Kafam Karışık
Hiçbirimiz diğerimizi bilmeyiz. Bilinmeyenlerin deryasında işte yüzer gideriz. Biz zalimleriz, biz sevenleriz, biz zulmedilenleriz ve aynı şeyiz işte. Hep de haklıyız.
Hiçbirimiz diğerimizi bilmeyiz. Bilinmeyenlerin deryasında işte yüzer gideriz. Biz zalimleriz, biz sevenleriz, biz zulmedilenleriz ve aynı şeyiz işte. Hep de haklıyız.
Michael Moore denen Arıza Adam'ı duyan duymuştur. Bizim Uğur Dündar'ın Amerikalı ve biraz daha Cem Yılmazlaşmış hali ve de Uğur abi daha yakışıklı. Bu Michael reyting şirketleri ile ilgili bir araştırma yapmıştı..
Tamam sayı olarak seksenbirmilyon olabiliriz, buna itirazımız yok asla ve kata, ancaaaak bu seksenbir milyonun en az on onbeşmilyonu hiç bir şeyden anlamayan bebebelik, bazıları yaşlı ve hasta, bazıları yatalak ya da bitkisel hayatta... Bilmem anlatabildim mi?
” bugün içinde yaşadığımız dünya, başkalarına kıyasla hiçbir özelliği bulunmayan kimselerin, en ufak bireysellikten bile yoksun bırakılmış, giderek önceden saptanmış bir soyut davranışlar toplamına dönüşmüş kişilerin dünyası..
Televizyonlardan izliyorlar her bir pisliği... Batı toplumlarının bazı zaman güzel tarafları görünse de bazı zaman iğrençlikleri de sergileniyor... TRT li zamanların o güzelim dizilerinden, şimdilerde özel televizyonlarda ki aile dizisi diye lanse edilen ancak gerçekte aile faciası olan dizilere geldik... Geldik de toplumsal değerlerimizde yontula yontula durmadan erozyona
Dahası çatlayacakmış gibi kalbim.Ağrısına dayanamayıp içimin yağmurlarını bırakıyorum denize.Damla damla düşerken mavileşiyor.....
Çocukların en sevdiği bayram, şeker bayramıdır. Ben de bu bayram kapımı çalan çocuklara, şeker ve bir kitap armağan etmeliydim.
Hala 1999'daki Gölcük değil bu Gölcük. Toparlanamadı. Hala yıkılacak mı, onarılacak mı, yeşillendirilecek mi molozlarıyla mı kalacak belli değil kimi yerler. Unutmak mümkün mü? Ben Gölcüklüyüm. İstesem de unutamam.
Mutluluk adlı ülkede yaşayanlar,geceleri sadece pembe rüyalar görüyorlarmış.Mutsuzluk nedir bilinmeyen bu ülkede bir gün bir genç,ülkenin başkentinin en işlek meydanında "Mutsuzluk da vardır! "diye bağırmış...
Aşkın içinde mantık arayanlar , mantık foseptiğinde boğularak can verecekler . Ne yazık ki o lağımı yine kendileri dolduruyorlar .
Türkiye’de okuma alışkanlığını artırmak için hiçbir ciddi girişimde bulunmuyoruz. Sadece lafını edip duruyoruz; şikâyette bulunuyoruz. Bundan da anlaşılıyor ki okumayışımızı doğal karşılıyoruz. Oysa Batılı ülkelerde okumak günlük işlerden sayılır. Kişiler her nerede olurlarsa olsunlar her gün planlı olarak okurlar. Her gün düzenli olarak gazete okuyan, haftalık ve aylık
Görmek istediklerimi rüya görmüş gibi ifade etmeye çalıştım..Dilin değiştiği tarzın başkalaştığı bir başka yerde buluşmak için hayallerimi çeşitlemeye karar verdim..
Peki kimdi İkinci Cumhuriyetçiler, neyi savunuyorlar , neden yeni oluşumun yanında yer almayı tercih ediyorlardı?
...bu çıldırtan sessizliği hangisi dinledi,hangisi kulak verdi onlara?Ne yaptılar onlar için!?Ne yaptıklarını ben söyleyeyim size.Seda Sayan gibi kendilerine benzeyen,kendilerinin aynısı olan kadınları biraz makyaj,biraz dekolte çıkardılar ekranlara.Hep b
Her bir yanından çekiştirdikçe, sallanıp duruyor dünya; bir türlü dengesini bulamıyor. O halde ne yapmalıyız sorusunu sormalıyız kendimize.
Yazının milada şerh edildiği MÖ:3200'lere dayanan genel kabulün rastlantı olmadığı gerçeğinin izinde yolculuğa çıkmadan önce, bu kabulü dayatan aklın sinerjisiyle bizlere vermek istediği mesajın arka planına bakalım.