Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank |
|
||||||||||
|
Bu bekleyiş, sizin, beni aşağılama hakkını vermez. Ben bekledim ve mutluyum. Biliyor musunuz; bir daha olsa yine beklerim. Evet tahmin ettiğiniz gibi, iflah olmam. Şu eleştirilere bakar mısınız! Neden buluşma saatinden daha önce buluşma yerine gitmişmişim! Birincisi ben her önem verdiğim buluşmaya en az bir saat öncesinden giderim. İkincisi ise, kendime biraz vakit ayırmam gerekiyordu. Aslına bakarsanız, onu beklediğim her dakika gerçekten mutluydum. Yanımda O varmış gibi gezdim Beyoğlu’nu o gün, tek başıma. Yeni yerler keşfettim, Güzel kafeler, barlar ve restoranlar. Bir tur attıktan sonra, kendime yenik düştüm, dayanamadım ve yine bir kaç kadeh içmek için bir bara girdim. Tahmin ettiğiniz gibi fazla içtiğim söylenemez. Ama yanımda getirdiğim kitabımı okuduğum söylenebilir. Birde, lütfen dikkatinizi şu saçma soruya çekmek istiyorum. “Neden onu bir kere bile aramadın, beklediğin bunca saat içinde?” Eğer böyle düşünüyorsanız, size kendinize gelmenizi rica etmek zorundayım. Beni biraz tanıyanlar bilir. Buluşmamız hakkında kesin bir saate karar vermediğimiz açık bir gerçek olduğu gibi, benim istemdışı ondan bir telefon beklediğimde kabul edilmez bir gerçekti. İçimdeki “ya gelirse ne yaparım ben” korkusu beni yiyip bitiriyor, derin bir çıkmaza sürüklüyordu. Şimdi düşünüyorum da, yinede nasıl bu –anlamsız- düşünce halinin içine düştüğümü anlayamıyorum. Bu sürünceme halinde, işin içinden çıkılmaz bir hal aldığı gerçeği de peşimi bırakmış değildi. Ayrıca yine benim üstüme bu kadar gelmemenizi de rica ediorum. Gerçekten de ortadaki bütün koşullar elverişli değildi. Ve bu koşulları elverişli hale getirmenin de bir yolunu bulamamıştım. Yine benim bu konunun üstüne, (beklediğim kız için) yeterince düştüğüm konusunda da özeleştiri yapmak beni doğrudan doğruya bunalıma da sokabilir. Evet yine bu konuya değinmek beni derinden korkuttuğu için vazgeçiyorum. Sonunda yaklaşık altı saatlik bekleyişten, bu altı saat içinde yaşanmışlıklardan ve o içinden çıkılmaz ruh halinden sonra vazgeçtim artık. Evet tahmin ettiğiniz gibi sadece o günden vazgeçtim. Diğer günler veya zamanlarda buna devam eder miyim? Tanrı sizi inandırsın buna yemin edebilirim. Boşverin gelmedi işte.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aytekin Ateş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |