9 Ekim 2016 Yaşam 

Öldüğümüz an imzamızı da atmış oluruz yaşam mektubumuzun altına. Sizce kime yazılmıştır mektup ?

  Kutlamalar Hakkında (sedat Yalçın) 5 Ağustos 2016 Yaşam 

Gönül ister ki, her bayramımızı, miili veya dinî diye ayırmadan, bir görev anlayışı ile değil; gönülden yürekten kutlayalım. Ziyaret edemezsek bile, telefon açıp kendi sesimizle, yüreğimizin titreşimleri ile birbirimizin bayramlarını kutlayalım.

  Ağlamak (sedat Yalçın) 18 Ekim 2015 Yaşam 

“Gözler yaşarmadıkça gönüllerde gökkuşağı oluşmaz.” der J.V.Cheney . Gökkuşağı, yağmur damlaları ve güneş ışınlarının birlikte oluşturduğu bir görsel şölendir. Öyle bir şölen ki seyredenleri büyüler; iki nokta arasında nefis bir bağ, köprü oluşturduğu düşünülür.

  Saygı (sedat Yalçın) 11 Mayıs 2015 Yaşam 

” Oyun bitince, şah da, piyon da aynı kutuya konur” diyen, Sokrates ne kadar haklı. Kendini tüm canlı varlıkların efendisi sayan, o da yetmez tüm dünyanın, hatta evrenin efendi-si olarak gören, hiçbir şeye saygı duymayan, göstermeyen insanoğlu, oyun bitince aynı kutuya gireceğini hesap edemiyor ne yazık ki…

  Yoksula Yardım Etmek Mi, Yoksulluğu Ortadan Kaldırmak mı? (sedat Yalçın) 22 Mart 2015 Yaşam 

Dünyada her dakika 235, hergün 334.000 insan doğmaktadır. Buna karşılık dakikada 93, günde 134.000 insan ölmektedir. Buna göre doğumlar ölümlerin iki mislidir. Doğumların %74'ü az gelişmiş ülkelerde meydana gelmektedir . Tüm dünyada insan sayısının çoğalması, kaynakların hakkaniyetle paylaşılmaması sonucu, insanların büyük bir kısmı açlık, sefalet, hastalıklar içerisinde acı çekmektedir.

  Yaşamımızdaki Noktaların Önemi (sedat Yalçın) 15 Ocak 2015 Yaşam 

Bu dünyadaki, yaşam süremize son noktayı ölüm koyar. Kısa veya uzun bir süre sonunda, er geç her canlı o nokta’yı kullanmak zorunda kalacaktır, istese de istemese de. Bu noktanın ne zaman, nerede, nasıl konacağı bizim seçimimize bağlı değildir. Madem bu son nokta bizim parmaklarımızdaki kalemin ucunda değil, bizim yapacağımız yaşamımızdaki hoş noktaların sayısını çoğaltmak olmalıdır.

  Yelkenliler (sedat Yalçın) 30 Aralık 2014 Yaşam 

Maddi açıdan zorlandığımız zamanlarda, dostlarımızın ortadan kaybolduğunu, ya hiç kalmadığını, ya da bir iki kişi ile sınırlı kaldığını hepimiz biliyoruz zaten. Gerçek bir dosta sahipseniz eğer, dünyanın en şanslı insanlarından birisiniz demektir. Paranız varsa, dostlarımız da yanımızdadır, bu nedenle birinci planda maddi açıdan güçlü limanlarımız (birikimimiz) olmalı demek zorundayım. Dostlarımız da olsun, ama bu limanda güvenli olabileceğiniz şüphelidir. Tercih sizin, ya son derece güvenli liman, ya da şüpheli, tehlikeli bir liman.

  İnsanlar Kolleksiyonerdir (sedat Yalçın) 12 Aralık 2014 Yaşam 

Dinsel açıdan da böyle değil mi? Devamlı Tanrı’nın hoşnutluğunu kazanmak için ömür boyu yaptığımız tüm dinsel uğraşılar, aslında sevap biriktirmek için değil mi? Yani, gelecekte cennette huzur içerisinde yaşamak için yapılmıyor mu tüm bunlar? Aslında cennet ulaşılacak bir yer değil, yaratılacak bir şeydir. O da, dünyada iken cennete gibi yaşayabilmek becerisidir.

  Dostluk Üzerine (sedat Yalçın) 22 Kasım 2014 Yaşam 

Evet! Dostlarımızı seçeriz seçmesine, ama çoğu kez yanılırız. Bir Hint atasözü şöyle der: “ Dostluk mantar yemeği gibidir. Zehirli veya zehirsiz olup olmadığı ancak yendikten sonra belli olur. “ Gerçekten de öyle değil midir? Gerçek dostu bulduğumuzu zannederiz, ama en büyük darbeyi de bu dostlarımızdan alırız. Çünkü bize ait tüm bilgileri bu gerçek dostumuza sunmuşuzdur. Artık tüm kozlar onun elindedir. İstediği an ‘şah ve mat’ diyebilir. Sadece zamanlama meselesidir.

  Pencereler (sedat Yalçın) 16 Kasım 2014 Yaşam 

Bizler de öyle değil miyiz? Tül görevi gören, sis tabakası oluşturan, davranış ve sözlerimiz bazen yetersiz kalır. Bazende bilgi birikimimiz dışarıya karşı yetersiz durumdadır. Bu anlarda yetersizliğimizin anlaşılması asla kabul edilemez. Hemen zihnimizin kalın keten perdelerini çekeriz: Yani, inatla dogmalarımıza sarılırız.

 

 



Mehmet Akif’de bir şiirinde aynı konuyu işlemiyor mu ?
Resmim İçin

Dış yüzüm öyle ağardıkça ağarmakta, fakat,
Sormayın iç yüzümün rengini: Yüzler karası!
Beni kendimden utandırdı, hakikat şimdi,
Bana hiç benzemeyen sûretimin manzarası!



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © sedat Yalçın, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 21.11.2024 16:14:00