En büyük mutluluk ve en büyük sıkıntı anlarında sanatçıya gereksinme duyarız. -Goethe |
|
||||||||||
|
Bense illa gideceksin diye tutturmuştum ... Sonuçta benim dediğim olmuştu sen sıcacık yatağından kalkıp buz gibi havada çıkmıştın yola ... Hava parçalı bulutluydu az sonra kıyamet kopacaktı sanki... defalarca sarılıp öpmüştün beni, bende seni... Bahçe kapısına kadar uğurlamıştım dönüp, dönüp arkana bakıyordun ‘'gel gitme desem'' gitmeyecektin biliyordum... Demedim ve sen gittin... ... Saatler geçmişti içimde tarifi imkansız bir sıkıntı, hava da gri bir sis, rüzgar fırtınaya dönüşmek üzereydi yağmur çoktan başlamıştı... Elime bir şemsiye alıp seni karşılamak için iskeleye gittim...beklemek ne kötüydü; beklenen gelmeyince çekilmez bir hal alıyordu zaman... Saatler geçti gecikmiştin, kaç saat bekledim bilmiyorum o yağmur altında... ... Sonra eve dönmüştüm cam kenarına oturup yolunu gözlemeye başladım saat başı radyo ajanslarını dinlemeyi ezelden beri severdim bilirsin... Akşam beş ajansında o korkunç kazadan söz ediyorlardı kalakalmıştım öylece... Günlerce yemeden içmeden yaşamıştım... sen gitmemiştin ki ben göndermiştim seni. Her türlü cezayı hak etmiştim! En büyük cezam sensiz kalmaktı nasıl olacaktı, sensizlik nasıl kabul edilecekti, günler nasıl geçecekti... Her geçen gün yüreğime saplanıyordu biraz daha bileylenerek özlemin, başa çıkamazdım defalarca gelmek istedim olduğun yere... Ellerinden tutup geri getirmek istedim seni hayatıma ... ... Bir tanem sensiz hayata alışmak öyle zor ki... Günler, aylar, mevsimler geçti sadece isimleri vardı aklımda, tatlarını çoktan unutmuştum... Beni görenler yaşadığımı sanıyorlardı ben nefes aldığımı hissediyordum arada bir... ... Sana mektuplar yazmaya başladım, her satırda o saf ve berrak gözlerini görüyordum, sayfalara yerleştirdiğim kelimelerle sevmeye başlamıştım seni... sonra bir şişenin içine yerleştirip kimselere görünmeden deniz kenarına gidip sana yolluyordum... Kumun üzerine sana benzeyen resimler çiziyordum tam ben bağrıma basarken ellerimde dağılıp gidiyordu her biri... ... Bu küçük sahil senle beni buluşturan tek yer oldu bir tanem... Canım oğlum, canımın içi; Ne olur, dön hiç gitmemiş gibi sensiz terk edilmiş şehirler gibiyim bomboş ve karanlık... Ne olur dön gel, çok özledim seni... boynumda, dolanırken o güzel ellerin gözlerime bakarak mırıldan ‘'Anneciğim bende çok özledim seni'' Ne olur dön gel bir tanem toprağı beslemeden, Annenin teni... Selma Polat
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Selma Polat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |