KARAKTERİNİZDEN ÖDÜN VERMEYİN
Karakter, insanoğlunun yapısının oluşumunu sağlayan ve küçük bir deprem
etkisi ile yıkılmamasını gerektiren en önemli yapı taşıdır.
Bahsetmiş olduğum yapı taşı yerinde olmazsa ayağa dikilmiş binaya
inşaat mühendislerince çürük raporu vermede bir dakika bile geç
kalınmaz.
Anlatmak istediğim insanlara, karşısındakilerin çürük raporu vermesinde
karakteristik yapısı en önemli etkendir.
Nerede olursa olsun; insanlar, kendilerini karakterleri ile yani
kimliklerini gösteren davranışlarının anlattığı şekilde haklarında
bilgi sahibi olmak isteyen muhataplarına belli ederler.
Karakterin iki şekle ayrıldığının bilgisini vermekten de geri
durmamak, tercihlerim arasında olmuştur.
Bu önemli tercihimi karşımdaki kimselerle paylaşmaktan da hiçbir zaman
pişmanlık duyduğum söylenemez.
Birincisi ne isen, o olmak; yani özü sözü bir olmak davranışlarınla
konuşmalarının aynı olması karakteristik yapında iki yüzlülüğe dair
bir şeyin bulunmaması, insanlara karşı güven aşılamanın yolu bu
şekilden geçer.
Karşında seni muhatap alan şahıslara karşı güven aşılayamadığın
takdirde, hayatın boyunca hiçbir kazanç elde edemeyeceğini göz ardı
etmemen gerekmektedir.
Bu yanlışa düşmek, insanın hayatında tersliklerle boğuşmaya
başlamasının göstergesidir.
İkincisi ise kaşının, gözünün farklı oynaması ;yani iki yüzlülük,
yalancılık, ihanet hayatında bunlara yer verilmesi güven kaybının
oluşmasının en büyük ve tek sebebi olarak gösterilebilir.
İnsanın her hatası bir şekilde affedilir ;ama bir tek hatası affedilmez.
İhaneti, karakterini en üst seviyede tutan insanlar affetmezler ;çünkü
ihanet, insanoğlunun yaptığı en büyük hatalardan bir tanesidir.
Bir şahsın yapması gereken en önemli şeylerden bir tanesi, kendisine
yakıştığı şekilde davranmanın yolunu bulmak için büyük gayrete
girmesidir.
Nerede, nasıl davranması gerektiği konusunda gereken dikkati
göstermiyorsa karşısındaki şahısların gözünde karakterinden ödün
vermiş olur.
İnsanoğlu, hayatının en değerli parçası olan karakterini kaybederse ya
elindeki oyuncağına sahip çıkamamış bir çocuk ya da yolculuğa çıktığı
denizde rotasını şaşırmış bir gemi halini alır.
Bunların meydana gelmesini istemiyorsa muhatap aldığı
şahıslar karşısında kendisi ile ilgili olumlu izlenimler bırakmalıdır.
Onu muhatap alan kimseler, beklediği izlenimlere sahip olmazlarsa
hakkında tek bir fikirle hareket edeceklerdir.
Karşısındakiler üzerinde aynen şu izlenimi uyandıracağını unutmaması
gerekmektedir:
Karaktersiz bir şahıs olduğu ve hiçbir işe yaramadığı görüntüsü
bırakacağı aşikar.
İnsanoğlu, hayatında bir çok şeyini kaybederse kahrolur, üzülür,
bunların başında genelde maddi şeyler gelir.
Fakat bu, karakterinden ödün vermeyen, maneviyatı maddiyatın önünde
tutan şahıslar için geçerli değildir.
Parayı, karakterin üzerinde tutanlar için hayat dersi veren şu tabiri
kullanmaktan çekinmez büyüklerimiz:
Adam olamamış, insanlıktan nasibini almamış, ne olduğunu, nereden
geldiğini çabuk unutmuş, üç kuruş görünce kendisini dünyanın sahibi
oldum bir işe yarıyorum zannediyor.
Unutulmaması lazım gelen en önemli şeylerden bir tanesi, kim olduğun ve
nereden nasıl geldiğindir.
Para ile her şeyin elde edilebileceği inancına kafada yer vermenin de
yapılan yanlışların başında geldiği bilinmelidir.
Kimliğinden, karakterinden feragat edersen elinde sahip olduğunu
düşündüğün her neyin varsa; onlarla vedalaşmak zorunda kalacağın göz
ardı edilmemelidir.
Kimliğine karakterine sahip çıkmadığın zaman, sokağa atılan bir çöp
kadar değerinin olmadığını, her an her yerde aklında bulundurman
gerekmektedir
Yapmamız icap eden tek şey; elimizdeki en değerli varlığımız olduğunu
bildiğimiz, bizi biz yaptığı inancına sahip olduğumuz karakterimizden
ödün vermemektir.
![yazı resim](/storage/cache/images/def8832b70b997ff91d1116c9edc9554_134853-00001.webp)