En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Görkemli bir Londra yolu Paslı ızgaraların üstünden geçiyorum Delik deşik fikirlerdeyim Delik deşik derken Şehrin doğasında var biraz kendinden kaybetmek Izgaraların demirdendir aslında boşlukları! Benim doğamda varsa kendimden kaybetmek Aslında kalbimdendir pas tutmuş yanlışlıklarım.. Üzerime ağladıkça; beni demirden sanmaların.. Sen henüz Londraya gitmemişken Senden evvel bir ben oraya varıyorum.. Londra misal yağmursuz ve sıcak bir gününde senden önce varabildiğim emsaliyle yollarına fikirli fikirsiz tecrübeler akıtırken henüz görmediğin bir sokaktan geçiyorum Biraz ilerde Her şeyi yerle bir eden dağınıklığa meçhul giden çocuk sesleriyle yüklü bir park göreceğim Sen henüz yağmamışken yine bir şubatsız gecede sen hiç doğmamışsın gibi seni kendimden saklayacağım Biliyorum orada seni üç kere ana.cağım birinde uzaktan çocukları severek ikinicisinde sensizliğimi üçüncüsün de ise dünyanın her yerine kabil etmiş sesinle sersemleyerek Seni kendime anı.yor olacağım Londra’ya sen henüz varmamışken az evvel geçtiğim yoldan seni aşağı itiyor olacağım Misali devrimlerimde anadan doğma babadan olma yapraklar gibi sağa sola yatıp kararsız ve bir dalla sabitlenmiş yeşil oğlu yeşil bir rengi anımsayacağım.. Londrada seni kendi spazmına atmış kesik ve renksiz bir solukla can yeleğine asılmış boğulmak üzere bir gök yüzünden yerlere düşüreceğim ..her bakışımda ızgaralar arasında göreceğim ..yüzünü çevirip göğe dolayacağım ..yüzünü karşı binaların balkonlarında göreceğim ve saçlarını düşüneceğim senin ..tam arkanda olup biten görünmezliğimle ensenden seyredeceğim Londrayı ..henüz sen hiç bu şehre gelmemişken iki olmazı bir ben olduracağım Işıklar yanacak geceye dair ..deklanşör çıtası kırıldığında gözlerinin yuvasında büyüyen bebeği an be an seviyor olacağım.. Londrada bir fotoğraf anımsayacağım senin hiç görmediğin duvarımda asılı kalan çerçevede dört köşeli bir anınla seni bana hatır.lat.acağım Londra misali yağmursuz ve sıcak olmayacağım bana uzun kollu çıplaklığınla gel iki kere giy üstüne beni ..tenine sarmaşıklanan yabani otlardan ayıkla hatalarımı ..kapat orta yerde zehrolan dünyaları ..gözlerinde bir bebek ağlamış yeşil fonda siyah şaşkınlığını izlerken ışık saçmışım sanma beni ..oysa sen ağladığında o yıldızlar hep bana dökülmez mi? Bana londradan bir güzle gel ..henüz oraya bir daha gitmemişken sen benden yağmamışken bu şubatta londrada geçmeyecekken ..batıda kalan fikirlerimden doğan güneşle her yönümle bana dolanda gel Toparla beni.. dünyanın elleriyle kendi mesafene katma beni ..bin milyon ışık yılı gözlerimden damlar şimdi ağlasam ..ağlamak denilemez gözler sensiz uzak sanki ..uzaklık denilemez gözlerinin sözlerinden düşmek denilebilir belliki ..işte bana zehirlerce sen londrada yaşamışken ben o yıllarımda henüz seni bilmiyorken ..evrensel bir dille öğren kendinle tercüme et beni Şehirlerce ben diline dolandıkça bir ezbere baki bir ömrünle beni ana' diline anlat sevgili.. Çocukluğumdan beş gün uzaktayım şimdi saçlarımdan akan kelebek tokalar çoraplarıma bulaşan dikenlerle seninle ayıklanmaya geldim usunla dire beni.. bir çocuğa gülümser gibi gözlerinden damlat beni.. çocukluğumdan unuttun sen beni.. çok uzaklardan gelen uzaktaki sesim şimdi soluğuma karışır..hem öyle ıssız öyle derin ve spazmına yakın içeri doğru soludukça dışarıda kalan yaşam müsadesiyle boğulduğunu gördüğümden beni hiç doğmamış öz çocuğuma yasakladın üvey mahremiyetlerin curcunasıyla beni henüz yaşamadığım gecelere attın ..Herhangi bir ilimle uğraşan akşam üstü kurmacalarından çay içip dediklerini kodlayan yaşamlara sözlerindeki yayın savurgan gücüyle ok.landım şimdi deprem mevsimidir çöl altlarında kaldım aşağı doğru kumlar ektim yukarı doğru nefes aldım Biraz ilerde bir durak göreceğim seni beklediğime bakılırsa sen hiç gelmediğin londrada benden önce bulunmuşsun Senden bana notlar biliyorum kısa kısa ..uzun kısa ve uzun uzun anlatan ..konuşkan sözler sözsüz bakışlar ..bakışsız eller her yerde biraz olmamışlık yatar esasında İçimde bir londrada sen henüz orada değilken benden evvelinde varmışken o londrada gittiğim her yerde üç defa anımsarım seni ..ilki bu şehri de görmüş olduğun ..ikincisi beni bu şehirde de gördüğün ..üçüncüsü bizi benden önce batıya doğru ağladığın için ..umutlar battığında Güneş hep doğudan yükselmez değil mi? Seni beklediğime bakırılısa ‘her şeyi ters dönüyordu dünya zaman kaybı dolmaktaydı bir bardaktan bakılınca’ oysa benden evvel gelmişsin ..benim henüz görmediğim bu şehre sevgili ..beni sana ağlayarak bırakmış hatasız kollarınla üç defa sarmışsın yokluğunla beni .. bizden önce de yaşamışsın belliki.. bendeki doğum günün kutlu olsun.. seni gördüğüme bakılırsa sen o hiç görmediğim londrada unuttuğum saçlarımdan tokalarımı ağlayan çoraplarıma diken batan çocukluğumun yüzüsün sevgili sen şimdi Bir londrada İki’ndi akşamında Üç’ boyunca beni arzula sevgili Aşkın doğasında vardır insanı insanla çoğaltmak sevgili Londrada bir Paris akşamını Mersinden anlatıyorum sana ve üç’ bilinmeyenli bir’ denklemin Iki eksiğini hatırlatıyorum ..ak'lımdan geçen tüm şehilerde aklıma egemen.sen var sevgili ..bu kış da londrayı seninle özleyeceğim belliki.. Tavsiye: The Verve ^Sonnet^
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © iLkEsU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |