İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
Senin derdin ne oğlum? ’’Vallahi ağabey zor şer bir tane sevgilim olduydu, aramızda bir müddet iyiydi sonra ne olduysa oldu aramız bozuldu, kız terk etti gitti beni, sap gibi ortada kaldım ağabey. ’’ dert var dert var dertten derde fark var. ’’Oğlum seninki de bir şey mi, benim derdim senin derdini döver, hem dövmekle de kalmaz dayaktan gebertir. Sen bir tane sevgiliden olmuşsun, benim iki tane sevgilim vardı, ikisini de ayrı ayrı idare ediyordum zaman zaman, birbirlerinin farkına varınca, ikisi de terk etti beni, terk etmekle de kalmadılar, bir de abilerine dövdürdüler, yaaa kiminki dertmiş bak benim derdim senin derdini nasıl dövdü.’’ Öyle diyorsun yani... Sizinki de dert mi hanımefendi bizimkinin yanında? ’’Gün yapmışsınız komşularınızı toplayıp masada bir kuş sütü eksikmiş, sonunda ne yapıp edip kuş sütünü de Kuş Sütçüsü bir yerden bulmuşsunuz ne kadar güzel. işte biz o kuş sütçüsünün yerini bir türlü bulamadığımızdan misafirlerimize mahcup olduk efendim, kuş sütü bulma konusunda duvara tosladık, bilmem anlatabildim mi.’’ Dertlerimizi zincir yaptık birbirine ekliyoruz arkadaşlar. ’’İsmail Beyin oğlunun karnesine baktık çocuk maşallah iftiharlık talebe, yüz üzerinden 99 not ortalaması tutturmuş, çocuğun anası da babası da gözü yaşlı niye yüz üzerinden yüz alamadı diye sulu zırtlak gibi yaş döküyorlar. Bizim oğlanda kıyısından köşesinden kıl payı geçmiş. Şimdi burada kim kimin derdini döver varın onun da kararını siz verin.’’ Sporda da dertler bitmiyor. ’’Siz Fenerbostanlı olarak her sene şampiyon olmak istiyorsunuz ama olamıyorsunuz, bayağı bir dertlisiniz Fenerbostanlı olarak, sizinki de dert mi, biz her sene çıkıyor lige ertesi sene düşüyoruz, sonra ki sene bir daha çıkıyoruz, her iki sene de bir şampiyonluk yaşıyoruz, ama ikinci lig de, bizim derdimiz, sizin derdinizi gömer de gömer hem de o biçim.’’ Geçen gün dolar alayım dedim, baktım cebimde az buçuk Törkiş Lira, hemen döviz bürosundan 100 dolar kaptırdım, günlerdir dolar yerinde sayıyor, biraz artsaydı hiç fena olmayacaktı, çok dertliyim çoook! Derde bak derde... ’’Seninki de dert mi birader geçen gün beş yüz bin eurom vardı yuro işte anlayın, çıkıp da dolara geçeyim dedim, dediğimi de yaptım, ama gel gör ki dolar yüzde üç artarken, çıktığım yuro da kalsaymışım yüzde altı kazanacakmışım, gel de ağlama, nasıl dertliyim nasıl bilemezsiniz, benim derdim sizin derdinizi çok kötü pataklar, diyeyim yani.’’ Allah sevdiği kuluna dert verirmiş, biz de Türk Milleti olarak en dertli milletlerden birisiyiz, o zaman buradan şu neticeye varabiliriz ’’Rabbim biz Türkleri çok seviyor hiç dertsiz bırakmıyor.’’ Ne diyelim hüküm O’nun ’’Neylerse güzel eyler.’’ Bizim dertlerimiz, diğer milletlerin dertlerini bir döver bir döver ki şaşar kalırsınız billahi...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |