Özkan Karaca

Kanlı ve Kınalı Topraklar Çanakkale 1

Selam sana... Bin bir çile ve zahmetlerle yoğrulmuş. Al kana bulanmış ve gözyaşı sulanmış. İzanlarımızın muhakemesinde buluşmuş. Toprağının her bir metresi şehitlerin kemikleriyle süslenmiş. Hüzünlerin alevlerinde çığlık olarak kopan mahşerin kanları duygularımızı incitmiş bulunan. Hicran alevlerine sokulan korlarla kalb odamızı yakmış olan. ÇANAKKALE...

Kanlı ve Kınalı Topraklar: Çanakkale

Selam sana... Bin bir çile ve zahmetlerle yoğrulmuş. Al kana bulanmış ve gözyaşı sulanmış. İzanlarımızın muhakemesinde buluşmuş. Toprağının her bir metresi şehitlerin kemikleriyle süslenmiş. Hüzünlerin alevlerinde çığlık olarak kopan mahşerin kanları duygularımızı incitmiş bulunan. Hicran alevlerine sokulan korlarla kalb odamızı yakmış olan. ÇANAKKALE...

Aynalar

Sen beni tanırsın, yoksa bunlar düşmü / Yalanlar küstü, hakikatlerin külü ellerime düştü

Sensizlik Sessizliği

Günler günleri telaşla kovalıyor, aylar ayları takiple kapatıyor. Fakat yüreğim yırtıldığı, rüyalarım kırıldığı halde yine yoksun. Yoksun kalan hicran derdimle, sensizlik sessizliğinde karanlığın giysisini giyen gölgeni arıyorum.

Hüzün Yağmuru

Genç adam gecenin karanlık örtüsünde ruhunun hazin yankısı çığlık kopartarak sahilde yürüyordu. Dilinde dökülen özlem ve söylemler uzaklığın kanlı deresine itilmişti. Dişinde sıkışan kırgınlıkla hayallerinin fotoğrafı karanlığı ısırmıştı.

Güle Selam, Sana Kelam

Semanın ufkunu saran karabulutlar dağılmış, baharın rikkatini yeryüzüne yayan ışıltısı sarmıştı. Güneşin enginliğini gözlerimize yapıştırarak, güllerin rengini ve kokusunu sinemizde yatıştırarak öteler ötesinin ufuk perdesi aralanmıştı.

Sevda Gülü

Bir sevdanın gülünü sisli ufukların yağmurların da bırakarak; gözlerden uzak, gönülden ırak kalmıştım. Kalıp'ta donan ruhum erimiş, satırlar da duran hasret kalbime inmişti.

Başa Dön