• İzEdebiyat > Deneme > Gülmece (Mizah) |
201
|
|
|
|
Üç komik Temel fıkrası... |
|
202
|
|
|
|
Hayır anladık bu Ordu'nun Derelerinin yukarı akması için siz neler yaptınız ona da bir bakalım. Yataklarını mı değiştirdiniz derelerin... Şimdiye kadar ben de hiç görmedim yukarı doğru akan dereleri... Bence bu yukarı akma işi sadece bir temenni olarak kalır gibime geliyor... |
|
203
|
|
|
|
Hemen herkesin cep telefonu var nerdeyse. Hepsinde “bip bip” sesinden sonra ekranda “1 mesaj alındı” yazısı görünüyor, tuşlayınca da bir metin çıkıyor karşınıza; bu metine şiir deniliyor bazen. İşte bu şiirler, sözünü ettiğimiz ‘yüz altmış karakter ölçüsüyle’ yazılıyor. Hatta yeni model telefonlarda 160’ın katları kadar karakterde kullanılabiliyor.
Şiirin türlerini sayarken, lirik, epik, didaktik deyip, en fazla elimizdeki parmak sayısı kadar sayıp dururken, şiirde yüz altmış karakter ölçüsü” bize zengin bir kategori sunuyor. Şimdi gelelim yeni sözcüklere: Cemal Süreya soyadından bir harf attı ya, biz hiç boş durur muyuz, sesli harflerin topunu atıverdik. Niye mi? Adı üstünde sesli; gürültü yapıyorlardı. Kelime hazinemizdeki kelimelerden gürültü yapan sesli harfleri atınca yepyeni, cillop gibi sözcükler kazandırmış oluyoruz literatürümüze.
|
|
204
|
|
|
|
Evdeyken işteyken yanımda kağıt kalem bolken gelin siz de gıkım çıkarsa namerdim. Hemen yazar çizerim. Ama olur olmaz yerde de geldiniz mi bayağı bozuluyorum diyeyim size... Pikniğe gitmişiz, hava güneşli pırıl pırıl, çiçekler mis gibi kokuyor, börtü böcek aşk ile güneşe, yeni doğan güne gülümsüyor, bekliyoruz sizleri hasret ile özlem ile aşk ile o zamanda gelmemezlik ediyorsunuz bazı bazı... |
|
205
|
|
|
|
Çoğu zaman kimse de yemez, yemek istemez laf salatasını... Karşınızdaki adam ister tanıdığınız olsun, dayı oğlu, amca kızı, hala oğlu, bacanak, kayınço her ne ise sıfatı, lafı uzatıp da konuda saçma sapan bir yere gittiğinde ortalık laf salatasından geçilmez bir hal alınca, siz siz olun oradan, nezaketi de elden bırakmadan uzaklaşmaya çalışın... |
|
206
|
|
207
|
|
|
|
manken oyuncular, kaktüs, okyanus, yazar, psikolog ve müteahhitler ile mevcut tüm kaktüslere atfen... |
|
208
|
|
209
|
|
|
|
Bir yazar “Zaman geçer derler, fakat heyhat... zaman durur, geçen biziz. “ demiş. Bu görüşe katılıyorum. Zamanın geçtiği izlenimimiz bir yanılsamadan ibaret. Zaman var mı yok mu bilemiyorum. Çünkü içine girmek istesem giremiyorum, dışına çıkmak istesem çıkamıyorum. Öyleyse zaman, ne var ne de yok! Bazıları zamanı durdurmak istiyormuş. Zaten öyle. Aktığı ya da gittiği yok ki… |
|
210
|
|
|
|
Ölüm timleri de nasıl hareket ediyorlar ki acaba. Başlarına cellât kukuletası geçirip de kapıları öyle mi çalıyorlar. Yoksa ötenazi yaptıracak insana telefon edip ''Bekleyin geliyoruz kardeşim saat tam 14.45 de canınız alıp da gideceğiz. Bir çay ile ufak tefek pasta da ikram edersiniz herhalde giderayak, ahirete de bolca selamlar bizleri de çok çabuk beklemesinler'' |
|
211
|
|
|
|
Düşünüyorum, düşünüyorum, bulamıyorum cevabını. Böyle bir salaklığı niye yapar insan? Hadi seçenek bulalım bakalım. ''Alex Ferguson sakızı iyi çiğneyememiş biraz da ben çiğneyeyim demiş olabilir arkadaş.'' ya da ''Sakızı o sakız firması almış tekrardan reklam yapacaktır. Bakın bizim sakızımızı Alex Ferguson bile çiğnedi demek için.'' |
|
212
|
|
|
|
Bazen halı saha maçı yaparken baldırlarıma kramp girdiği filan oluyor. Haliyle insanı hoplatıyor bir müddet. Sonra ovalıyorsunuz geçiyor. Kış geldi kapıya dayandı, yavaş yavaş içlikleri çıkartıp bacağımıza takmak lazım. Delikanlılıkta böyle bir şey bilmezdik de yaş ilerleyince hele de Ankara'nın ayazında vallahi de üşüyor insan yahu! |
|
213
|
|
214
|
|
|
|
İyi de şarap şişesinde, votka şişesinde, bira şişesinde balık olsam niye dememiş bu Orhan Veli dostumuz? Yok, yok ben anladım. Rakıdan başka bir şey ağzına sürmediğinden belki de böyle bir dize yazdı. Sürekli şarap içiyor olsaydı, rakı değil şarap şişesi olurdu, balık olmak istediği yer... |
|
215
|
|
216
|
|
|
|
Makas bu, keserde keser, bazen de kesmez olur... Körelir, köreldiği zamanda iyi bir bileyicinin elinde bileyilenip keskinleşmesi lazımdır... Zaman zaman kumaş kesersiniz, zaman zaman kağıt ve benzeri şeyler... Makasın açık bırakılması uğursuzluk getirir de derler, illa ki batıl bir inanç olsa da yine dikkat eder halkımız bunlara... Çoğu kimse de elden makas almaz...
|
|
217
|
|
|
|
Eminim bugüne kadar böylesine ilginç ve eğlenceli bir malvarlığı beyanı görmediniz, duymadınız... |
|
218
|
|
|
|
Aliş’le Memiş mahkemeye gitmiş. Mahkemede mahkemeleşmişler mi mahkemeleşmemişler mi? |
|
219
|
|
220
|
|
|
|
Pişmiş aşa illaki su katacaksanız, o pişmiş aşa sevgi ile yaklaşmanız lazım. Zaten bilirim ki pişirirken sevginizi de katmışsınızdır... Ama sadece sevgi de karın doyurmuyor tabi ki... Suyu çok yukarıdan dökerseniz etrafa sıçrayabilir, buna dikkat edin. Çok alçaktan da dökerseniz eliniz filan yanar, ortalama bir mesafeden dökmek lazım... |
|