..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Didaktik > selcan aktaş




18 Mayıs 2009
Ana Baba Hakkı (3)  
devam yazısı

selcan aktaş


yozlaşmış toplumda bir benlik karmaşası hikayesi


:BJCG:

Eski kanepeye başını dayamış,dizlerinin üstünde onu yıllar öncesine götüren ilan öylece saatlerce kalakalmıştı Ahmet.

Ne yazacağı yazıyı anımsıyordu ,ne editörün onu işten kovabileceği ihtimalini.
Yıllarca bir yere ait olmadan yalnız başına geçirdiği yaşamını düşündü.
Onu buraya getiren sebepleri,köyden kaçışını,günlerce aç kalışını,karın tokluğuna çalıştığı,evsiz barksız kalıp sokaklarda yattığı geceleri hatırladı.

Halbuki dedi yeniden.
Aniden İçi özlemle yandı tutuştu kendisini ait hissetmediği memleketine ve ailesine.
Gitmeli miydi? Bilmiyordu.

Nasıl karşılanacağından,hatta onu hatırlayıp hatırlamayacaklarından bile emin değildi.
En zoru unuttum derken hatırlayıvermekti içinde en derine gömdüğün acılarını.
İşte münasebetsiz bir zamanda çalmıştı anıları kapısını.
Kendisi farketmedi ama bir damla gözyaşı süzülüverdi kırışmaya başlamış yanağından.
Oysa o yanağına hiç değmemişti babasının koruyucu eli.

Bu nedenle mi hep gittiği psikologlar çocukluğuna döndürmeye çalışıyorlardı laf birlği etmişcesine.
Oysa onun en çok gitmek istemediği zamandı çocukluğu.

Ne kadar zaman geçirdiğini bilmiyordu .
Ev telefonunun sesine uyandı sanki derin bir uykudan.
Çoktan akşamın olduğunu,pencereden beyaz bir ışık hüzmesinin sızdığını gördü.

Bu saatte onu kimin arayabileceğini düşünüyor,bir yandan da elektrik düğmesine ulaşmak için uyuşmuş ayaklarını sürüyordu halının üstünde.

Efendim dedi telefonu açar açmaz.
Karşıdaki ses yazının henüz maıl kutusuna atılmadığını ,bir terslik olup olmadığını ters bir sesle soruyordu Ahmet'e.
Önce sesin kime ait olduğunu bile çıkaramadı.
Beyni uyuşmuştu sanki geçmişinin içinde.

Sonra editöre tam ne yapalım atarsan at ,zaten ısmarlama yazılar bana göre değil diyecekti boğazını temizlemeye çalışırken.

Alo sesi geldi yeniden.
Bu sefer biraz yüksek bir tonda.Tehdit ediliyor gibiydi.
Tam yazamadım,olmadı diyecekti ki,gözü yine gazetedeki ilana ilişti.

Of zaten bütün gününü bu saçma ilan yüzünden mahvolmuş,hatta işini kaybetmekle karşı karşıya kalmış,şu lanet olası telefonda vereceği cevap ileriki günlerde aç kalıp kalmayacağına karar vermek üzere iken bir terslik yok efendim,son düzeltmeleri yapıyorum,yarım saat içerisinde elinizde olur,ilginç bir yazı olacak deyiverdi.

Cevabı alan ses tonu çok inanmış gibi gelmese de tamam deyip kapattı telefonu.
Ne yazacağını bilmiyordu ama yazacağı her ne olursa olsun şu kahrolası ilanla ilgili olacak ve yarım saat içinde dizgiye gitmek için editörün bilgisayar ekranında görüntü olarak belirecek ve hatta onu şaşırtacaktı.

Bir kez daha göz attı ilana.

ACİL !!!
YIKILMAK ÜZERE OLAN HUZUREVİNDE BULUNAN 25 YAŞLI İNSANIMIZ İÇİN KORUYUCU AİLELER ARIYORUZ.
BAKIMA MUHTAÇ BU İNSANLARA YARDIM ELİNİZİ UZATIN.

İlanın altında adres,bir sabit telefon hattı numarası bir de internet adresi verilmiş ilginenlerin acilen ulaşması gerektiği belirtilmişti.

Önce telefonla arayıp bir haber vermek istedi huzurevi yetkilisine.
Ne de olsa resmi bir kurumun hakkında yazı yazacaksa haberleri olmalı diye düşündü.
Gazeteciliğe başladı başlayalı düstur edinmişti kendine muhatabını haberdar etmeyi.


Numarayı çevirdi.
Gecenin bu saatinde cevap alabilir miyim diye düşünürken açıldı karşıdaki telefon buyrun diyen tiz bir bayan sesiyle.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın didaktik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ana Baba Hakkı (2)
Ana Baba Hakkı (6)
Ana Baba Hakkı (5)
Ana Baba Hakkı (1)

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Deli Kızın Günlüğü (1)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aşkın Gözyaşları /kitap Eleştirileri [Eleştiri]
Kitap Eleştirileri (1) [Eleştiri]


selcan aktaş kimdir?

KİMİ SEVECEN. KİMİ MELANKOLİ DALIP GİDİYORUM HAYATIN İÇİNE. . . YAZI OLMASAYDI VE SUSSAYDI KELİMELER NE YAPARDIM BİLMİYORUM YAŞAM DENEN ÇUKURDA. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Öykücüler...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © selcan aktaş, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.