..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Aytekin Ateş




7 Mayıs 2009
Sizde Küçük Şeylerden Mutlu Olabiliyor Musunuz?  
Aytekin Ateş
Sadece beklediği için mutluydu. İşte o derece seviyordu onu.


:AIAD:
O olabiliyordu.

Hayatı gibi boş, beyaz bir kâğıt ve kalem önünde, yarı sarhoş bir şekilde, tek başına giderek düzensizleşen hayatını düşünürken, sadece onu beklediği için mutlu olduğunu hissettiğinde şöyle dedi kendisine; “Evet, onu bekliyorum.” Aslına bakarsanız gelmeyeceğini biliyordu ama o an içinde bulunduğu durum için bu o kadar da önemli değildi. Yazamıyordu o akşam. Gözleri diğer insanların yüzlerindeydi, arıyordu kendisini, beklediğini. Ne önemi vardı ki hayatın, yaşamın onu beklerken? Zaten hem kendi hatalarından, hem de başkasının üzerine attığı suçlardan dolayı sevmiyordu hayatını. İşte bu düşünceler onu çocukça bir heyecana sürüklemiş, yerinde duramamasını sağlamıştı. Ara sıra iki katlı olan barın merdivenlerinden bir aşağı bir yukarı çıkıyor, gizlice barın içini süzüyordu. Yerinde duramamak diye buna denirdi. Dayanamadı… Belki gelirde beni bulamaz diye tekrar yerine oturdu. Hayır, sigara içmedi o gün. İçmemeliydi. Kimin umurundaki, Zaten hep çok sevmediğini söylerdi. Ve çok severdi kendisine yalan söylemeyi. “Bu son kadeh…” “O'nun karşısına sarhoş çıkamam.” Dudağından dökülen bu kelimeler hâlâ hatırımda. Peh! Hiç bitmeyen sonlar. Hiç inanmamıştım O'na...
Bir anda geniş, yüksek ve tam çaprazında kalan giriş kapısına, gözü takıldı. Soğuk soğuk terliyor, etrafı incelemekten yorulmuş gözleri büyüyordu. O'nun arkadaşını görmüştü kapıda. Kendisini görecek korkusu kapladı içini. Tabii ki kaçmak kurtuluş değildi, bunun farkındaydı. Hemen yüzünü çevirdi fakat o loş ışık altında bile oturduğu kahrolası masa gün gibi aydınlıktı. Omzuna dokunan narin bir el yüzünü
tekrar çevirmesine neden oldu…
—Nasılsın?
—Tek başına mı oturuyorsun burada?
Tabii ki görmüştü kendisini ve hemen yanına gelmişti heyecanlı bir şekilde, beklediği “O”nun arkadaşı. Tam karşısında ayakta duruyor, giydiği güzel elbisenin eteğiyle oynuyordu. Elbise giyen bayanları çok sevdiği geçti içinden. ‘Bu sefer yalan söylemeyeceğim’ dedi kendisine ve cevap verdi;
—Evet, tek başınayım.
—Birini mi bekliyorsun?
O an için dünyadaki en zor soruyu sormuştu genç kız. Bir an duraksadı, içkisinden bir yudum aldı, yalanlarını silmişti hafızasından. Titreyen sesiyle:
— O'nu bekliyorum.
— Gerçekten mi? Biz de az önce konuştuk O'nunla. Kendini iyi hissetmediğini söyledi. Dışarı çıkamayacakmış bugün. Bizim yanımızda oturmak ister misin?
Bütün gücünüzle, elinizdeki bir vazoyu duvara fırlattığınızı ya da cam bir bardağın yüksekten yere düştüğünü düşünün. İşte o şekilde kırıldı ruhu binlerce, yüz binlerce parçaya. Belli etmemeye çalıştı. Ayakta zor duruyordu. Solgun yüzü yorulmuştu artık, yinede gülümsemeye çalıştı ve kibarca teşekkür etti. Yerinden kalktı ve bütün akşam izlediği büyük kapıdan dışarı çıktı. Yürüdüğü sokak ıssızdı. Elektrik lambaları onun için yanıyordu. Bir anda durdu. Gözlerinde biriken bir damla yaşı sildi. Çok zor ağlardı bu huyunu severdi. Ve gülümsedi. Sadece gülümsedi. Hissettiği mutluluk duygusuydu. Sadece beklediği için mutluydu. İşte o derece seviyordu onu. Yolun sonuna geldiğinde, yanındaki birinin kulağına fısıldar gibi, o şiddette, birkaç kelime döküldü dudaklarından;

“Evet, O'nu bekliyorum.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Lütfen, Seni Beklerken Nerede Olduğunu Söyleme Sevgili
Geç Kalan Mektuplar
İsyan

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hayaletlerin
İçinde Bulunduğum Durum
Sanrı
Ruhaltı
Olasılıksız


Aytekin Ateş kimdir?

Düşkün, hayalperest, bağımlı

Etkilendiği Yazarlar:
Rus ve yeraltı edebiyatı


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aytekin Ateş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.