sensin, göstermelik zincirlerin
kuyuya atlamaya hazır normali engellediği
dibi görememenin hüznüyle
akıllı bir taş, delinin elinde
ünümün sığmadığı boşluktaki yaşamım.

fişi çekilmiş satırlar sana, içinde
tadımlık ötenazi yasaklı kelime
hayati göstergeleri önünde diz çöktüğüm
dünyaya gelme kararı da
ölmesi gibi benim elimde olmayan.

havanın açık olduğu günlerin
yağmur damlası gibi düşen insanlara katlanmayı
göze alan şehirlerde oluşturacağı baskının,
tehlikeli boyutlarda seyri
tedaviye yanıt vermeyen
köşelerinde çöpten dağlar
suistimalin meşruluğuna ağıdın yankısı.

kendimizi daha iyi duymamız için lütuf
eskilerin beline kuşak bağlayıp
anlattığı gece masallarının kahramanları
çıtırdayan hayalin ama
bir sonraki nefesin on asır sonrası
ellerinde kendinin çarpıntısı
gel beraber bir masal dükkanı açalım.

şu akamayan kalabalık
üç adım ötemdeki yosun ve çöp kokulu denize
sanki çırpınsa ve kayıp gitse ulaşacak
talihsiz zincirler boğazın tehlikesi.

kendimi sana bağlayışımın gündönümünde
uyansan da ellerine düşsem
çırpınmadan öylece.

nisan 2011, güzelyalı.