Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
ellerimden geçen güverteleri ve beyaz rüzgarlarıyla kız çocuğu saçlarımı savurup güneşe ayna tutan yankılı kahkahalarımı bir gün ben nerede bekletmiştim tozlu kilimin tozunu dalgalandıran ışık kapının altından süzülüp odamı eskiten o eskiyi benim yapan hatırlarımın yorgun sırtından gürültülü ellerini çek ellerinin gürültüsü tutamadığım kayıp ses tutamayacağım bir söz için sarf edilmiş olacak çokTAN henüz matematiği yapılmış olmayacak bir gün dönümü O öldüğünde kim için değer kalır kim içinde ölür tozlu mudur ışık hatıra tozlu mu? dur! ihtiyar bir odanın yükselen gölgesinde baktığım yer -tozlu mudur bir sesin yok oluşuyla yüzümden geçen renkleri sessiz iklimleri bir yolu sırtından çeken uzun nefesleri bildiğim tüm hikayeleri ben nerede öğrenmiştim_ rüzgar bana bakıyor uzun gözlerinde kısa mesafelerle yüzümde bir şehir ezgisi sırtımda güneş ağarıYoR içimde bir kız sesi dolaşıyor saçlarım karaya vuruyor sahi denizdedir benim kız..ıl es'li saçlarım.. içimde eskiyen avuntu başlıyor mevsim güz oluyor güz yaprak esiyor tozlu mudur şimdi bir gramafon sahici renklemiyor hiç seslenmiyor hisli midir bari sesinin kıvılcımlarından bir ömür tutuşuyor gramafon başlıyor ateşler üzerinde pişmeye hevesli bir kalp onun için atılıyor tutmayacağım bir sözü tutmayacağım nefes ile sen bir gün çokTAN öldüğünde henüz matemi yapılmamış ömrünle odamdaki tozlu kilimin ışığından süzülürken nereye saklamış olacağım sahi benden yorgun hatalarla geçtiğini nereye saklayacağım bir gençlikle sevilirken seni bizden terk ettiğimi bir kutu ve bir pervaz dibi sağı solu çamaşır ipi hem kedisi hem minderi nerede unuttuysa gözlerini iki camdan yükselen rengiyle yaşlı kalmış bir kadının elini tutmayacak sözleriyle tutamayacak çokTAN giden sevgili.. gramafonda bir kalp ateşe verilmiş bir aşkı bestelemeden önce genç yüzlerinde sevilip terk edilmiş yorgun hafızalarında saklı kalmış bir kilimin üstünden kalkan bir toz dumanında düşünüp dalacağın hatıraları pencerene konan ses kapından geçen kes! yerinden kalkan pes! hepsi dizelerinde hepsi kaderinin seferinde yanına dolacak matematiksiz bir sağlamanın denklemi kurulacak sahi hala kalırsa yanında biri beni senin yaşlılığından soracak ve sana benim yaşlarımdan bakacak ona söyleyeceğim_ ben terk etmemek için sevgili hiç sevmedim diyeceğim gramafondaki ateş sesini tutmadığım şarkıları yutkunacak içimde dolaşan kız kızıl denizlerinde sesini savuracak ellerini çek hatıralarımı bekleteceğim bir ışık hüzmesinden süzülüp o gramafondan sen henüz ölmemişken tüm gençliğimi serpeceğim..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © iLkEsU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |