Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov |
|
||||||||||
|
Biz de, düşünen insanlar olarak, günlük hayatımızda düşüncelerimizle örtüşen ya da örtüşmeyen birçok kapama eyleminde bulunuyoruz. Bu eylemlerimizden dolayı da hiç yadırganmıyor ve insanların zihinsel berrakları açısından insanlar tarafından yargılanmıyoruz. İşte bu eylemlerimizde GENÇ SİVİLLLER mantığından hareket ediyoruz ve kapatıyoruz. Kapatmak her zaman tehlikeli değildir. Kapatmak tehlikeli olsaydı herhalde aşağıda numaralandırılan kapatma eylemlerini kapatmazdık. İşte kapattıklarımız: 1. Çenemizi kapatıyoruz. Egemenler, bizim çenemizin açılmasından, kendi egemenlilerini tehdit olarak gördüklerinden dolayı, biz de çenemizi basit bir dudak hareketiyle kapatıyoruz. 2. Sabah evimizden işe çıkarken, evimizin kapısını kapatıyoruz. 3. Akşam işten dönerken iş yerimizin kapısını kapatıyoruz. 4. Canımızı sıkan, alyuvarlarımızı hareketlendiren haber ve sair proğramlardan dolayı TV’i kapatıyoruz. 5. Spor sayfasına göz attığımız gazetenin sayfalarını kapatıyoruz. 6. Doktorlar, ameliyat için açtıkları yaraları kapatıyorlar. 7. Arabalarımızın açık pencerelerini, bagajını ve kapılarını kapatıyoruz. 8. Uyuma eylemini hızlandırmak için açtığımız kitabımızın kapağını kapatıyoruz. 9. Ölen insanların mezarda üzerini kapatıyoruz. 10.Ay ortasında boşalan cüzdanlarımızı kapatıyoruz. 11.ABD’nin Ebu Gureyb Cezaevinde yaptığı işkence ve vahşetin görüntüleri ile karşılaşınca gözlerimizi kapatıyoruz. 12.Yollarımızda, yollarımızı kesen rögar kapaklarını kapatıyoruz. 13.Enerji tasarrufu için, gereksiz yanan elektrik düğmelerini, boşa akan çeşmelerin musluklarını kapatıyoruz. 14.Yanlış numarayı çevirdiği halde telefon âdâbını bilmeden kiminle konuştuğunu merak ettiğini ifade edenlere karşı müsterih bir cevaptan sonra telefonun ahizesini kapatıyoruz. 15.Uçaklarda, otobüslerde ve lüks arabalarımızda seyahat halindeyken yol güvenliğimiz açısından cep telefonlarımızı kapatıyoruz. 16.Düşüncelerimiz şiddet içermesin ve ortalıkta dolaşarak ele ayağa dolaşmasın ve her dem taze kalıp bayatlamasın diye, derin dondurucuya koyup derin dondurucunun kapağını kapatıyoruz. 17.Orhan Veli de, gözlerini kapatıyor ve İstanbul’u dinliyor: İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgâr esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. … Sevgili okurlar, kapatmak her zaman tehlikeli değilmiş değil mi? Ki sizler de okumuş olduğunuz bu yazının linkini ya da sayfasını kapatıyorsunuz. Hiç tehlikeli olsaydı bütün bu kapatma eylemlerini yapar mıydık? Ben de selam ve muhabbetten önce yazımı kapatıyorum. Selam ve muhabbetle.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hayati Okur ERDEMOĞLU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |