İzEdebiyat - Eylem Yurtsever - Senaryomsu Öykü

Yıldıza Doğru:

Rüzgarlı bir günde uzun saçlı genç bir adam bir kumsalda yavaş yavaş yürür ve bir yandan da Arthur Clarce'in Rama ile buluşma adlı kitabını okumaktadır. Rüzgar arkasından onu iteklercesine esmekte ve saçlarını arkadan öne, havaya ve yana doğru uçurmaktadır.

Ansızın rüzgarın yönüne ters düşen garip bir hava akımı bir öbek kağıdı genç adamın tam önüne atar. Adamın bu kağıt öbeğine dikkat etmesini sağlayan şey bu ters ve ters olduğu için de esrarengiz olan hava akımıdır.

Bu ilk bakışta kağıt öbeği gibi görünen şey birbirine ataçla tutturulmuş birisi büyük birisi küçük iki zarftan ibarettir. Kitabının arasına bir ayraç koyar ve dikkatini yerde bulunan zarflara verir. Okumakta olduğu kitabın arasına koyduğu kimlikten O'nun hem öğrenci olduğunu hem de astronomi okuduğunu rahatlıkla anlayabiliriz. Genç adam zarfları alır ve büyük olanını açar. İçinden bir cd çıkar zarfın. Hemen sırtındaki dizüstü bilgisayarını açıp cd'yi cd roma koyup çalıştırır. Cd'de zintizeiserle yaratılmışa benzeyen garip ve metalik bir sesin eşliğinde bir sürü şema birbiri ardına sıralanıp geçer genç adamın gözlerinin önünden. İlk şema küçük zarfı gösterir. Özenle açılan zarfın içinden çok daha küçük bir zarf daha çıkar. Ekranda zarf büyür ve metalik ses konuşmaya başlar:

"İşte bu gördüğün zarfın içindeki şeydir seni bilinmedik bir yıldıza, bizim yıldızımıza götürecek olan. Seni izledik ve yıldızımıza gelmek isteyeceğini çok iyi bilmekteyiz. Bunun için ne yapacağını tarif etmeden önce sana uygarlığımız hakkında birkaç bilgi vermeliyiz."

Bu cümlenin hemen ardından bir dizi görüntü akar ekranda.

Çimleri biçen böcekler ve böceklerin yanlarında onları gözetliyormuşa benzeyen soluk şekiller, giyisiye benzeyen şeyleri dikip hazırlayan garip canlılar ve onları kontrol ediyora benzeyen soluk şekiller, çöpleri toplayan bir çöp arabasına benzeyen ancak canlı oldukları da belli olan canlılar ve onları gözetleyen soluk şekiller.

Ve yine ses: "Görüyorsun ki bizim uygarlığımız biyolojik bir uygarlık. Seni bizim yıldızımıza getirecek olan araç da biyolojik bir makine." Küçük zarf tekrar ekranda belirir, açılır ve içindeki bir kum tanesine benzeyen şey ekranda büyütülmüş bir halde genç adamın gözleri önüne getirilir. Ve ses bir daha başlar konuşmaya: "İşte gördüğün bu kum tanesine benzeyen cisimdir seni bize getirecek olan araç. Elbette çeşitli işlemlerden geçtikten sonra bir araç olacak. Önce bir bidona bidonu dolduracak kadar su koy ve suyun içine at kum tanesini." Ve ekranda bir varil belirdi. Varilin içine görünmez eller tarafından su konulup zarftaki kum tanesine benzeyen şey boşaltıldı. "bir hafta kapalı kalsın bidon. Hiç açma. Bir hafta sonra açtığında varilin içinde siyah renkli bir hamurun olduğunu göreceksin. Kum tanesine benzeyen şey aslında dna'sı olan ve aynı zamanda mayalanabilen biyolojik bir icat. İlk aşamada mayalanarak çoğaldı. Şimdi de dünyanızda görüldüğünde insanları şaşırtmayacak bir canlının şekline sok onu ve karanlık bir odada üç ay boyunca beklet. Ama dikkat et, o hamurun tek parçası dahi geride kalmasın. Sonra onun üzerine bin ve gözlerini kapat." Ve cd biter. Genç adam cd'de denilenleri yapar ve o araca biner binmez bilinmeyen bir yere doğru gitmeye başlar.