..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Didem




22 Aralık 2009
Gözlem Yansımaları  
Didem
Okuyan herkese, zaman ayırdıkları için çok teşekkür ederim. Bir gözlemin ardından, akılda beliren, anlık düşüncelerin ifadesini içeren yazım, bir iddia hatta varsayım bile değildir, sadece içimden geçenleri paylaşmak istedim. Kimsenin acısını hafife almak ve saygısızlık etmek istemem. Umarım dünyada terörün de bir gün sonu gelir ve ağlayan yüzlerin yerini gülen yüzler alabilir. Umut hayatın yoncasıdır, gizli saklı ve uzakta. İnsan hata yapmadan öğrenemez, bu nedenle her insan hata yapar. Ve içerde ya da dışarda olmamızı belirleyen yasalardır. Ve genelde başkasına zarar veren ama veriş şeklinin açıklaması yasalarda yer alan kişiler cezaevinde tutulurlar. Oysa insanın kendi içindeki cezaevi –vicdan- uyutulup, yok edilmedikçe gerektiğinde en büyük acıyı verir. Ben işe yaramak, insan olduğumu hissetmek ve kendilerine insanca davranılmayan bireylerden hiç olmazsa, canı acıyan yüreği kanayan birine, desteğimle merhem olmak istiyorum. Daha doğrusu şimdilik sadece hayal ediyorum.


:BDHH:


Paşakapısı cezaevinin önünden geçiyorduk, yaşlı bir adam elindeki topu cezaevine atmaya çalıştı ama top duvardan sekip bizim önümüze geldi oradan da yola fırladı. Yukardan bir ses duydum “ Topu atar mısınız?” temiz yüzlü genç ne uzun ne kısa ne şişman ne zayıf sıradan bir adamdı, bize seslenen. Eşim yola atladı, topu eline aldı, attı ilk seferde başaramayınca, yolun karşısından tekrar denedi. Ve top içeri girdi. Ben “Bravo! “diye bağırdım. Yürümeye başlayınca topu almak için yola indiği zaman arabadan birinin kendisine “O hayvan için ne uğraşıyorsun!” dediğini söyledi. Benim yanıtım, “O da insan…” oldu. Ve aklımdan şu düşünceler geçti:

İnsan hata yapmadan öğrenemez, bu nedenle her insan hata yapar. Ve içerde ya da dışarda olmamızı belirleyen yasalardır. Ve genelde başkasına zarar veren ama veriş şeklinin açıklaması yasalarda yer alan kişiler cezaevinde tutulurlar. Oysa insanın kendi içindeki cezaevi –vicdan- uyutulup, yok edilmedikçe gerektiğinde en büyük acıyı verir. Televizyondaki haberlerde, kuş adasındaki patlamadan sorumlu teröristin ifadesini veriyorlardı. Ekranın üzerindeki yazı patlamadan sonraki gece teröristin uyuyamadığını ters bir dille anlatıyordu. O yazı bana kızgınlık, nefret, oh olsun denildiğini hissettirdi. Benim ise şimdi ki düşüncem, beyni yıkanan, yanlış yollarda kendini tüketen bir bireyin herşeye rağmen içindeki vicdanı yok edemediğinin kanıtıydı, bu ifadesi. Hatta onun kendini ifade ediş tarzında uyuyamadığını itiraf ederken buna kendisinin bile şaşırdığını varsayıyorum.

Terörden herkes gibi ben de nefret ederim ve o kişileri de sadece insan olarak görmeye çalıştığımda, aklımdan bunlar geçti. Üstelik dünyada onların yaptıklarından daha kötü şeyleri çıkarları için yapan bir çok insan ve onların yaptıklarına tepkisiz kalan bizler gibi bireyler var. İki tarafı da sadece insan gözü ile değerlendirmeye çalıştığımda onların bir amaç uğruna kandırıldıklarını ve kötü yola düşen bir fahişe gibi o yoldan kurtulamadıklarını düşünüyorum. Yapılanlar, verdikleri acılar, aldıkları hayatlar, yok ettikleri umutlar herkes gibi benim de içimi acıtıyor. Çıkarları için insan hayatını hiçe sayanlara karşı kendimi daha nefret dolu duygularla buluyorum. İçerdekileri, insanca yaşama ve yaşatmak için bir umut ışığı olabilir görüşündeyim.

Dışardaki bencil, çıkarcı kötüler için hiçbir hafifletici sebep göremiyorum. Elbette onların da kendince nedenleri vardır, sanırım henüz onları görmek ve düşünmek istemiyorum.Kötüler etiketini de sevmedim, neye göre, kime göre, ne kadar kötü. Sanırım bu son paragraf da değindiklerim, iki cümle ile geçiştirilemeyecek kadar derin konular.

Konuya geri dönersem; kendime yardım ettiğim gibi, ihtiyacı olan birilerine de yardım etmek istiyorum. O topunu isteyen genci ilk gördüğüm an ona sormayı düşündüğüm soru; “Suçunun ne olduğuydu?”, oysa onun yerine adını öğrenseydim, belki onu ziyarete gidebilirdim. O olmasa da görüş günlerinde ziyaretçisi olmayan birinin yüreğine su serpmek, “Seninle konuşmak için burdayım.” diyebileceğim birini seçmek geçti aklımdan.

Cezaevinde psikiyatrist var mı, bilmiyorum ? Onun gibi biri aracılığıyla bir tek kişiye de olsa yalnız olmadıklarını, her an olmasa da onları da düşünen, anlamaya çalışan birileri olduğunu hissettirmek fikri geçiyor içimden. Ama eyleme geçme konusunda kuşkularım ve kararsızlıklarım var. O insanı kendime bağlayabilir, onun hayatına girebilir ve ordan çıkmaya karar verdiğimde onu tekrar incitebilir, ya da hayatından çıkamayıp kendi hayatıma zarar verebilirim.

Çevremdeki herkes bu düşüncelerimi duysa “Kızım delirdin mi sana ne elalemin zavallılarından- ya da- suçlularından” diyebilir. Ben işe yaramak,insan olduğumu hissetmek ve kendilerine insanca davranılmayan bireylerden hiç olmazsa, canı acıyan yüreği kanayan birine, desteğimle merhem olmak istiyorum. Daha doğrusu şimdilik sadece hayal ediyorum. Bunun için mesleki yeterliliğim yok ve bu bana ya da o kişiye zarar verebilir diye düşünüyorum. İnternette www.yoret.com diye bir site var. Rehber öğretmenlerle ilgili onlara danışmayı düşünüyorum, ne yapabilirim diye. Ama korkuyorum en çok da eşimin tepkisinden kendime zarar vereceğimden, zarar görebileceğimden korkarak beni engellemek isteyeceğinden. O yüzden şimdilik bunlar sadece hayaller aklımdan geçen düşünceler, hedef haline gelme olasılığı var mı zaman gösterecek. Bu desteği oyun odasına dışardan öğrencileri alarak ve onlarla konuşarak onlara sevgimi hissettirerek vermiştim. Hem ben hem de onlar çok mutlu olmuştuk, belki çocuklar açısından böyle bir şey düşünebilirim. Hayallerimin önündeki en büyük engel benim. Çocuk yetiştirmeye bile hakkım olmadığını düşünürken neler düşünüyorum. Belki bu düşüncelerin altında yatan bu isteğim ve bunun gerçekleşme olasılığının zayıf olduğunu bilmek.

Bu konudan eşime bahsettiğimde önemli bir noktayı hatırlattı. Arabadan kendisine seslenen kişinin bir hata yaptığını söyledi ve ekledi. Bahsettiğim insan onuruna yapılan saygısızlık değil, onun haricinde topu bizden isteyen aslında bir mahkum değil, bir görevliydi. Çünkü, biz yolun kenarında yürüyorduk, topu isteyen kişi bizim 1m. üstümüzde dikenli tellerin arasından bakıyordu.
                        

.Eleştiriler & Yorumlar

:: içinizde ki...
Gönderen: Özlem Özcan / , Türkiye
26 Şubat 2011
Ben bu yazıda bir insanın içinde var olan "iyi"yi gördüm. Ve tüm insanlık için bir kere daha umutla doldum. yüreğinizdeki iyi hiç zarar görmez umarım.///////////////Yazarın yanıtı: Merhaba Özlem Hanım, değerli yorumunuz ve güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim.Hepimizin yüreğinde var olan iyiyi besleyebilmek de, büyütebilmek de gösterebilmek de, kalıplarımız ve önyargılarımız gibi olgular nedeniyle hiç kolay değil ne yazık ki, yine de niyet etmek ve çaba sarfetmek, yaşamdan tad alabilmek için bence gerekli.Sevgi ve Saygılarımla.Didem

:: suçluluk
Gönderen: ESRA VIZVIZ / , Türkiye
30 Nisan 2010
suçlu olmak değil de suçluluk duymadan yaşamak sorun. hata ve suç iki ayrı kelime ve her ikisi de tel örgünün arkadında olabilir. ayrıca öğretilerin iletileri de önemli. bize bu dünyada yaşayabilmemiz için ne kadar doğru cümle ve davranış yükleniyor. ne kadarı da fiili olarak gösteriliyor tartışılır. asıl sevebilme gücü kapsama alanı çok geniş bir hümanizmi tanımlamalı dediğiniz gibi. bu ayrıntıda ayrıcalığınızı çok güzel dile getirmişsiniz sevebilme gücü ayrıcalığını.teşekkürler.Esra Hanım değerli ve anlamlı yorumunuz için çok teşekkür ederim.Sevgi ve Saygılarımla.Didem

:: Suçlu ayağa kalk!
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
9 Şubat 2010
"Suçlu ayağa kalk!" dese yüce yaratıcı,acaba kaç kişi yatıyor ya da oturuyor olabilir şu yeryüzünde?...Hatalara karşı toleransı olmayanların en çok hata yapan kişiler olduklarını gözledim çoğunlukla.Saygılarımla... Ömer Faruk Bey, değerli yorumunuzla beni onurlandırdığınız için teşekkür ederim. Hatasız kul olmaz demişler. Sanırım bebekler ve çocuklar haricinde, hiçbirimiz masum değiliz. Ancak hatamızın ve suçlarımızın sonucunda, etkilenenlerin maruz kaldığı zararın telafisi de önemli. Küçük yaşlarda, davranışlarının sonuçlarını yaşına uygun ölçüde yaşamalarının, bireylerin hata ya da suç işlemeden önce bir kere daha düşünmelerine katkısı olacağını düşünüyorum. Gözleminize katılıyorum, tıpkı, kendisine şiddet uygulananların, bu davranışın kendisine karşı bir suç işlenmesinin sonucu olduğunu reddetmesinin,kendisini kurban yerine suçlu konumunda görmesi ile sonuçlanması gibi.Ve kurbanın yeterince güçlendiğini hissettiğinde bu sefer kendisinden zayıflara şiddet uygulama hakkına sahip olduğunu düşünerek, geçmişinden intikamını alması gibi. Kendi gözüne hesap vermeyi tercih eden bireyler toplumda çoğaldıkça kazananların hem bireyler, hem toplum hem de doğa olacağını düşünüyorum. Sevgi ve Saygılarımla.Didem

:: Sadece Geçiyordum ama Kalacağım
Gönderen: Dinçer Özbey / , Türkiye
5 Ocak 2010
yazılarınızı okumak ve sizi anlamak istedim yorumunuzu görünce ki beni çok sevindirdi daha da sevindiren karşımda içindeki insanı tamamen öldürmemiş bir insan bulmak oldu çok teşekkür ediyorum içinizdeki insana tekleyen katil dünyada hala insan kalabildiği için Dinçer Bey,dinlemek istersek, içimizdeki insanın bize söylemek istediği çok şey olduğunu düşünüyorum, elimden geldiğince onun sesine kulaklarımı tıkamamaya çalışıyorum.Kaçmadım isimli şiiriniz, daha önce benzer duygularla yazdığım bir şiirimi anımsattı, sizin de benzer bir durum yaşadığınızı tahmin ettim,yazınızın sadeliği ve güzelliğine rağmen içindeki acıyı hissettim.Yorumunuzla beni onurlandırdınız, çok teşekkür ederim.Sevgi ve Saygılarımla Didem

:: insan
Gönderen: Aysu / , Türkiye
31 Aralık 2009
onlar yüreğini kapatır insanın sesine,onlar yüreğini kapatır derinliklere , bakıp görmek ,görüp duyarlı olmak ve sorgulamak en insani yanında durmak ,işte budur sevgili arkadaş.Aysu Ne güzel söylemişsiniz, teşekkür ederim içten yorumunuz için, ayrıca sevgili arkadaş hitabınız beni çok mutlu etti.Didem

:: ne iyi ...
Gönderen: kemal düz / , Türkiye
28 Aralık 2009
ne güzel dile getirmişsiniz.. insan hep insan... ha orada ha burada. içerisi de dışarısı farketmez. önemli olan düşüncelerimizi hapsetmeyelim.Kemal Düz Haklısınız Kemal Bey, yorumunuz için çok teşekkür ederim.Didem




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gözlem Yansımalarım2

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cem Mumcu - Kendine Bakma Kitabı
Duru Sohbetler 2
Duru Sohbetler 1
Korkuların; Engellerindir Yaşam Sevinçlerinin!
Sarmaşık Sakal Yansımaları
Anlamlandırma Arayışı
Hayal Kafesi
Gündüz Düşlerim 2
Sekiz Saniye Yansımalarım B
Bir Aldanışın Ardından

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kırılmak [Şiir]
Yaşam yakında yakala [Şiir]
Sanatla Soluklanmak [Şiir]
Haykırmak İstiyorum [Şiir]
Anne Çocuk Eğitim Vakfı - Anne Destek Semineri [Öykü]
Gelen Gülüş [Öykü]


Didem kimdir?

Kendini arayan, dünyayı ,hayatı anlamlandırmaya ve onun içinde etkin olarak var olmaya çalışan, suskunlar ordusundan ayrılmaya çabalayan biriyim. Yazılarımda bazen; aklımdan, yüreğimden, içimden geçenleri, bazende farklı kişilikleri deneyimleme örneklerimi görebilirsiniz.

Etkilendiği Yazarlar:
Doğan Cüceloğlu, Jülide Sevim, Üstün Dökmen, Louise Hay,Allice Miller,Leyla Navaro,Emre Kongar,Kemal Sayar, Milan Kundera, Engin Geçtan,Türkay Demir, Gabriel Garcia Marquez, J.R.R.Tolkien,


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Didem, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.