..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Çağdaş Sanat > Hakan Yozcu




24 Mayıs 2011
Uluslararası 27. Denizli Amatör Tiyatro Festivali"nin Ardından  
Hakan Yozcu
Geçtiğimiz günlerde Denizli’de yapılan 27. Uluslararası Amatör Tiyatro Festivali’ne katıldık. Gerçekten büyük bir organize idi. Benim, bu festivale üçüncü katılmam idi. Daha önce de oyuncu ve gözlemci olarak iki kez katılmıştım. Bu sefer ise Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak konferans vermeye davet edilmiştim. Seve seve gittim. Çünkü Denizli’yi ve Denizlileri çok seviyordum.


:BCEH:




Denizli Belediyesi, kültür alanında büyük hizmetler yapıyor. Düşününüz uluslararası bir festivalin 27. si yapılıyor. Bu, pek hafife alınacak bir durum değil.

Geçtiğimiz günlerde Denizli’de yapılan 27. Uluslararası Amatör Tiyatro Festivali’ne katıldık. Gerçekten büyük bir organize idi. Benim, bu festivale üçüncü katılmam idi. Daha önce de oyuncu ve gözlemci olarak iki kez katılmıştım. Bu sefer ise Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak konferans vermeye davet edilmiştim. Seve seve gittim. Çünkü Denizli’yi ve Denizlileri çok seviyordum.

Denizli, gelişmiş büyük bir kent. Büyükşehir olmayı çoktan hak etmiş. Temiz ve bakımlı bir kent. Üniversitesiyle, fabrikalarıyla, tekstil ürünleri ile Dünyaya kendini kabul ettirmiş bir kent.

Sadece tiyatro alanında değil, sanatın ve kültürün her alanında halka hizmet veriyor. Her dönemde festivaller, zincir halkaları gibi birbirini takip ediyor. Tabii halk, bu kültür hizmetinden oldukça memnun kalıyor.

Yağmurlu bir günde indim Denizli’ye. Sabahın ilk saatleri. Gelip beni aldılar.

Oturmuş bir festival anlayışları var. Plan ve programda neredeyse hiç kusur yapmıyorlar. Tüm detaylar önceden düşünülmüş ve belirlenmiş. Her şey adım adım, kalem kalem ilerliyor. Hata oranı sıfır.

Misafirler, nereye gelmişlerse gidip oradan otobüslerle alınıyor. Otellere yerleştiriliyor. Denizli’ye düştükten sonra tüm sorumluluk onlara ait. En iyi şekilde ağırlıyorlar gelenleri. Üç öğün yemek veriliyor. Neredeyse her akşam eğlence, her gün boş vakitlerde kültür gezileri yapılıyor. Herkes memnun kalıyor gösterilen ilgiden. Doğrusu Denizli bu konuda bir başka. Farklı bir kent. Farkları var. Fark yaratıyorlar.

Festival boyunca çok oyun izleme şansını yakaladım. Güzel ve kaliteli oyunlar izledim. Özellikle Azerbaycan’dan gelen ekip beni çok etkiledi. Belediye Sanat Merkezi’nde Azerbaycan Ekibi olan Lenkeran Tiyatrosu “Şah İle Eks Seda” isimli oyunu sahneledi. Dekoruyla, kostümüyle çok farklı bir oyundu. Ortada sadece dil sorunu vardı. Ama kendinizi oyuna dikkatle verirseniz herhangi bir sorunun olmadığını görüyordunuz. Ben, kendimi o kadar dikkatle verdim ki, anlaşılmayacak bir şey yoktu. Konuşulan da Türkçe idi. Geleceğe umutla bakılması gerektiği mesajını veren oyun, yöneticilerle yönetilenler arasındaki çatışmayı dile getiriyordu.

Azerbaycanlı sanatçılar çok başarılıydılar. Oyunları çok profesyoneldi. Ben onların amatör tiyatro gruplarının arasında amatör olarak adlandırılmasını anlayamadım. Oyuncularının hemen hepsi Azerbaycan Devlet Sanatçısıydı. Ve hepsi de profesyoneldi.

Yine Makedonya’dan gelen ekip çok anlamlı bir oyun sergilediler. Kanze Theater’in hazırladığı ve yine Belediye Sanat Merkezi’nde sahnelenen “Balkan Vilayet” isimli oyun alkışlarla takdir topladı. Oyuncuların hemen hepsi oldukça amatördü. Ama görevlerini en iyi şekilde yerine getirdi. Sırp zulmünü anlatan oyunda, saldırıya uğrayan Türk asıllı vatandaşların zaman sonra, yaralı, sakat ve hasta olarak Türkiye’de karşılaşmaları, vatanlarından zorla ayrı düşürüldükleri anlatılıyordu.

Oyun sonrası oyuncular ayakta alkışlandılar. Dil sorunu ise oldukça fazlaydı bu oyunda. Yer yer Türkçe kelimelerin de kullanılmasına rağmen konuşulanları anlama neredeyse imkânsızdı. Fakat verilmek istenilen mesaj gayet açık bir şekilde verilmişti.

Mersin Ekibi çocuklara yönelik “Bastıbacak” oyununu Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda sahneledi. Oyuncuların tamamı gençlerden hatta çocuklardan oluşuyordu. Yönetmenleri de çok genç bir bayandı. Yalan söylemenin insanın başına olmadık işlerin açacağı mesajını veren oyunu minik izleyiciler zevkle izlediler.

Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarının önerisi ile bu festivale katılan Erenköy Belediyesi Espirin Karpas Tiyatrosu da oldukça başarılı bir oyun sergiledi. Cengiz Bayraktaroğlu’nun yönettiği “Salaklar Sofrası” adlı oyun Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda ayakta alkışlandı. İzleyenler kahkahalara boğuldular. Oyuncularımızı büyük bir keyifle izledim. Gerçekten KKTC’yi en güzel biçimde temsil ettiler. Onlarla gurur duydum.

Bursa Ekim Tiyatrosu da bana göre çok başarılı bir oyun sergiledi. Ahmet Vefik Paşa’nın yazdığı “Meraki” isimli komedi büyük bir beğeni ile izlendi. Bir Molyer adaptasyonu olan Meraki Oyunu, Molyer’in “Hastalık Hastası” adlı oyunun günümüze çevrilmiş bir varyasyonu gibi hazırlanmıştı. Değişik bir kurgusu vardı. Eğlenceli, zevkli bir oyundu. Oyuncular oldukça başarılıydı. Onlar da ayakta alkışlanan gruplar arasında yer aldı.

Benim en çok dikkatimi çeken oyunlardan biri de İstanbul’dan gelen Süt Kardeşler Sahnesi’nin sunduğu “ İlk Suç, İlk Günah” oyunu oldu.

Kan Davasını, töre cinayetlerini, hapishane geleneklerini, kendilerine baba denilen ve haksız kazançlarla zengin olan insanların, ihtiyaçlı, mecbur olan, garip, aciz insanları nasıl bir piyon gibi kullandıklarını anlatan iki kişilik bir oyundu.

Oyunu Birol Tezcan yazmış. Derviş Tezcan ve Hüseyin Elçi oynuyor. Ve bu ikisi aynı zamanda oyunun yönetmeni olarak karşımıza çıkıyor. İki kişilik bir oyun olan “ilk Suç ilk Günah” seyirciler tarafından ilgiyle izlendi.

Yine AC Sahne Sanatları çok anlamlı bir oyun sergiledi. “Orada Kimse Var mı?” Gölcük ve İstanbul Depremlerini konu alan bu oyunu, çok istememe rağmen, ne yazık ki izleyemedim.

Son olarak Gala Gecesinde Denizli Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun sahnelediği “Tiyatro Yeniden” isimli oyunu izledim. Keyifli bir oyundu. Özellikle başrolü paylaşan iki erkek oyuncu çok başarılıydı. Ama ne yazık ki oyuncu bayanlar için bu terimi kullanamayacağım. Çok acemi ve çok amatördüler. Ama cesaretli olmaları yönünden onları da tebrik etmek gerekir. Gelecekte, alacakları eğitimle iyi birer oyuncu olmalarını umut ediyorum.

Gala gecesinden söz edecek olursak, çok keyifli çok güzel bir gece olmuştu. Özellikle Rus Ekibinin dans ve müzik gösterisi geceye damgasını vurmuştu. Oyuncuların performansları en üst derecedeydi doğrusu.

Makedon sanatçının şarkı söylemesi ve festivale katılan oyuncuların sahneye çıkıp oynaması ayrı bir neşe kaynağı oldu. Gecenin sonunda festivale katılım belgeleri ve ödülleri verildi. Böylece uluslararası bir festivalin 27. si de büyük başarı ile bitmişti.

Bana göre çok yararlı bir festival olmuştu. Verdiğim konferans ile Kıbrıs Türk Tiyatrosunu anlatma şansı buldum. Dinleyenler ilgiyle, merakla takip ettiler beni. Çok büyük bir keyif aldım.

Düşünün. Kimileri, Azerbaycan’dan, Makedonya’dan, KKTC’den ve Türkiye’den çıkıp gelmiş. Kimileri de Rusya’dan, Bulgaristan’dan gelmiş. Tiyatronun ortak paydasında buluşmuş. Birbirlerine sanatlarını, kültürlerini, gelenek ve göreneklerini anlatmışlar. Dostluklar, arkadaşlıklar, yarenlikler kurmuşlar. Var mı ötesi…

Her gece otel lobilerinde yapılan sohbetler, anlatılan hikâyeler ve ortaya çıkan fikir alış verişleri.

Biz KKTC grubu olarak daha ziyade Azerbaycanlılarla iyi ilişkiler içine girdik. Onlarla sıkı bir dostluğumuz oldu. Her akşam sohbetlerimiz geç vakitlere kadar devam etti. Hele Azerbaycan’nın Eurovision Müzik Yarışması’nda birinci geldiği gece yaşadıklarımız unutulmazdı doğrusu.

Ayrılık vakti geldi. O gün Denizli Valisi Sayın Yavuz Erkmen’i KKTC grubu olarak ziyaret ettik. Bu bir nezaket ziyareti idi.

Sayın Vali, bizleri içtenlikle karşıladı. Bizleri her zaman Denizli’ye beklediklerini söyledi. Sayın Vali’ye hediyelerimizi sunduk. Teşekkür ederek huzurlarından ayrıldık.

Ben, Antalya’da yapılacak olan Uluslar arası bir toplantıya katılmak üzere Antalya’ya hareket ederken, Espirin Karpaz Tiyatrosu da Kıbrıs’a dönmek üzere İzmir’e doğru yöneldi.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın çağdaş sanat kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnciraltı Şairleri
Bir Bahar Bekliyorum Üzerine
Her Şey Gülüşünde Saklı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Boyacı’ya Büyük İlgi
Nkl Sanat Gecesi Büyük İlgi Gördü
İlk Yerli Operamız: Arap Ali Destanı
Nkl’de Edebiyat Sokağı
Erdinç Akgür İle Devlet Tiyatroları’nı Konuştuk

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sessizliğin Hikayesi Üzrine
Denizli Türk Dünyası Şairleri Buluşmasının Ardından
Cevahir Caşgir’den "100süz Şiirlerim"
Orhan Pamk'un "Kar" Romanı
ve İlk Bölüm Yayınlandı
ve İlk Bölüm Yayınlandı
"Bitemeyen Proje" Üzerine
Beşik Gibi Sallandık
"Kırmızı Pazartesi" Romanının Düşündürdükleri
Olcay Kıraç İle Kıbrıs Sorunu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
El Eder [Şiir]
Vakit Gelince [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.