..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Aysel AKSÜMER




23 Şubat 2011
Her Doğan Gün Yeniden Doğuştur  
Aysel AKSÜMER
Dünyaya geldiğimiz tarih bizim kurtuluşumuzdur aslında her ne kadar buna doğuş deniliyorsa da. Kolay mı? Dışarıda ne olup bittiğinden haberin olmadan, dar bir alanda, ayağını bile doğru dürüst uzatamadan, boynuna dolanırsa boğulmana bile sebep olabilecek bir göbek bağıyla dokuz ay on gün korku içinde yaşamak ve dışarı çıkmayı beklemek.


:BJBG:
Dünyaya geldiğimiz tarih bizim kurtuluşumuzdur aslında her ne kadar buna doğuş deniliyorsa da. Kolay mı? Dışarıda ne olup bittiğinden haberin olmadan, dar bir alanda, ayağını bile doğru dürüst uzatamadan, boynuna dolanırsa boğulmana bile sebep olabilecek bir göbek bağıyla dokuz ay on gün korku içinde yaşamak ve dışarı çıkmayı beklemek.

Nüfüs cüzdanımızda belirtilen ay, gün ve yıl dışında aslında bilmem kaç kez doğarız ya da ölüp ölüp diriliriz. Bir yaşımıza daha girer, ömrümüzden de bir gün daha götürürüz. Kızdığımız birilerine sitemli bir şekilde ömrümü yedin deriz.

Matematiksel yaşımı bu şekildeki konuşmalarıma göre hesaplamaya kalksam acaba kaç yaşındayım? diye bir an düşündüm. İnanın işin içinde çıkamadım.

Doğuş kelimesi oldu bitti içimde hoş bir heyecan uyandırır. Uyuduğum her gecenin sabahında, güneşin doğuşuyla gözlerimi yeni bir güne açmam her zaman mutluluk vermiştir bana. Çocukluğumdan beri bu böyledir. Hiç bir sabah yüzüm asık uyanmamışımdır. Bazen bir gariplik mi var ben de? diye de düşünmeden edemiyorum. Çünkü benim gibi neşeyle uyananlar azınlıkta sanırım.

Genelde sabaha özel sözler mahmur gözlerle, yer yer esnemelerle biçimlenmiş asık bir yüz eşliğinde;

- Daha dur ya uykumu bir açayım ondan sonra konuş,
- Sabah sabah bana dokunmayın,
- Nefret ediyorum bu sabahlardan,
- Sabah sabah nereden buluyorsunuz bu enerjiyi,
- Benim uyanmış göründüğüme bakmayın ben aslında hâlâ uyuyorum
- Sabahları yanıma yaklaşmayın, kırarım, sonra gelin

diye başlar. Agresiflik dizboyudur yani. Ya da bütün bu sözleri sarf etmeden az önce söylediklerim yüzlerinde yazıyormuş gibi dolaşırlar. Zaten anlarsınız ve “ateşle yaklaşmayın uzak durun uyarısı görmüş gibi uzaklaşırsınız.

Bu tür söylemlere maruz kalmış kişilerin de yorumları genelde klasiktir. Başını iki yana sallayarak, kaşlarını çatıp dudaklarını bükerek:

- Yahu ben mecbur muyum bunun nazını çekmeye?,
- Yine tersinden kalkmış,
- Rüyasında benimle kavga etmiş herhalde,
- Sanki canına mı kastettik uykusunda,
- Bir gün de gülerek uyansa şaşarım,

gibi sözlerdir. Genelde iç ses olarak kalması hayırlıdır. Dıştan söylemek bir savaşın başlamasına onay vermekten farksızdır. Çünkü sabahları sinirli olanlara dokunulmazsa gerçekten günün ilerleyen saatlerinde neşe ile kahkaha atmaya başlarlar. Herkesin tabiatı farklı olduğu için anlayış göstermek şart gibi görünüyor.

Uyku için yarı ölüm derler. Öyle ise gözlerimizi açınca neden mutluluk duymuyoruz ki! Yaşasın! Güneşin ihtişamlı doğuşunu bugün de göreceğim. Aynı zamanda büyüleyici batışına da tanık olacağım. Sevdiklerime doya doya sarılacağım demek varken.

Her gün yeniden doğuyormuşuz gibi düşünmek lazım aslında. Neden emanet bir can taşırken canımıza okuyoruz ki? Zaten bir gün öleceğiz o süreyi kendimize doğru hızla yaklaştırmanın bir manası da yok gibi.

Yaşadığı topraklarda iç ve dış düşmanlara karşı azmiyle kanıyla canıyla verdiği mücadelenin sonucunda halk bir ülkenin yeniden doğuşunu sağlayıp nasıl ki bayrağını göndere dikebiliyorsa o zaman vücudundaki kötü huylu tümörleri; moraliyle, sabrıyla, yaşama sevinciyle, mücadeleci kimliğiyle, “kötülüğe yer yok benim bünyemde, tümörlerim bile iyi huylu olur diyebilecek kadar güçlü insanlar neden yeniden doğmayı başaramasınlar ki! İşte o tarih ikinci kez doğuşun resmi ilanı olur.

Son söz olarak diyorum ki doğuşlar; pişman oluşlar, mahvoluşlara değil mutluluklara çanak tutsun hep. Yaşamak her ne olursa olsun çok güzel!

Sevgi ve saygılarımla..

Aysel AKSÜMER



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Fırça Günlüğüm
Mutluluk Düşüncede Başlar
İç Dünyamız
Hayal Fidanları
İlk Yaş Günü
Gülmek
Herkesin Bir Öyküsü Vardır
Su Gibi
Çöken Neydi?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dünya İyilik Günü
Bir Daha ki Sefere
Keşke
Dokunmak Dokunuyor
Ajda Pekkan
Nereden Başlasam?
Sıradışı Tarzlar
Taksiler Kan Kırmızısı
Ruhumun İçi
Yaralı Ben Ama Kan Yok

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Şiir]
Global Yalnızlık [Şiir]
Deliksiz Suskunluk [Şiir]
Gelişi Güzel [Şiir]
Kırık Bir Aşk [Şiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Şiir]
Doğaya Karışmak İstiyorum [Şiir]
İstanbul Düşü [Şiir]
Bohçadaki Sözler [Şiir]
Erik Ağaçları [Şiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla İlişkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reşat Nuri GÜLTEKİN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.