Öykü > Toplumcu

üzgün

Tramvay Eleştirisi: En Azından Bir Sığır Bilinci

Ne olursa olsun o çelik kelebeği, o akıl almaz gücü bütün gücümle çakacağım gökyüzünehırsla değilinatla değil.
Sadece yüreğimin isteğiyle, ruhumun açtığı cepheyle, ışık göstergeleriyle, kozmik bir azimle.
Saçların yıldızları ışıldasındilin

olumsuz

Ünlü Olmanın Yolu

Arada rakısını yudumlarken iki damla yaş süzülüyordu yanaklarından ama ne yapsındı, bu işler böyle dönüyordu...
ERDEN ERKİN

nostaljik

Bir İki Gazete

Bu işte en çok onlar sıkılıyordu. Onlar kim mi? Küçük masanın üstündeki gazeteler. Ne zaman bu iki kardeş mutfakta kahvaltı yapsalar, kahvaltı bittikten sonra gazeteleri kıvırıp çöpe atıyorlardı. İşte ondan sonra gazetelerin yok olma süreci başlıyordu... O büyük gazetenin magazin sayfasıydı bu gün altta kalan, Altta kalanın canı

umutlu

Dedem Düşlerime Giriyor

Hayallerimizi aldılar. Hiç değilse düşlerimizi, kişiliklerimizi, kırıntıları kalmış özgürlüğümüzü almalarına #HAYIR DİYELİM Mİ?

olumlu

Çoban Lazım 1

Öğrenmenin yaşı olmazmış ama, keşke bunları daha genç yaşlarda öğrenmiş olsaydım, diye hayıflandım birkaç kez

karamsar

Nur - Işık

Evi de yoktu. Sağlıksız, virane görünümlü, boyasız, sıvasız, rutubetli küçücük bir odada kalıyordu. Burası bir dükkândan bozma bir mekândı. Ev desen eve benzemiyor, dükkân desen dükkâna benzemiyordu.
Yalnızdı. Yapayalnız. Karısı, çocuğu, akrabası kimsesi yoktu. Bu yüzden gamsız, kedersiz, umarsız olmuştu. Beklediği, istediği hiçbir şey yoktu. Nasıl

olumlu

Biri Baharat mı Dedi

Kara bibersiz ve pul bibersiz yemek mi; aman Allah etmesin. Kara biberde aslında kara değil ama, işte öyle koymuşlar adını, biraz hakiye kaçan bir rengi var. Pul biberin içinde de pul yok zaten. Ona kırmızı biberde derler, bir normali var bir de acısı var, sonrada isot diye acının

heyecanlı

Tâli Bey'in Şefliği

Ülkemizde yaşanan makam, mevki düşkünlüğü ve bu makamlara gelebilmek için kimlere yüz suyu döküldüğü malum. Bu hikâyedeki Tâli Bey bir prototip.Nice nice Tâli Bey'ler kimlere nice taklalar atıyor...

karışık

Emekleye Emekleye Emekli

Emekli olunca bir sahil kasabasına yerleşecektim. Elde avuçta ne varsa satıp kendime bahçe içinde bir ev alacaktım. Çiçekler yetiştirecektim, birkaç ağaç mandalina, limon, portakal Ağaçlar evin arka bahçesinde olacaktı. Güller ve mevsim çiçekleri denize bakan tarafta

olumsuz

Yaşamın Aydınlık Yüzü

Parlak bir dolunay ışıltısının bütün İstanbul'u aydınlattığı serin bir bahar gecesiydi. Boğazdan sokulan rüzgar, Haliç'in kendine has o ince yosun kokusunu bağrına sararak sürükleyip karşı tepelere kadar götürüyordu. Ve o gece, bütün İstanbul uykusuz, bütün İstanbul huzursuzdu sanki...

olumlu

Emanet

Ali Ağa ayağa kalktı. Şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı. Çünkü evine ilk defa bir Rum geliyordu. Ne yapacağını şaşırdı.
Kısa bir süre sonra şaşkınlığını üzerinden attı. Yüzü içtenlikle gülmeğe başladı. Rumlara dönerek:
-Vay benim gardaşım! Velcome, velcome. Hoş geldiniz, hoş geldiniz, dedi. Onları samimi bir

üzgün

Kırık Mavi

Masmavi bir dünyası vardı. Taptaze hayalleri, gidilecek çok yol, başarılacak çok iş vardı önünde. Kanı deliydi, bu yüzden uçarıydı zaten. Lisenin ikinci sınıfına gelmiş en büyük iki hayalinden hangisini seçeceğine karar verememişti. O’nu kuşatan hayallerinden ilki; inşaat mühendisi olmak diğeri ise; pilot olup göklere adını yazdırmaktı.

olumsuz

Bir Öykücümüzden Bir Öykümüz Var

Bekir Sıtkı Kunt; konuşma dilini yazı diline getirme anlayışını benimser: "...Dilde ölçü , dilde realizmdir; yani yaşayan dil ile yazmaktır. Halkın dili, sanatçının kendi dili olmalıdır." der.
Yapılan bir söyleşi de, sanat anlayışını özet olarak şöyle dile getirir: "Sanatın tek amacı ve yolu halk için olmaktır.

heyecanlı

Bağımsız Aday Deli Osman

Sakinliği ve sessizliğiyle ünlü kentimizin yukarı caddelerinden alışmış olmadığımız bir gürültü koptu. Kulak verdik ne oluyor diye. Osman adını duyunca gürültünün nedenini anladık.

Başa Dön