..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > osman demircan




20 Eylül 2010
Suç  
osman demircan
Tanrı insanın yüreğine hem iyilik duygusunu hem de kötülük duygusunu orantılı bir şekilde koymuştur. Bir insanın yüreğinde sadece iyilik olursa, kendini kötülüğe karşı savunamaz. Çünkü, kötülüğü bilmeyen ve o duyguya sahip olmayan insan, saf olur ve kolay kandırılır. Aynı zamanda kendini kötülüğe karşı da savunamaz. Tanrı'nın insan yüreğine kötülük duygusunu koymasının sebebi, o insanın kendisini kötü insanlara karşı savunması içindir. Yoksa başka canlılara zulm etsin, onlara eziyet etsin diye değildir. Hayat bir denge üzerine kurulu olduğuna göre, yüreğimizin dünyaya salınımında da bir dengenin olması şarttır.


:BCJC:
Tanrı insanın yüreğine hem iyilik duygusunu hem de kötülük duygusunu orantılı bir şekilde koymuştur. Bir insanın yüreğinde sadece iyilik olursa, kendini kötülüğe karşı savunamaz. Çünkü, kötülüğü bilmeyen ve o duyguya sahip olmayan insan, saf olur ve kolay kandırılır. Aynı zamanda kendini kötülüğe karşı da savunamaz. Tanrı'nın insan yüreğine kötülük duygusunu koymasının sebebi, o insanın kendisini kötü insanlara karşı savunması içindir. Yoksa başka canlılara zulm etsin, onlara eziyet etsin diye değildir. Hayat bir denge üzerine kurulu olduğuna göre, yüreğimizin dünyaya salınımında da bir dengenin olması şarttır. Yüreğin dengesi ise iyilik ve kötülük duygusunu içinde aynı oranda barındırmasıyla mümkündür. Ama gel gör ki insanlar yüreğimize bazen öyle yüklenir, öyle yüklenir ki yüreğimizin duygu terazisi kötülüğe doğru meyleder. Duygusal dengemizi yitirdiğimiz o durumlarda insanlara verdiğimiz değer ile elimizdeki tabancaya verdiğimiz anlam bizim için önem kazanır. İşte o zaman kazanma ile kaybetme arasında gidip gelmeye başlarız. Eğer insan gözümüzde değerini yitirmişse veya elimizdeki bir çok şey değerini yitirirse, parmaklarımızla sıktığımız tabancanın anlamı sadece kendini savunmak için gerekli bir gereç olmaktan çıkar, tam bir ölüm makinesi haline dönüşür. Ayrıca elimizdeki bıçak, oturduğumuz koltuk, barındığımız ev, makamımız ve mevkimiz bizden daha değerli olmaya başladığında, sahip olduğumuz bütün şeyler hem kendimiz için hem de başkaları için tehlikeli bir silaha dönüşmeye başlamış demektir. İnsan o zaman bir saate monte edilmiş akrep gibi ölüme veya öldürmeye doğru yol alacaktır. Alarm zilleri çalmaya başladığında ise iş işten çoktan geçmiş olacaktır. Kısacası, hayat bir denge ise, yüreğimizde var olan iyilik ve kötülük duygularını dengede tutmak zorundayız. Bunun için de duygularımızı alabora edecek her türlü dalgalanmalardan ve fırtınalardan elimizden geldiğince uzak durmalıyız.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: İyilik - Kötülük
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
9 Ekim 2010
Sn Demircan, eğer yazdığınız gibi, Tanrı kötülük duygusunu insanın yüreğine koymuş ise, o halde, Tanrı "kötü" bir iş yapmış demektir bu. O halde, Tanrı suçludur ! Kötülük çünkü bir virüs gibidir. Bir insanın yüreğine "kötülük" virüsü yerleştiren bir varlık "iyi" olamaz. Oysa, Tanrı'nın kötülük yapması, yalan söylemesi, çelişkiye düşmesi vs olanaksız olup, bunlar Tanrının yüceliği ve "tanrısallık" ile bağdaşmayan eylem ve söylemlerdir. İnsanın kendisini savunması için "kötülük" ün ne olduğunu bilmesi yeterlidir. İyi varsa, karşısında kötü olacaktır. Aydınlık - karanlık gibi... Hayvanlar ve tüm canlıların kendilerini savunma yetisi, içgüdüsü, refleksi vardır. Hatta bitkilerin bile. O halde, bir canlının kendisini "savunması" için kötülük duygusunun yüreğine konmasına gerek yoktur.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yazmak Deliliktir

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Millet Küfrederken, Söverken Değil, Severken Millet Olmalıdır
Çelişki
Başkası İçin Ağlamak Zordur
Fosseptik Çukuru

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.