Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller |
|
||||||||||
|
Cisim yere konduğunda silindirin çeperinden küçük bir parça kaydı ve silindirden küçücük bir şey indi. Çocuk inen şeyi tam olarak Görememişti; çünkü çocuğun görüş alanına girmeyecek kadar küçüktü bu şey. Çocuk merakla silindire doğru ilerlediğinde ayaklarının dibinde hareket sezdi ve eğildi. Küçücük bir insancık vardı ayaklarının dibinde. İnsancığın belinde insancığın yarı boyunda bir deri çanta vardı. Üzerindeki her şey deriydi aslında. Bir pantolon, bir cepken ve bir çift çizme giymekteydi. Elindeyse esnek bir ağaçtan yapılma bir sopa vardı. İnsancığın gözleriyle çocuğunkiler çakıştığında insancık deri çantasından avize kristaline benzeyen ve insancığın üzerine oturabileceği kadar büyük bir kristal alıp onun üzerine oturdu. Oturur oturmaz kristal havalandı ve çocuğun göz hizasına kadar yükseldi. Çocuk insancığın cinsiyetini hala kestirememişti. "Merhaba," dedi insancığa; ama bunu derkken insancığın kendi dilini bildiğinden emin olmadığından sesi tereddütlü çıkmıştı. İnsancık selamına karşılık verdiğinde rahatlamıştı çocuk. Ses tonu hiç de beklediği kadar tiz değildi. Aksine boğuk olmasına rağmen harfleri telaffuz edişi kusursuzdu. Çocuk ona adını sorduğunda: "Aluva," diye cevapladı onu. Çocuk hala insancığın cinsiyetini keşfedememişti. Sesi her ne kadar karakteristik de olsa cinsiyetsiz bir sesti. Kıyafetlerinden de belli olmuyordu cinsiyeti. "Sen bir dişi misin yoksa erkek mi?" diye sordu utanarak. Garip bir soruydu ama sormak zorunda hissetmişti kendisini. "Benim cinsiyetim yok. Bizler öldüğümüzde kafalarımızın içlerinden bir çocuk doğar... Biz böyle üreriz..." dedi Aluva çocuğa. "Nereden geldin? Uzaydan mı?" "Evet..." "Neden? Burayı keşfetmek için mi?" "Çoktan keşfetmiştik burayı biz... Ben buraya bir hakem bulmaya geldim." "Ne için bir hakem istiyorsun? gezegenine mi götüreceksin onu?" "Bizler ayda yaşarız... Evet yaşadığım yerde yani ayda türüm arasında ciddi bir tartışma vuku buldu. İçinden çıkmanın bir yolunu bulamayınca aklıma konu hakkında tamamen tarafsız ve önyargısız birisini sorunun çözülmesi için hakem olarak belirlemek geldi. Fikrim kabul görünce de birisini bulmak için buraya geldim ben de..." "Nasıl birisini arıyorsunuz peki?" "Bilmem, önyargısız birisini istiyorum. Genç birisini. Yaşlandıkça basmakalıplaşmış düşünce ve görüşleri olmayan birisini istiyorum... En basitinden uzaylı görünce afallamayacak Birisi olsun diyorum..." Çocuk kendisini işaret ederek "Hakeminiz ben olabilirim," dedi gülümseyerek. "Seni görünce hiç de afallamadım ben." Aluva çocuğun gülümsemesine karşılık verdi ve: "kaç yaşındasın?" diye sordu? "On iki..." "Peki benimle geldiğinde kimse seni merak etmeyecek mi?" "Ne kadar kalacağım seninle?" "Hiçbir fikrim yok. Zaten zaman kavramı çok farklı işliyor ayda dünyaya nazaran. "Bilmiyorum... Belki de bir okul gezisine gidiyormuş gibi yapabbilirim. Babaannemin ardını araştıracağını zannetmem..." "Babaannenle mi yaşıyorsun?" "Evet, ailem yurt dışında." "Peki, ne zaman hazır olursun?" Akşama hazır olurum. Nasıl gideceğiz? O küçücük silindire sığacağımı hiç sanmıyorum..." "O küçük silindir pekala büyüyebilir," dedi Aluva gülümseyerek ve silindire doğru yürümeye başladı. "Bir sakıncası yoksa beni ve silindiri cebine koy ki birbirimizi aramak zorunda kalmayalım..." Çocuk gülümsedi. "Tamam, gel o zaman..." "Ben silindire girdiğimde sen de silindiri cebine koy..." "Tamamdır... Ama bir dakika silindir cebime girecek kadar küçük değil ki." "Sen orasını bana bırak. Ben ayarlayacağım onu. Sen gözünü silindirden ayırma, işlem bitince de cebine koyarsın." "Peki..." Aluva silindire girdikten birkaç dakika sonra silindir yavaş yavaş küçülmeye başladı. Silindirin küçülmesi bittiğinde çocuk korka korka elini silindire götürdü ve silindiri parmak uçlarıyla alarak cebine koyup evine, babaannesine doğru yürümeye koyuldu. Babaannesi yumuşak huylu bir kadındı bereket. ondan izin almak kolay olacaktı... Nitekim hemen aldı izin. Boş bir arazi bulması gerekiyordu şimdi de. Bir uzay aracına bindiğini insanların görmesini tercih etmezdi kimse... Çıkmaz bir sokaktan başka ıssız bir yer yoktu etrafta. Oraya gittiğinde silindiri cebinden çıkarıp yere koydu ve tıklattı parmaklarıyla "çıkabilirsin," dercesine. Parmaklarıyla tıklattıktan birkaç saniye sonra silindir gitgide büyümeye başladı. Çocuğun gireceği kadar büyüdükten sonra aniden büyümesi durdu ve oval bir kapı açıldı çocuğun girmesi için. Çocuk silindire girdiğinde garip bir dekora rastladı. Silindirin iç çeperlerinde bir sürü karmaşık çizgi vardı. Sanki bir çocuk bir kalemle rastgele silindiri karalamıştı... Çocuğun ilersinde, silindirin en ucunda küçücük bir oyuk, oyuğun içersinde de kumanda paneliyle cücenin silindire yapışık koltuğu yer almaktaydı. Silindirin diğer ucundaysa çocuk için tasarlanmışa benzeyen bir yolcu koltuğu vardı. Bu koltuk da silindire yapışıktı. Koltuğun önünde de gösterişli, birkaç çekmeceli bir masa durmaktaydı. "Bu silindir nasıl böyle büyüyüp küçülebiliyor?" diye sordu çocuk merakla. "Sabun köpüklerinden baloncuk yaptığında balonlar nasıl köpüğün miktarından daha büyük oluyorlar biliyor musun? Çünkü köpüğü üflediğinde köpük havayı da içine alıyor ve hava köpüğü olduğundan fazla gösteriyor. İşte bu silindirin maddesini köpük olarak değerlendirebiliriz; ama hava yerine hayalgücünü kullanıyoruz." Hayalgücü maddesel bir şey değildir ki. Soyuttur." "ah! Ne yazık ki dünyadakiler bunun kesin olduğunu iddia ettikleri için konu hakkında araştırma yapmıyorlar ve gerçeği göremiyorlar... Evet hayalgücü somuttur. Eğer bu maddeyi un hayalgücünü de su olarak değerlendirirsek, unla suyun birleştiğinde hamur olması gibi bu maddeyle hayalgücü birleştiğinde de bu uzay aracına benzer bir şey oluyor," dedi Aluva. "Madde nasıl hayalgücüyle birleşiyor?" "Düzenek çok karmaşık ama bu silindiri bir kere bu maddeyle yaptıktan sonra her şey daha kolay oluyor. Yani silindiri yapmak zor ama değiştirmek kolay. Bu şarj edilebilir pil yapmaya benziyor. İmal etmek ustalık ister; ama şarj etme makinesine koyman pilin tekrar şarj olması için yeterlidir." "Ben de bu silindiri değiştirebilir miyim?" "Elbette değiştirebilirsin." "Mesela masamın çekmecesinde kakaolu süt yapabilir miyim?" "Hmm, Evet ama o kakaolu sütün tadı ve kokusu... tamamen senin hayal ettiğin gibi olur, kesinlikle gerçeği gibi olamaz. Hayal etmen için de konsantrasyon ve hayalgücü bolluğu gerekir... Bunun için deCC bu maddeyle daha önce uğraşmış olman ve sınırlarını bilmen gerekir." Öyleyse aya hareket etmeden önce deneyeyim mi?" "Çok riskli olur," dedi Aluva ciddiyetle. "Hem aracın bozulmasına neden olabilirsin, hem de zamanımız kısıtlı ve acilen müdahale edilmesi gereken bir anlaşmazlıkla karşı karşıyayız... Aya geldiğimizde seni bu işin ustalarıyla tanıştırırım ve kimbilir belki sana dünyaya götürmen için bu maddeden biraz verebiliriz... Ama hiç vakit kaybetmeden aya hareket etmeliyiz. Koltuğa otur ve rahatla. yirmi dakika içinde aydayız." Yirmi dakika geçmişti ve aydaydılar. Aya konar konmaz hemen silindirin kapıları açıldı ve indiler. İlk gördükleri şey bir sürü uzaylının çevrelerinde bir çember oldukları halde hepsinin Aluva'nın kristaline benzeyen kristallerinde çocuğun göz hizasında beklemeleriydi. Çocuk etrafındakilere çekincen bir edayla gülümsedikten sonra içlerinden biri öne çıkarak konuşmaya başladı:
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Eylem Yurtsever, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |