Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Elif başlangıç demek, Bir nisan gününde görmüştüm seni, banliyö treninde. Orhan velinin şiirini yaşıyordum sanki; şiir yazmak zordu, aşıksan ve yazmamak, aylardan nisansa. Her köşede seni takip eder olduğumda anladım seni sevdiğimi, geceleri yazmayı bırakıp seni düşünür olmuştum... Elif bir demek, Sen ilkimdin benim, ilk yağmurda ıslanışım, ilk kavgam, ilk sabahlamamdın sen. Şairi anlardım senle olduğumda elif, sana anlatamazdım ama… hayatımdaki o kadar şeyin boşluğunu doldurdun ki, güldüğünde, kanımın akışı yavaşlar, sesleri duymaz olurdum, sana anlatamazdım... Elif sen demek, Bırakıp gittin beni bir gün elif, geceler daha bir uzun oldu sensiz, yollar daha bir ıssız.. bir şiir bile yazamazken sana, bana dönmeni nasıl isterdim senden? Olmadı sensiz, boş caddelerde yürüdüm bir başıma, ağlamak istedim, erkekler ağlamazmış, sustum. Cağaloğluna gittim, İbrahim tenekeci yeni kitap çıkarmış, aldım, okudukça kelimeler sardı etrafımı kayboldum, İstanbul kabul etti beni... Elif hayat demek, Sen gidince anladım, kabuslarla uyandığım geceler arttı, içilen sigara attı.. gündüzleri uyur oldum, geceleri ayık, balkonda oturdum. Çerçevelettiğim resmini aldım, duvara vurdum elif, elime batan camları hissettim, bir de kanın sıcaklığın köşesinde ufak bir kan damlası kaldı resminin, aldım cüzdanıma koydum... Elif sonsuzluk demek, Yağmurun altında sırılsıklam koşarken fark ettim uzaklara gittiğini, yetişemedim sana. Sen buralardan gittiğinde elif, 28 şubattı tarih.. Cuma ezanı okunurken, tutamadım kendimi, ağladım, herkes bana baktı hor bakışlarla. Sen gittiğinde, sana yazılar yazdım elif, uzaktaki sevgilimdin artık benim, kaldırıma oturdum kırmızı gözlerle, bir sigara yaktım dumanı boğazımı delip geçen, seni düşündüm... Elif sonun başlangıcı demek, Sen istemiştin yoluma devam etmemi, devam ettim elif, gücüm yettiğince.. sigarayı bıraktım elif, içmiyorum artık, parmaklarım hala sarı. Hala yazılar yazıyorum gece yarıları, Cahit Zarifoğlu okuyorum, boğazdan geçerken martılara simit atıyorum. İstanbul çok farklı, her gittiğimde biraz daha hüzünlü, her gittiğimde o sokağa kokunu duyuyorum sanki... Elif hakk demek, Sen yokken dizlerimin üzerine çöktüm, ellerimi açtım, dua ettim rabbime senin için, günlerden sonra rahat uyudum... Ayın yirmi sekizi bugün, dalgalar sahile her vurduğunda seni düşünüyorum... tam dört mevsim oldu, seka daha bir güzel şafak vakti, seni düşünmek hüzünlü. Sabaha kadar oturup seni yadettim, yaşadığımız her şeyi, yürüdüğümüz yolları tekrar yürüdüm, boğazı tekrar seyrettim… mezarına uğradım elif, suladım çiçeklerini. Artık bir resmin kaldı bende, sağ tarafı yakılmaya kalkılmış, bir de siluetin gözlerimin önünde, dumanlı... Elif, sen demiştin, aşk: üç harf, tek hece, unutmadım... 28 aralık 2009, izmit. Ali Berkay BİRCAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ali Bircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |