..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herşeye imgelem karar verir. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > İyileşme > emine demir




22 Kasım 2008
Okul Yolu ve Beyaz Kurdele  
emine demir
Yol boyunca o’nu anlattı annesine. Eve geldiğinde çıkarmak istemedi üzerindekileri. Bir daha, bir daha baktı aynaya. Sanki şimdiden özlemişti öğretmenini. Utanarak sordu annesine “kıskanıyor musun anne”. Anne sadece gülmüştü bütün cevaplara denk.


:BCDA:
Uykusuzluğuna karşı canlıydı zeytin bakışlı gözler. Uyumamıştı sabaha kadar. Küçücük dünyasında genişletti hayallerini. Hiç bilmediği, görmediğiydi gözlerinin önünde duran. Nasıl birisiydi, ne yapardı? Saçları, gözleri ne renkti? Kızar mıydı acaba? Yok, kızar mı hiç, eğer öyle olsa sever miydi bunca insan. Öyle biri olmalı ki, sevsin annesi gibi…

Nerdeyse sabaha kadar uyumadı uçmaya hazır küçük yürek. Annesinin uyanmasını söylemek için açtığı kapının ardında hiç alışık olunmadık bir manzara duruyordu. Yatak çoktan düzeltilmiş, eşyalar yatağın üzerine itinayla koyulmuş, sanki annenin kapısını açmasını bekliyordu. Kapının açılmasıyla hemen doğrulmuş, sevinçle annesine sarılmıştı. Anne şaşkınlığa fırsat vermedi benliğinde, yıllar öncesini hatırlaması yetti bunun için. Özenle taradı küçük kızın saçlarını. Haftalar önceden alınmış kar beyaz kurdele takıldı ardından. Okul önlüğünü kendisi beğenmişti. Aynanın karşısına geçmiş kendisine bakıyordu. İnanamıyordu bir türlü. . Dönüyor, dönüyor tekrar bakıyordu. Bir başka edayla savuruyordu saçlarını. Nasıl kahvaltı yaptığını bile hatırlamıyordu. Erkenden yerlerini almışlardı ihtişamlı okulun bahçesinde. Gözler etrafı tarıyordu dikkatli bir şekilde. Acaba şu sürekli tebessüm eden kadın olabilir mi? Ya şu gözlüklü bey, ya da dedemin ki gibi saçları beyazlamaya başlamış olan şu adam… Merakı yiyip bitiriyordu onu. Kendince birçok kişi seçmişti, olabilir demişti hepsine de çocukça bir tutumla.

Nihayet çalmıştı hep uzaktan duyup hasretle kulak verdiği zil. Şaşkın bakışlar içerisinde sıra olmuştu hiç tanımadığı bir sürü çocukla birlikte. Konuşmalar yapılmış, istiklal marşı söylenmişti. Ve en sonunda o an gelmişti. Gözlerine uykuyu tattırmayan, merakını kudurtan kişiyi görecekti nihayet. Sınıfa annesi götürmüştü. Onu bir sıraya oturtmuş, yanına da kendisi oturmuştu. Anladığı kadarıyla herkes kendisi kadar hevesli değildi. Çünkü büyük çoğunluk ağlıyordu. Anlam veremedi bütün bunlara. Artık annesi de gitmişti. Güçlü hissetti kendini. Artık büyüdüm dedi kendi kendine. Bazılarının halen ağlamasına rağmen girdi içeri sabahlara kadar hayalini kurduğu öğretmen. Bugüne kadar hiç böyle hissettiğini hatırlamıyordu. Hatta bayram sabahlarında bile hiç böyle olmamıştı.. Ayağa kalkması gerektiğini biliyordu. İçeriye giren bayan gözlerini kamaştırdı. Sanki daha önceden tanıdığı, her gün gördüğü birisiydi. İçindeki sevgi seli taşıverecekti sanki.

Öğretmen kendisini tanıtmış, sanki o da herkesi daha önceden tanıyormuşçasına sevgiyle bakıyordu herkese. Şimdi sıra sizde demişti. Herkes beklide hayatında kurduğu en riyasız cümlelerle anlattı kendini. Öğretmenin söylediği her şeyi, her heceyi, her harfi müthiş bir dikkatle dinliyordu. Cırlak zilin sesini, onu öğretmeninden ayırmaya çalışan bir el gibi bildi. Halbuki bir önceki zilin kavuşmaya atılan ilk adım olduğunu unutmamıştı. Öğretmen çıkmamıştı, velilerse sınıfa çoktan doluşmuşlardı. Öğretmen hanım hepsiyle tek tek tanışıyor, büyük bir itina ile ilgileniyordu. Annesi de konuştu öğretmeniyle. Annesinin kulağına “nasıl buldun onu” demişti. Annesinin cevabı beklediğinden daha güzeldi, “tıpkı senin bulduğun gibi”. Gitmesini istemişti annesinden. Harçlık istemeyi de unutmamıştı. Artık her yönden ağır ağır özgürlük kazanmanın adımı bugün atılacaktı.

Gün çok çabuk geçmiş, ayrılmak istememişti öğretmeninden.İçinden öpmek gelmişti onu, ama cesaret edemedi söylemeye. Dışarıya çıktığında annesi çoktan gelmişti okula. Yol boyunca o’nu anlattı annesine. Eve geldiğinde çıkarmak istemedi üzerindekileri. Bir daha, bir daha baktı aynaya. Sanki şimdiden özlemişti öğretmenini. Utanarak sordu annesine “kıskanıyor musun anne”. Anne sadece gülmüştü bütün cevaplara denk.. Ve uyumuştu dünkü uykusuzluğuna inat.

Sabah kalktığında saatine baktı, ama bugünkü başka bir heyecandı. Bir kişi değildi rüyalarını süsleyen. Bir sürü çiçekti merakını kaplayan. Yine erken kalkmıştı ama bu defa kendisi taradı saçlarını. Ve uğur getirmesi için aldı eline öğretmenliğinin bu ilk gününde yıllar öncesi ilk defa taktığı kurdelesini. Aceleyle çıktı kapıdan. Ve yıllar öncesinin heyecanını tadarak, kendi okul yoluna hiç benzemeyen bu yeni yollarda yürüdü öğretmen olarak…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sırlı Sessizlik
Bir Küçük Yolculuk
Hakkını Helal Et Anne!
Noktalı Virgül

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sen Benim Gibi Sevemezsin [Şiir]
Gibi... [Şiir]
Mış Gibi Dünyamız [Şiir]
Mutluluk [Şiir]
Bir Düştür Sevda [Deneme]
Uçuk Pembe [Deneme]
Sevginin Sevgiye Dokunup Sevgili Olduğu Gün [Deneme]


emine demir kimdir?

aşka aşığım en açık ifadeyle. ''olmak, orda olmaktan daha çok şey ifade eder'' diyen düşünürsanki benim dilimden konuşmuş. . .

Etkilendiği Yazarlar:
edebiyatla uğraşan tüm sanatçılarda etkileneceğim bir yön muhakkak vardır.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © emine demir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.