Sus ey hayat, bak bu gelen nisan. pencereme tüneyen arsız ve umarsız, sarıkız saçlarıyla ve kuş ölüleriyle kalbimize sığınan hınzır ve telaşlı, masum ve mahzun nisan. Yorgun ve kırılgan bakışlarında yalnızca şuh kadınların, aysız gecelerin ve hayasız gözlerin mekan kurduğu dul bir mevsim. Öyleyse ey hayat kalbimi dinle!

Şimdi kırık dökük saçlarımdan hangi mevsim gelip geçer, hangi rüzigar bu yorgun ve tenha kalbimize değer? Nereye dönsen iki kere ihanet, ellerimizde mor güller, dudaklarımızda sahipsiz bir ıslık, gözlerimizde adını koyamadığımız bir keder… Önümüzde hep içimize doğru uzayan, renksiz kokusuz özlemleri, acıtan ve kanatan keşkeleri, yitip gidenlerin gözlerini ve ellerini bağrımıza bırakıveren yollar.. Vitrinlerden mahzun ve mazlum, bezgin ve bedbin el sallayan merhamet, işporta tezgahlarında kocamış dul kadınları ve zampara erkekleri bekleyen sadakat, bütün mahlukatların ve cümle nebatların her zerresine sızmış sinsi bir tebessüm ve hınzır okkalı bir edayla kol gezen hıyanet… Bu rahmeti kesilmiş şehrin hangi kapısından baksan talan hangi sokağından geçsen vîran… Göçebe hüzün ve harabe; bir istasyona yetecek kadar yalnız, mevsimleri durduracak kadar tenha, zamanı çatlatacak kadar sabırsız.

Nisan… Bu yamyam hayatın aldanışı, aşufte kalbimin çözülüşü, ruhumun dirhem dirhem hurdacı avuçlarına ve tacir hülyalarına çekilişi. Bir dilim kuru ekmek gibi, bir yudum acı su gibi boğazımda düğümlenişi, uzun ve tenha gecelere sığmayan uykusuzluk. Kalbin kifayetsizliği mevsimi daraltacak kimsesizliği… Her şeyden habersiz fuzuli bir tebessüm iliştirip dudaklarıma yüreğimdeki kederi, omuzlarıma konmuş yoksul güvercinleri unutup ellerim cebimde sokaklara yürümek, varıp hanesine eteklerine tutunmak.

Nisan… Bir yanda kimliğini hanesinde bırakmış pejmurde hatıraları ve kirli tırnaklarıyla, ruhunu zorlayan şehre mutluluk pazarlayan düşler bir yanda kırkyamalı umudunu lime lime olmuş yüreğine bastıran, hayatın dibinden el sallayan yüzler…

Artık duramam, keder erişti.

Aç kapıyı bezirgânbaşı! ellerimde hayırsız bir mevsim, aylardan nisan...



Muhittin ULUPINAR