Faik Murat Müftüler

Aşkın Perspektifi

Londra’daki Royal Art Museum’un en geniş dört galerisi 1998 yılının Temmuz ayı boyunca “Let me tell you love” adlı karma resim sergisi için ziyarete açılmıştı. Serginin en ilgi gören çalışması, seri halindeki beş adet kadın portresi idi...

Ya - Sa

Yasaları çürüten ya-sa'lardır herşeyi mahveden? Aşkı ya ile sa'nın arasına korku yazar. "Beni seviyor" sözünde nasıl bir umut varsa, "Ya sevmiyor sa?" nın sonunda da endişe ve vazgeçiş bitiriyor başlamamışları.

Rüya

Yardım mı, ekmek mi, yoksa merhamet mi diledikleri bilinemeyen haykırışlar, belki de olası akıbetin korkusundandır. “Aiutilo per favore dio!"

Mutlak Sözcük

O yürek çırpıntısını, iç burkulmasını, ağlamaklılığı, birebir ve aynen sevgilide yaratabilecek bir sözcük olmalıydı. Anlamını açıklamaya gerek kalmaksızın, duyan kişide aşkı yaratabilecek bir sözcük. Tanrı’nın yüzüncü adı gibi, aşkın tek sözü…

F (X) =?

Çoktan seçmeli soruda ne de çok şık vardı. Bilinen yöntemlerle çözülemiyordu ve şıkları yerine yazıp sonucu aramaktan başka çıkar yol da yoktu. Sadeleştirme yapmayı denemeden sevgilileri yazdım x gördüğüm her yere.

Bungee Ayrılık

Başka bir sevgi içimi kavururken hala seni seviyor görünmem aldatmak değil de nedir? Yalnızlık korkusu yüzünden, sevmediği bir insana bağlılığını sürdürmek olmaz mı bu? Kendini güven altında hissetme adına sevgilinin duygularını kullanma erdemsizliğine al

Şans

İzEdebiyat'daki ilk mizah yazım. Türlü sitelerde yayınlanmış başka mizah denemelerim de var. Çok da edebi formatta olmayan bu yazım bakalım yakışacak mı İzEdebiyat'a. Biraz utana sıkıla yayınlıyorum. Umarım yüzümü kara çıkarmaz.

Boyama Kitabı

Sol yaprak matbaa renklerinin huzursuzluk verici mükemmelliğinde; sağdaki ise becerisi şüpheli bir çocuğun titrek ellerine ve sınırsız hayal gücüne feda edilmeye hazır durumda. Boyama kitapları hep böyle mi olmalı? Bir çocuk içinse evet. Ya senin içinse?

Aramak Üzerine

Uçsuz bucaksız yonca tarlasında dört yapraklı yonca arayan, kim bilir kaç tanesini de ayaklarının altında ezdiğinin farkında değildir. Şans gözün görebildiği kadardır. Ne yazık ki gözün görebildiği KADERDİR.

Beş Kere

Hayat çorbası çatlaktan sızıyor ; soğuyor . Üzerinde bağlayan kaymak gibi kırışıyor tenimiz ve titriyor ellerimiz . Sonra biz dört ölümü fark etmeden ve hatta bazısını çoğu zaman isteyerek yaşarken birileri beşinciye ağlıyor bizim yerimize .

Siyah - Beyaz

Tabuların , savaşın ve ölümün olmadığı , Nuh’un gemisi gibi her cansızdan bir çiftin sığındığı yerde , bir sonraki savaşı beklemeye koyuldular . Hiç başlamasın istiyorlardı ama ne yazık ki tükenen ve sonra yeniden türeyen soylar savaşı unutmamışlard

Başa Dön