Menfaatleriniz İtibarınıza Gölge Düşürmesin
itibar, bir kimsenin karşısında bulunan yahut içerisinde yer almakta olduğu topluluk nazarında elde ettiği kazanımdır.
itibar, bir kimsenin karşısında bulunan yahut içerisinde yer almakta olduğu topluluk nazarında elde ettiği kazanımdır.
Mucize gibi bir şey oldu. O asık suratlı adam gitti; dudakları kavuşmayan, elinden tornavida, pense düşmeyen bir adam geldi. Oturup hizmet bekleyen “Bugün buram ağrıyor, şuram ağrıyor.” Diyen kadın gitti. “Bugün size bir börek açayım da parmaklarınızı yiyin… Çiğ köfte yoğurayım, gelinim sever…” diyen kadın geldi. Gelin lafı
Şimdi dar bir koridoru tırnaklıyor düşlerim. Bir başında ben,diğer ucunda sen varsın. Ben hep buradayım,sen hep oradasın. Bu rüzgarı bir köşesinde oturduğun odamın kırılmış penceresinden çekiyorum saçlarına....
Ne zaman tükenir umutlar? Umutların tükendiği yerde vedalar başlamaz mı? Ve sevgiye açılan her yeni parantezde yeni bir umut taşınmış, en başa yerleştirilmiştir dünden.
Richard Bach, der ki:
“Vedalar canını sıkmasın. Yine buluşabilmek için bir ‘hoşçakal’ gereklidir.”
Ne olursa olsun bildiğin, başarılı olacağına inandığın yolda , işte kim ne derse desin asla vazgeçme, tıpkı sağır kaplumbağa gibi davran...
kimsesiz kalmış gibiyim şimdi.. kaybolan küçük bir kız çocuğu gibi hani nereye gitse yinede kayıp nerede beklese yinede korkak…
Merhaba özüm! Özünden kaybedenler sadece bir bedenden ibarettirler. Bizler ki yaratılmışların en yücesiyiz.
Unutmayalım ki gün gelecek tüm sesler kesilecek ve biz sadece amellerimizin sesini dinleyeceğiz. En yüce ses vicdanın sesidir o öyle bir sestir ki sessizliği bile sağır eder ve kötü kişileri kendi karanlığına gömer.
Bundan iki sene önce muazzam bir karar verdiğim bir gündü. Sevdiğim kadına evlenme teklifi ettiğim gündü. Öyle ya Hem 7 hayatımda her seferinde karşıma çıkan bir rakam; hem 8 hem dirisi, hem yana yatıp sızmış hali sonsuzluğu simgeleyen bir rakam, hem de yıl; ölümsüzmüşçesine, sanki ne olursa olsun,
duygu insanların kalplerinde yer bulan hayatlarında umumi değişikliklere sebep gösterilen yoğunluğun adıdır.
Nedir yalnızlık? Bir başına mı kalmaktır sessizliğin ortasında yapayalnız? İçinizdeki depreşen duyguları hapsedip onları sindirmek midir? Yoksa kalabalıklar arasında yürürken dışarıda olanları umursamayıp kendi içimizdeki sesi mi dinlemektir?
bizler, hayatımızın dengelerini değiştiren önyargılarımızın kırılmasına neden müsade etmiyoruz?
Her insanın yaşamında yarım kitapları vardır, ne okuyabiliriz ne de atabiliriz. Kitaplıktan öylece bakarak içimizde derin yaralar açarlar. Ya okunmalı ya da atılmalıdır, yoksa gerisi bunalım. Yaşamımızdaki ilşkiler de böyle değil midir? Yarım kalmaya hiç