Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin |
|
||||||||||
|
tereddütlü bir renk pıhtısı tozdan bir dal içinde kırılmış çoktan kendi döngüsüyle susan içini boşluklarımla doldurduğum.. Uçmak için bir ağaç kanadından Rostodan damlayan piliçsel sohbetlerden adım adım kendime kilitlediklerimden bir zincirle kuraklık arasına kelime kelime zihnimi bölen uykusuz tenlerden gelen bir renk pıhtılaşırken başka bir beyaza karıştığından yalan ile doğrunun renk körü olmasından dolayı tutuklu kılındı parmak uçlarım susulmuş öğelerin yerini boşluklarımla doldurdum ve dokunmadım.. ki bir sarmaşığın ve işte şu piyanonun sessizliği kadardır sana dokunmadıkça kendine sustukların.. rüzgar çok yönlü servetiyle donatıyor manzaramı.. ağaçların ellerinde ve kanatlarında bir sineğin aksak ritimleriyle bir şarkı başlıyor.. sus pus olmuş bir soluk sözleri 'yar' edilmemiş olan şarkının makamına otururken tekrarlanan bir 'susuş' daha sesleniyordu.. hicaz beklemeler bunlar biliyorum.. hüzzam ayrılıklar yolunda giderken kendi yoluna devrilen bir dal gibi olduğum yerden noktaladığım yere sarkıyorum beklerken.. gün bir dal gibi sarkar bilirsin bir diğeri ve bir diğeri kendiliğini yineleyerek.. bu yokuş baştan aşağı azalır yürüdükçe ve doğrulur gözlerim yerden yere kendimi sürgünlerim.. hicazi bir makamdır kendimi beklediğim.. bir sarmaşığın ve işte şu duvarın gri kirecini soyan bu rüzgarın renk körü olmasından dolayı fısıltılı gelebilir adın.. tabi.. ben de bilirim kabuksuz kalanladır kemiksiz ruhlar.. kırmızıdır ve soyludur eğildikçe dökülen yeşil dallar.. tanımlamak istemiyorum ki bilirsin beni.. kelimelerle ve kemiklerinle kırmak istiyorum üstündeki serinliği.. yine yapayalnız rüzgar kokuyorsun.. yine akşam ve altındaki gri gece işte uzun bir yokuştayız derken.. aşağı doğru ufalır bizsiz suretler.. Ay bir taç gibi gerilir üzerinde.. Bir krallık olmalı içindeki diyar.. susulmuş öğeleriyle renk körüdür hatalar bilirsin yeşili kırmızısı olmaz bizden yana.. kaç sus daha dökecek bu mevsim bilmiyorum aslına bakarsan saymayacağımda.. bir iki üç ve dün.. unutacağım kalanları.. bir şiire tutunup yok bir oluştan var bir sanrıya benziyor hatırladıklarım.. bu.. içine düşüp düşüp birikenleri yük gören.. yok bir oluştan yukarıya doğru azaldığını fark ede.. bilirsin sevmem yükselmeleri kaybolmaya meyillidir adımlayan.. yüksek voltajlarla atılan enjekteli aydınlatmalarla süslenmişken tüm zehir.. susarak birikmeli sözleri.. şehir doğuyor seher sabahında.. bir şehredişe köreliyorum.. renk ve renk.. saymalar biriktirir ki unutma.. kırmızıdır sabahın altındaki ve yeşili yeşil yapar bir taç ve sunulur günün taze elleriyle.. bir krallık olmalıyken derin sessizliğin.. hatırlatmayacağım o sabahı.. kapılardı boyumu aşan ve gelişimle susan zincirlerin sürüngen tıkırtısına uzanan temkinli parmaklarımdı.. kendimi kendimden geçiren bir vaaz görkemiydi kalbin.. akıttım sözlerimi ve giydiğim şu derindi!. Tekil mecmualar denktir sağlam adımlara.. sayısız öfke biriktirir kapakları gözlerimin kepenkler inerken gürültü üzerine.. tekmelenir göz yaşlarım.. ufalarak yerin dizelerinde.. Satır satır gök kuşağı.. dolaşarak saçların ardına.. bir türlü söylenmeyen şu makamın.. hüzzamından ayıklanır.. Anlatmayacağım o sabahı.. yağmur nasıl dolarsa boşluğa öyle doluyorum sustukların içine.. akmıyor aklıyorum hatıralarımı.. yazarak susuyorum ve susarak hatırlıyorum neler sezdiğini.. Çiz bir okyanus zamanını.. bölünebilen sudan sebepleri.. ayrılığa soyun ve aksın satırların.. bir harf biçimiyle seslenir hatırla.. ki kur yeni bir cümleyi ve at! krallık bildiğin görkemli sessizliğine.. Sür yollarını ..İçini boşluklarımla doldurduğum bir tarihsin sen.. sessiz ve tekrarlanan.. her yeni gün doğumundan her gelecek geceye dek sarkan.. bakışlarını devir ve devrilen hüznünü toparla dik yamaçlardan.. kıta kıta gök kuşağı.. toplanarak hüzzamından makamının taç kalbine kurulur.. içindeki ırak tahttan.. sür yokuşlarını.. okşasın terini rüzgardan sakınanlar.. bir kapı böyle çarpar değil mi?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © iLkEsU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |