En bilge insanlar bile arasıra bir iki zırvadan hoşlanırlar. -Roald Dahl |
|
||||||||||
|
“ Ekin idim oldum harman Savursunlar yele beni " Bakamam gözlerine derdimin ortağı, ne kurak ve çetin iklimlerden geldim. Sılasını yitirmiş bütün insanlara, yuvasını terketmiş cümle mahlukatlara bin yıl yetecek sihirli kelimelerim vardı heybemde. Mutsuzlara yetecek sevincim mutlulara kederim. Sonra yağmurlardan önce çıkarttım gönül hırkasını, kederlerden soyundum. Hayat uyuyordu kollarımda, bir hırsız gibi sessizce sokuldum düşlerine. Nasırlaşan kalbimden, kuraklaşan gönlümden yol buldum, yaşam iki kere durakladı. Ben iki kere irkildim. Sıvaları dökülmüş duvarlarından, çivileri paslanmış kapısından girdim içeri; rahmetsiz ve zamansız avlusunda ruhum uçuşan bir kelebek; sahipsiz ve hissiz. Ne gün ne gece. Yürek; metruk bir harabe, bütün maharetini ve hissiyatını yitirmiş sihirbaz, rengi kaçmış gökyüzünde kuyruksuz uçurtma ... Acep şimdi hangi rüzgar söyletir türkümüzü şehrin yanık yüzlü kızlarına. Öykümüzü kim anlatır simitçi çocuklara, benzi soluk yüreği nasırlı amcalara… Yoksul ve yorgun hep kederli güvercinlere, gözleri yüreğime düşmüş anneme, omuzlarıma çökmüş şehre…. “Şurda Bir Garip Ölmüş Kuşlar Yasına Gider” Maruzatım budur ey rüzgarları avuçlarıma üfüren iksir! Dünyayı sırtıma yükleyen esrar, şehri bedenime dar eden meçhul! Yüreğime el sür, geçip gitsin kapımdan hoyrat mevsimler, isimsiz ve biçimsiz insanlar, hüznü dudaklarına yakıştıramayan şehir, yüreğine el süremeyen sinsi hayat… Ah şimdi kâhküllerim düşerken alnıma ne kadar da dar sokaklar, kaldırımlar. Yüreğim ne kadar da tenha ve ıssız. Ağabeyimden ne kadar uzağım ırmağın bu kıyısında yüzerken utangaç ve mahzun ikindiler, ikindilere sığmayan ağabeyimin bulut bulut gözleri, horoz şekerleri, çikletler hayata alışamamış fötr şapkalı bakkal amcam… hep keder, hep keder. Hep baki kalan. Ustam; yetim ve firari kuşlar, yaralı turnalar, susuz çeşmeler, yolcusuz istasyonlar… “Buna dünya derler hepisi geçer Hangi günü gördün akşam olmamış” Maruzatım budur ey yetim günlerimin sahibi, üfle tenime bak yüreğimde kuşlar çığlık çığlığa, el sür yüreğime gün ölür belki akşam olur, akşam...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muhittin Ulupınar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |