Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptınız mı yaşam öyle güzel ki. - Dostoyevski |
|
||||||||||
|
'Ne seni anlayan bulunur Ne de çare bulan var sorunlarına.' Bu sözlerle yürüdü yol boyunca.'Neden çarpıp gitmişti kapıyı, dayanamaz mıydı biraz daha? Ama olmadı. Tükenen sabrına dur diyemedi...'Yetti.' dedi de duyan olmadı. Oysa ne çok sevmişti kara gözlüm dediği yarini. Onunla baş başa geçecek yılların hayali ile geçmişti günler,aylar. Bir rüya gibiydi onunla buluşmaları. Şimdi.. Şimdi rüya bitmişti, tekdüze bir yaşamın kıskacında kalmıştı. Her adımında bir yerine batıyordu yaşamın kıskacı. Sevgi desen,sevmişti; fedakarlık desen...nelerden vazgeçmemişti onun için. Özgürlüğünü geriye bırakıp da gelmişti. Çünkü onunla geçecek bir ömür vardı. Değmez miydi? Omzunda o uyurken, saçlarının arasından geçerken elleri doğacak çocuklarının düşlerini kurmuşlardı o parkın bankında...Bizim de bir evimiz olur mu, hayalini kurarlardı. Sonra... sonra çok şey değişti. Ama birdenbire olmadı.Mıknatısın zıt kutuplarıydılar, birbirlerine yaklaşırken. Şimdi aynı kutupta yan yana, etkisiz, öylece kalakaldılar. Uzanıp tutmak istedi adam, kadının elini. Cesaret edemedi. Gözlerine baktı, ağlamış gibiydi. Neden diye iç çekti. Nedendi bu kopuş? Oysa bir yanardağın tepesinde yanmamışlar mıydı daha dün? Nerde kalmıştı verilen sözler, hayaller, tutkular? Keşke...de diyemedi. Niye keşke diyeceğini bilemiyordu çünkü.Ta en başına gitseydi de mi keşke deseydi? O da olmazdı. Yaşananlar, çok güzeldi. Kalbinin kıpırtılarını hatırladı bir an, duygulanmalarını çılgınca. Ne çok sevmiştim,dedi; ne çok sevmiştim! Bir durgun denize dönen yüreğine sordu: 'Aradığın ne? Aradığın kimde? '... Bir bilebilse... 19.12.2004/ Serap Hoca --------------------- Sığındım Yüreğine Bir altın tas içinde bir tas su olsan...ölsem susuzluktan...kana kana içerdim o suyu...yok olacağını bilsem de...Gel, bende yok ol; içeyim kana kana seni.... Nerdesin? ...Hangi bulutun altındadır o has yüreğin? ...Bilir misin azığım sensin, merhemim sen...Ayrılık değil, karanlık korkutuyor yüreğimi...çünkü artık ayrılık diye bir şey yok...Sığındım yüreğine...sarıldım sevgine...Senden gelir ilhamların en güzeli bana...Karanlıkların bilinmezliğindendir bu iç sızım...Sen..hep ol canım..O sıcacık sevginle umut saç geçmişten geleceğe tüm ömrüme...Aşk denen büyünün sıcaklığında yanıp kavrulsa da ruhum, varlığının verdiği ferahlık içime bahar çiçeklerini dolduruyor. Yalnızlığın yalnızlığım, gözyaşın gözyaşım, yüreğin yüreğim oldu bir tanem. 20.4.2006/ Serap Hoca ------------------------ Söyleşi Kaybetmeyi öğrenmek... Sanırım bunca yılın verdiği olgunlukla ağaran saçlarım öğrendi de bir gün o güzelim rengini kaybedeceğini,ben öğrenemedim yitişlerdeki anlamsızlığı. Gerçeğin bazen bir balçığın içindeki zümrüt olduğuna inansam da, güzel sözlerin verilen armağanlar kadar kalıcı olmadığını öğrendim. Uzanan her elin, düşüncemdeki durulukta olmadığını öğreneli çok oldu ama gene de kendimi hırpaladım bunca yıldır yanıldın, diye de gene yanıldım, kendimle çeliştim. İnsan denen varlığın yüreğindeki duygular mı davranışlarına şekil veriyor, davranışlar mı onu çekiyor bir yerlere; sanırım bu dünyadan gitmeden bunun cevabını öğrenirim. Seven, sevilen, kavuşan, ayrılan, tükenen, yıpranan ama bir damla ışığı görünce düşen omuzlarını kaldıran insan, söyle bana umut ne ki, anlat bana sözler niye verilir ki, söyle bana insan niye yalnızlığında kendine sarılır ki...Upuzun bir ömür nedir ki...Bazen dolu dolu geçen kısa bir yaşama yılların sevgisini doldurur insan, bazen bükülse de beller, hala yaşayamadım der gönüller...Bir yüreğin içine kaç sevgi sığar, hiç düşünemem...Düşünmek istediğimde sayamam...Ne güzel sayamamak sevgiyi, ne güzel yitirmemek iç huzurunu... Kaybedilenin ardından gözyaşı dökerken, yine de ne mutlu ki onu tanıdım, diyebilmek ve kaybetmeyi de öğrenmek ne güzel! 16.3.2005/ Serap Hoca
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Serap Demirtürk Özaltun - SERAP HOCA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |