Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen |
|
||||||||||
|
‘Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda bir gençlik’… Dün gece yazımı yazmak için çalışma odama geçip masama oturduğumda , duvarda asılı duran bu ‘hitabe’ye takıldı gözlerim ve baştan sona bir çırpıda okuyuverdim.Daha önce belki defalarca okumuştum Üstad’ın Gençliğe Hitabesini.Ancak hiç böylesine dikkatle okumamıştım.Zira bu seslenişin ,bu serzenişin muhatabı bizzat ‘ben’dim, anladım ! Her satırını okuduğumda omzumdaki yükün ağırlığını hissettim.Güzümde tomurcuklanan yaşların sebebi , şimdiye kadar olduğu gibi yine sadece şekil güzelliğine bakıp etkilendiğimdenmiydi yoksa mana derinliğine daldıkça ruhumun adete bir cenderede sıkılmaya başladığındanmıydı bilmiyorum.Ancak çok iyi bildiğim ve anladığım bir hakikat vardı ki o da şuydu: İnsan ‘mana’ya yaklaştıkça ‘madde’den kopuyor.Ve o zaman insan kendi bedeninden bile irkilip gölgesini öpesi geliyor ! Ancak ne hazindir ki insan , ‘madde’yi ‘mana’ya tercih eder ,’madde’yi elde edebilmek için ‘mana’yı yok eder , tarumar eder çoğu zaman.Bilmez ki madde mana içindir.Madde araç , mana asıldır.En nihayetinde maddeyi manadan ayıramayan insan , tek kanadı kırılmış bir sinek gibi debelenir durur… İnsan ; göklerin öğrencisi , yerlerin öğretmenidir. Sen öğrettin taşlara, kuşlara konuşmayı , Ağaçlara selam vermeyi , dağlara yürümeyi… İşte böyle bir varlığın en güzel , en özel , en renkli , en canlı , en deli kanlı zamanlarıdır gençlik… ‘Kim var? ‘ diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert ‘ben varım! ‘ cevabını verici, her ferdi ‘benim olmadığım yerde kimse yoktur! ‘ fikrini besleyici bir dâva ahlâkına kaynak bir gençlik…’ ‘Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nispetle usûle, stratejiye uygun bir gençlik…’ Yılların bu denli aceleci davranıp çabuk çekip gideceğini bilseydim hayatımdan , boşa geçirmezdim daha genç zamanlarımı.Gençliğimi heder etmezdim hayat denen hokkabazın elinde. Solup giden ve bir sonbaharda dalından düşecek ve toprağa karışıp gidecek olan bir yaprak misali , hayatımızın baharında kuruyup düşmeyelim dalımızdan. Bülbüller bahar da daha güzel öter bilirsiniz.Gençlik , hayatın baharı. İlk insan bile bir genç olarak yaratılmış ise bu Rabbimizin dünya hayatında gençliğe verdiği değer anlamına gelir ki; bu da Yaradanın gençliğe bir işareti demektir aslında… İnsana bahşedilmiş ne muhteşem bir nimet şu gençlik. Hayatın zorlu koşullarına bir kalkan misali bize verilmiş bitmez tukenmez enerji... Gençlik hoştur, muhtesem bir hediyedir de önemli olan bize sunulmuş bu muhteşem hediyenin nasıl kullanılacagını bilebilmektir… Ey Gençlik , geldiğinin farkına bile varamadan , daha oturduğun minder ısınmadan bu gidişin nereye?Hoş beş edip dertleşecektik seninle.Yapmamız gereken bir yığın iş vardı daha. Kal biraz daha demek istiyorum ardından ancak biliyorum ki senin böyle bir adetin yok.Zamanı geldimi kalkıp gidersin ve bir daha geri gelmezsin.Şimdi gidiyorsun.Ben ise karanlıklar içinde aydınlığı aradım durdum hep.Ama gidişinle anlıyorum ki , aydınlığım senmişsin ey gençliğim… Seninleyken , sorunları çok daha çabuk algılayıp , çözüm üretmek için çok daha çabuk davranıyordum.Yorgunluk nedir bilmiyordum.Hep heyecanlıydım ve deliydi kanım…İnançlarım canlılığını koruyordu her daim..İdeallerim ve hedeflerimin ardından canhıraş koşmak için kelebekler gibi uçuşuyordum.Aşk deryasında akan bir nehir gibiydim adeta.Sönük bitkin bakışları ısıtan , gözlere fer olan bir ışıktım. Gençlik , umuttur , sevgidir , heyecandır , barıştır , coşkudur , aşktır , gelecektir… Gençlik , paha biçilmez bir cevher , kıymetli bir hazinedir. Bir genç , bir toplum demektir.Toplumları hem yüceltip refah seviyesine ulaştırabilme , hemde alçaltıp sefalate düçar edebilme kabiliyetine sahiptir. Ey Genç Kardeşim , maddeye muhabbet besleyip , mananın kaybolmaya yüz tuttuğu , tüm değerlerimizin özünü kaybettiği , menfaat eksenli sevgilerin hayatımızın her yanını kuşattığı, hakikatin , yüreklerde ve beyinlerde hapsedildiği , yalanın iktidar olduğu böyle bir devirde Allah’ın bize bahşettiği ‘Gençlik Hazinesi’ni iyi muhafaza edelim.Açlığımız firavun sofralarına değil , ilim irfan ve hikmete olsun.Önyargılı olmadan , düşünmeden , fikretmeden , kafa yormadan itaat etmeyelim bize hükmetmek isteyenlere.Milli ve manevi değerlerimize , namusumuza sahip çıkar gibi sahip çıkalım. Kaliteli bir kişilik ve kimlik sahibi , başı dik ve alnı ak, cahalet zincirlerini ‘Oku’ emriyle kırmış , dostunu ve düşmanını iyi tanıyan , olay adamı değil , fikir adamı olan ,fani alemin eğlencelerine zevklerine dalmayan ,mukaddes idealler peşinde koşan , namertlerin kol gezdiği bir ortamda , mertliğinden asla taviz vermeyen, aksiyon adamı , Asım’ın nesli olan gençlere selam olsun… Üstad’ın biz gençlere vasiyetini unutmayalım : ‘Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil! Hayırla , huzurla , hoşça bakın zatınıza…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.Fatih ÖZDEMİR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |