Öykü > Beklenmedik
Mor Beyaz Çiğdem Tarlaları
Dört mevsim açıp solarken çiğdem çiçekleri,dört mevsimde üç yüz altmış beş gün ne açar ne de solar hasretliğim.Geçer günler;tükenmek bilmeyen,yüreğimi delen asitli özlemin kuraklaştırıp çatlatır topraklarımı ve hayat verecek bir tohumum kalmaz geriye.Yolunu şaşırmış bir arı geçer,son nefesini verir bir kelebek,bir böcek sığınacak gölge arar parelere bölünmüş bedenimde.Gün
Kayıp Yüz
Ceninliğimin destansı replikleri kara bir mola vermekte.Kucağıma işlenen kanaviçelerin hesabı sorulduktan sonra varlığımın kauçuk kabartmalı bir nefes olduğu gerçeğiyle yüzleşince diğerleri,
yaşsız nazarlarıma vuku bulacak ne bekleniyorsa adımdan.
Unutulmayan Hatıralar
Prensip olarak evli bir kadınla asla birlikteliğim olamaz, ancak öyle bir göz göze geliyorduk ki...Bakışlarıyla bana öyle şeyler anlatıyordu ki..Ve ben onu o kadar iyi anlıyordum ki...
ERDEN ERKİN
Vücudun Saf Kadını (Bülent Yalçınkaya)
Duvarlar bakıyorumda hayvani varoluşun temellerinden olan şehvet.Bu yatağa kendimi her attığımda anlık herşey.Gözlerimi kapatıyorum.İç yoksulluğumu düşünüyorum tuaf gelebilir ama aşkı düşünüyorum.
Yarım Mutluluklar
Ve sen her gittiğinde benim ipimi çekiyordun darağacına,gittiğin her şehre benim kokumu,nefesimi götürürken benim mevsimimde yaşıyordun ve yaşamadığın gibi beni de yaşatmadın hep.
Uzun Bir Yolculuk
Uzun bir yolculuktu bu. Geri dönüşü olacak mıydı? Yahut dönerse neler değişecekti? Pek düşünmemişti çıkarken yola. Sadece gitmek peşindeydi. Gitmek… Ve alabildiğince uzaklaşmak… Hem kendisini üzen gerçeklerden hem de artık tiksinti veren monoton yaşamından… Bıkmıştı. Uzaklaşmalıydı.
Dün Gece Neredeydin?
Kendimi çok hafif hissediyorum ve garip. Saat sabahın beşi… Yaşadığım yer hiç bu kadar güzel gelmemişti bana. Bu oksijeni bu kadar temiz solmamıştım. Ne de elbiselerim bu kadar da temiz olmamıştı. Gün ışığı hiç bu kadar parlak değildi. Yoksa rüyada mıyım?
Derinlerde Yaşıyordu Kaybedenler
Usul usul sokulurken derinlere öksüz kalan yanını dolduruyordun ya da kaybettiğin,gidişine aldırmadığın,yüreğinde yerden yere vurduğun birini arıyordun belki de...
Son Mektup
Helen birgün bulamazsan eğer beni,
Nut'a sor Amphitrite'e niye gittiğimi,
Kontrolü ele geçirirse kemik kabın içindeki,
Sorma Hades'in sarayına neden geldiğini.
Fuar Oteli
Bir vardım
Bir yoktum
Dere tepe düz gittim altı ay bir güz gittim.Günlerce uyumadım.İki arpa tanesiyle beş gün yol aldım.Verimli tarlalardan,kirlenmiş derelerden geçtim.Sağ kanadım yoruldu soluma yaslandım,sol kanadım yoruldu sağıma yaslandım.Günlerce kanat çırptım.Sonunda ademoğlunun şeytanla cirit attığı bir şehre vardım.
"Saat 14. 00"
Orhan Turan'ın yazdığı "Saat 14.00" adlı, Kısa film senaryosu.
"SÖZ VERİLMİŞ ZAMANLARDA BULUŞMAYI SEVENLER İÇİN"
Şehvet Düşkünü
Korkunun çabası içimde, denize yansımış mehtap gibi uzanıyordu. Ve gerçekten de istediğini almıştı benden ; Beni benden. Apayrı bir insan vücudunda ruhumun derinliklerine kadar farklılaşmıştım.
Hiç Kimseyle Konuşmayan Adam
Sırtına bıçak saplanmıştı sanki. Öylesine bir ansızınlıkla doğruldu, döndü arkasına, parayı titreyen parmaklarıyla tutmakta zorlanarak aldı, göz göze geldiği adamın belli belirsiz gülümsemesini belleğine fotoğrafladı, parayı sürücüye verdi, yeniden küçüldü paltosunun içinde.
‘’ Hiç kimseyle konuşmayan adam… O da yeni bir yaşama başlamış olmalı… ‘’
Gözlerine Dalmak Calypso'nun…
Okyanusun ortasında bıraktığın düşlerimizi, şimdi hangi kağıt gemilerin küpeştelerinde
bir varmış ile bir yokmuş arasında yolculuklara çıkartabilirdim...
Yaşlı Teyze!
Çok yoğun geçen bir gündü, bu bakımdan oldukça yorulmuştum, büroda işler yoğun olduğu için, eve saat 20.30 civarında gitmeye karar vermiştim.
Motoruma binerek, Erkilet bulvarından ilerliyordum,Sümer bez fabrikasını henüz geçmiştim, önümde beyaz renkli, fort marka bir otomobil ilerliyordu.
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20