Deneme > Unutulamayan Dönemler

karamsar

"Rüzgâr Gibi Geçti"

Her dönemin kendine özgü bir “trendi” vardır. Kimi dönemler insanlık adına önemli “yükseliş”lerin tanıklığını yaparken (örneğin Reform, Rönesans, Aydınlanma, Ekim Devrimi vb.), kimi dönemler de tam tersi bir pozisyon alarak “inişe” geçer. Yani “tarih” dediğimiz hikâye klasik giriş-gelişme-sonuç (serim-düğüm-çözüm) hattını zaman zaman terk eder, inişli çıkışlı vadilere, patikalara

üzgün

Sahi Bitti mi?

Oysa az kalmıştı sabaha. Sıradan bir güne sıra dışı uyanışlarla başlayacaktık hiç olmadığımız gibi birbirimize doğarak. Belki… Belki de yağmur hiç hesapta olmadan geliverecekti penceremize

nostaljik

Yalan Dünya

Oturduğumuz ev. Demir Apartmanı'nın altıncı ve en üst katıydı. Pencereden sepet sallıyor, "Bakkal Dimitri!" diye bağırıyor, sonra da apartmanın tam karşısındaki binanın altındaki bakkalından Dimitri çıkınca da herkese duyura duyura siparişimizi veriyordu

üzgün

Gitmişliğindi Bir Tek Giden

Sevincin salt müzik seslerinden ibaret olmadığına….Seninse şarkılarımın arasında sıkışıp kalmış ince bir ses olmadığına….Hiç olmadığına inanmamışlığımla gidiyordun notalarını çizgisiz sarı sayfalarımda bırakarak…

üzgün

Ağustos Kâbusu

Ellerim duvarları taşıyor ve göz yaşlarım duvarlardan…
Silemiyorum, yanaklarımdan süzülüp düşerlerse üstüne, üşüyebilirsin… En çok bundan korkuyorum…

olumlu

Sen Benim Güneşimsin

Sen benim güneşimsin diyen dilinin nasıl bu kadar kolayca dönüverdiğini anlamağa çalışıyorum şimdi. Aylarca konuşacak mı diye yüreğim ağzımda bekledikten sonra şimdi söylediklerin,yüreğimi ağzımın kıyısına getirip duruyor.

karışık

Sanadır Sözüm Cennettin Yeşilliğinde Her Daim Açmayı Başarabilen Kız.

Öğrenilmiş çaresizlikleri var insanın… Bu, suyun berrak ve akışkan olması kadar gerçek değil mi dost. Bastığın yer, baktığın gök gerçekliğinde kaç tane tuttuğun el olabilir.
İnandığın yürekler içinde inanılmaya değer kaç yüreğe dokundun şimdiye dek. Gün gelip dost bildiklerin birer birer çıkıp gittiklerinde hayatından bir tek

üzgün

Şimdilerde...

Zor… Gerçekten zor. Oysa ki ne hayaller beslemiştim yüreğimin aşevinde. Sensiz gecelerin sabahına koşup, senli günlerin “günaydın” ı oluyordum eskilerde.

üzgün

Son Nefesten Emanetler Var Havada

Bir cuma akşamı dönüyordum eve;bilemezdim bunun cuma akşamıyla son buluşmam olduğunu.Işıklar kapanmış ve sessizdi sokağın evleri...Kapıyı açmamla tanışmıştım karşımda bekleyen üç silahın merhabasıyla,teslim ol diye sesleniyordu bir ses düşüncelerime ve tek bir kurşun değdi sol ciğerimin üstüne.Kan oldu düşüncelerimin gözyaşı akmaya başladı ahşap zemine.Ağlayan Meryem'im daha fazla dayanamadı

karamsar

Çok Geç

Göz yaşlarım; şizofrenik nağmeleriydi ruhumun ayrılığa. Çiçeğin suya duyduğu hasret kadar dayanılmaz olsaydı yalnızlık; sen de nefes kadar vazgeçilmez olurdun bende.

olumsuz

Serseri Düşünceler

Serseri düşünceler elini kolunu sallayarak gezerken dışarıda,siyasi tutuklu düşüncelerim vardı bu mapusta...Neden sustuğunu bilmediğim,göğsü daralıp yüreği kanayan kirli sakallı bir dost dururken yan hücremde,meydanda volta atıyordu yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine felsefesini hepimize aşılayan mavi gözlü,selvi boylu delikanlı.

olumsuz

Memlekete Kurulan Hain Bir Pusu

Gurbetten bir tren kalkıyordu;memleketin ilk istasyonunu özlemle bekleyen bir adam sabırsızlanıyordu eğilip öpmek için toprağı.Bir telefonla başlamıştı herşey,af çıkmıştı yurdunda ve sona ermişti sürgünlüğü.Sürpriz yapacaktı,kapıyı çalıp girecekti evine ve bitmek bilmeyen hasret tüketemeyecekti artık ciğerlerini...

karamsar

12 Mart

52 Yıllık ömrüme dört darbe sığdı. Beşincisi ülkemin gelecekteki 50 yılını heba eder.Kaygım bundandır yoksa şahsi bir korkum yoktur!

Başa Dön