Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis |
|
||||||||||
|
Dün gece çok sıcaktı hani şu İstanbul’un şu nemli, yapış yapış eden sıcaklarından biriydi. Gece yarısı ansızın uyandım, ortalık çok sessizdi. Buna rağmen odada yabancı bir görüntü sezinledim. Biri masamın üstündeki çantamı karıştırıyor. Evdekilerden biri mi, kardeşim mi algılayamıyorum bir an. Ne yapıyorsun gecenin bu saatinde orada? Ses yok, cevap vermiyor, fişi prizden çektiği gibi laptopumu alıp kaçtı. Hırsız bu, bir anda uyku ile uykusuzluk arasında bilincim yerine geldi. Bir çığlık atıyorum laptopumu bırak! diye. Gecenin sessizliğinde ben bile sesimden korkuyorum. Fırlıyorum yerimden düştüm peşine. Koridordan geçiyor, sokak kapısı açık, o önde ben arkada koşuyoruz. Apartman kapısına kadar koşuyorum, birden anlıyorum kaçıp gitti yakalayamam artık onu. Geri döndüğümde kardeşim, annem, apartmandaki komşular herkes ayakta. Ne olduğunu geveleyerek anlatıyorum birden elimde küçük yastığımı fark ettim. Yan dairedeki yaşlı amca şaşkın; kızım delirdin mi hem de bir yastıkla hırsızın peşinden gidilir mi? Ya dönüp sana bir şey yapsaydı. Haklı ama laptopumu mı aldı diyorum. Nasıl açıklarım o laptop benim için ne kadar önemli hele ki bu günlerde Dünyanın bir ucuyla bağlantı kuruyorum ben onunla. Hem kaçan kovalanmaz mı? Tamam küçük yastık biraz komik kaçıyor ama, işte o anda bulabildiğim bu, sonuçta silahla girmiyoruz yatağa. Olan oldu, teselliler “cana gelmesin mala gelsin falan filan”. Ama o laptop benim canımdı, diyemiyorum kimseye. Nasıl anlatayım ben bunu insanlara? Bütün umutlarım sanki onunla birlikte gitti. Haber bekliyordum ben ondan diyemiyorum. Bir de bir insanın en korumasız anında kurcalaması bir de üstüne üstelik alınıp götürmesi. Çok koyuyor insan. O laptopdaki hiç bir şey sana ait değil artık, resimler, yazdıkların, hazırladığın onca sunumlar vs. Ah ah ne ayıp insanın canını böyle yakmak. Ne kötü bir şey şu hırsızlık? HIRSIZ İstanbul’un pis sıcaklarından biri. Kankayla karar verdik bu gece iyi iş olur diye. Millet zıbarmış yatıyordur şimdi leş gibi, iyi vurgun olur bu gece. Şu kaç zamandır yoklayıp durduğumuz apartmana dalıyoruz. İşte kolay lokma bir daire! Kanka gözcü, kırışacağız her şeyi, işin ağırlığı benim üstümde ya, hadi neyse. Mallar hazır, bir bilgisayar masanın üzerinde, bir de cüzdan,bundan iyisi Şam’da kayısı. Karanlıkta bir gaco sesi ne yapıyorsun diye soruyor. Hayda nerden çıktı şimdi bu? Ne uykuymuş karıdaki sanki kuş, nasıl uyandı öyle. Ulan görmüyor musun hırsızız işte, bir de oturup sana ne yaptığımızı anlatacağız, meslek sırlarımızı vereceğiz. Kapıyorum bilgisayar zımbırtısını, kanka kapıda çakıyor olayı, o önde ben arkada başlıyoruz kaçmaya. Karı ciyak ciyak bağırıyor arkamdan “ver topumu” diye. Korkudan kafayı yedi galiba. Oldu anam, ben gece uyumamış, etmemişim gelmişim şurada üç beş kuruş kazanmaya, onu da sana geri verelim ha? Sanki altınlarını, elmaslarını çalmışız karının, o ne cazırtı be. Hay da! bir de elinde kocaman bir şey odun muydu ne? Düşmüş peşimize, yakalasa anam avratım olsun indirecek kafama. Millette kafayı yedi harbiden, bizden korkuya artık odunla yatağa giriyor Nedir ki, bu kadar? bokunu çıkardılar işin, sonunda bizde insan evladıyız. Ulan hadi gördün sus kal olduğun yerde, bir şey değil, zımbalayacağım, başımı derde sokacağım. Oh be ucuz atlattık vakayı! Şimdi bu malları okutmak lazım. Kardeşim ne zor zanaat bu hırsızlık, gece herkes uyurken tatlı tatlı döşeğinde, sen kalk, git, açık kapı bul, karanlıkta çalış, sonrada tut elin gacosunun zırıltısını dinle, tehlikeye atıl, bir de malın pazarlamasıyla uğraş. Ne anasını sattığımın iş şu hırsızlık!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bulut, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |